
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
ESKİŞEHİR'E TAKIM RUHU YAKIŞIR
Eskişehir' de, özlem duyduğumuz, bir türlü de gerçekleşmeyen, "TAKIM RUHU" geçen hafta gerçekleşti. Şehrin üst düzey yöneticileri, tramvay projesinin önündeki engelleri görüşmek ve çözüme kavuşturmak amacıyla bir araya geldi. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen toplantıya, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve ETO Başkanı Harun Karacan dışında, kentin önde gelen diğer yöneticileri tam kadro katıldı
Toplantıya Vali Mehmet Kılıçlar, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. DR. Yılmaz Büyükerşen, AKP Milletvekili Murat Mercan, CHP Milletvekili Murat Sönmez, MHP Milletvekili Beytullah Asil, Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, ESO Başkanı Savaş Özaydemir, AÜ Rektörü Davut Aydın ve ESOGÜ rektör Vekili Naci Özer katılması Eskişehir' in geleceği, özellikle de Eskişehir' de gündemde olan ve gerçekleştirilmesi düşünülen projeler açısından da umut oldu.
Hiç şüphesiz, bu toplantının mimarı, Milletvekili Sayın ÖZTÜK' tür. Son yıllarda Eskişehir'in sorunları ile ilgilenen, iktidar milletvekilidir. Kendisini, TBMM' de ziyaret etmiştik. İlettiğimiz konu ile yakından ilgilendi. Kısa sohbetimizde, kentin sorunları üzerinde de yapıcı ve geleceğe yönelik tespitler yapmıştı.
Sayın ÖZTÜRK' ün, tramvay ile ilgili olarak, "DPT ile görüştük. Proje ile ilgili parasal bir sorun olmadığını söylediler. Sadece küçük bir teknik konu var. Bu konuyla ilgili Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN bizlere toplantıda bilgiler verecek. Bizde konuyla ilgili nerede tıkanıyoruz onu tartışacağız ve çözme yoluna gideceğiz. Bu konu siyasi malzemeden uzak tutulmalı. Siyasetçilerde yapacakları açıklamalar ile çözümsüzlüğe meseleyi itmemeli. Siyaset çözümsüzlük yaratmamalı'' sözlerine katılmamak mümkün müdür?
Elbette Eskişehir' de siyaset, kentin sorunlarının önünde engel teşkil etmemelidir. Çünkü siyaset, sorun yaratma değil, sorun çözme sanatıdır. O nedenle de Eskişehir' de atanmışlarla, seçilmişler, takım ruhu içinde çalışmak zorundadır. Aksi halde hem siyasetçiler, hem de Eskişehir kaybeder.
Eskişehir dışında yaşayan vatandaşlarda, bu tablonun farkındadır. Nitekim Afyon Belediye Başkanı Sn. Abdullah Kaplan, " 1980'li yılların sonuna gelinciye kadar Eskişehir bölgemizin en önemli kentiydi. Hem üniversite, hem de sanayi açısından müthiş bir gelişim içinde idi. Ancak 1987-1988' den sonra, bu niteliğini hızla kaybetti ve bu özelliklerini Konya ve Bursa'ya kaptırdı." sözleri karşısında, O günlerde, milletvekilleri, Valimiz, Anakent, Odunpazarı, Tepebaşı Belediye başkanlarımız, ESO ve ETO gibi, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin il teşkilatları, en önemlisi de Üniversite rektörlerimiz, ne düşündü bilinmez ama Afyon Belediye Başkanı' nın, bu tespitleri, hala sohbetlere konu oluyor. .
Elbette Eskişehir'deki, arzu edilmeyen tablodan, bugüne kadar gelmiş ve geçmiş, milletvekilleri, belediye başkanları ve parti il teşkilatları ve meslek odalarının da sorumluğu var. Ancak Eskişehir' deki, bugünkü tablodan, sivil toplum örgütlerinin, özelliklede meslek odalarının belediye başkanlarının ve kurum/kuruluş, yöneticilerinin, hiç mi payı yok?
Ayrıca ülkemizde, "TAKIM RUHUNU" geliştiren iller, her alanda mesafe kaydetti. Bu illerde kısır çekişmeler yok. İllerin menfaatleri, her şeyin önündedir. Birlik ve beraberlik var. Nitekim yıllar önce Kayseri' de, bir toplantıya katılmıştım. Toplantıda, değişik partilerden kişiler vardı. Ancak tek ses gibi hareket ediyorlardı. Bunun nedenini sordum. Bir partili, " Kayseri içinde, partiler olarak demokrasi gereği, mücadele ederiz, Ancak Kayseri dışındaki sorunlarımız karşısında ve taleplerimizde ,"TEK PARTİ" gibi hareket ederiz." dedi. Bu politikaların, Kayseri'yi, getirdiği nokta ortadadır.
Diğer yandan demokrasilerde, sorunların çözümü ve ilin kalkınması, halkımızın da elidedir. Halkımız, yıllarca oyları ile partilerde, belediyelerde ve sivil toplum örgütlerinde, belli kişi/kişilere, görev verdi. "DOĞAL LİDER" olabilecek insanları seçmedi. Kentteki olumsuz gelişmeleri de, türbinden seyretti.
Geçmiş yıllarda, "Temel sağlık Hizmetleri Projesi", "Kaymaz Altın Maden yatağı", Sivrihisar' da gerçekleştirilmek istenen, " Sanayi Atıkları Geri kazanım ve Bertaraf Tesisi Projesi" ile ilgili mücadelede yalnız kaldık. "Atatürk Koruluğu ve Çocuk Parkı" nın, isim değişikliğinde, Sivrihisar'da gerçekleştirmek istediğimiz, ürün, kültür ve ağaçlandırma projelerinde ve benzer onlarca sorunla mücadelede, halkımızın, elini taşın altına koymadığına, bizzat tanık olduk.
Eskişehir, bu tablodan kurtulmak zorundadır Bunun içinde vilayet, anakent ve alt belediyeler, Kurum/kuruluşlar, Siyasi Partilerin İl teşkilatları, ETO, ESO, ESİAD gibi sivil toplum örgütleri, en önemlisi halkımız, bir "TAKIM RUHU" içinde çalışmalı, ortama da, "DİYALOG" ve "HOŞGÖRÜ" gibi kavramları hakim kılınmalı, her kesimde elini taşın altına koymalıdır. Çünkü gidebileceğimiz, BAŞKA BİR ESKİŞEHİR YOK.