
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
"Ev baklavası olur ama bizim olur!"
Vali Koçdemir'in en çok takıldığım cümlesiydi!
Bu kadar çok takılmamın nedeni belli;
Kültür Başkenti Projesi Eskişehir'e verilmişse, bunu Eskişehir yapmalıydı!
Her ne kadar hep ayrı gayrı olsakta, bizim dilimizden anlayan yine bizizdir çünkü!
Bu şehrin dışarıdan gelen şirketlerin yapacağı organizasyonlara çokta ihtiyacı yoktur birde!
Hani 'Tarım ülkesi' deriz, 'kendi kendine yeter' deriz.
Eskişehir'de öyledir.
Kültür kentidir ve bu konuda biriktirdikleri ile kendi kendine yetecektir...
***
Daha birkaç gün önce, proje ile ilgili çekincelerimizi yazdık.
Pek çok soru ortaya koyduk.
Bu soruları dünkü kahvaltıda işin muhatabına sorma imkânı bulduk.
Samimi yanıtlar aldık.
En önemlisi ise azalan zamanla ilgili oldu.
Vali Koçdemir bu soruya;
"Endişemiz var ama korku türünden değil" dedi.
***
İşte bu cümleden sonra gelen 'Ev baklavası gibi olur ama bizim olur" sözü çok anlamlı ve üzerinde dakikalarca düşünmemize neden oldu!
Evet, bu projesi biz yapacağız, biz hayata geçireceğiz.
İşin başındaki kişiler...
Yerel yönetimler.
Üniversiteler.
Bürokratlar.
Basın.
STK'lar.
Ve elbette Eskişehirliler...
***
Başkent unvanını hak eden zaten kentin kendisi değil, kimse karıştırmasın.
Bu unvanı alan Eskişehirlilerin kendileridir.
Kentin kültürel alt yapısını hazırlayan vatandaşın ta kendisidir çünkü.
Halkın içinde olmadığı bir Kültür organizasyonu bu şehirde olamazdı, olmamalıydı.
Vali Koçdemir bu konuyu üzerine basa basa dile getirdi.
'Halkın istediği şeyleri isteriz' dedi.
'Bu işi hep birlikte yapalım' mesajını verdi.
***
Bakın ne diyeceğim...
Kültür Başkenti Projesi hepimiz için önemli bir fırsat.
Kimse yanlış anlamasın, işin ekonomik getirisinden asla söz etmiyorum.
Kentin sosyal alt yapısına katacaklarından da bahsetmiyorum.
Sözünü ettiğim şey, 'bir şeyin etrafında kent olarak buluşmamızdır.'
En nihayetinde, 'bir şeyi bir araya gelip başarmakta bir kültür işidir!'
Bunu ancak gelişmiş toplumlar yapabilir.
Eskişehir'de bunu yapmalı.
Parti, fikir, bilmem ne ayrılıkları gütmeden, bir eğitim ve kültür kenti olarak yapalım, başaralım bu işi...
Evet, acemice olabilir.
Evet, amatörce olabilir.
Evet, ortaya çıkacak eserler çokça entelektüel kesime hitap etmeyebilir.
Evet, bir Viyana gibi olmayabiliriz, ya da bir Paris gibi!
Olmasın varsın.
Yeter ki biz yapalım.
Eskişehir yapsın, Eskişehirliler yapsın.
Yapsın da varsın ev baklavası gibi olsun.
Onun tadı bile, bir başkadır çünkü!
Nasıl başlarsa öyle gider!
Bu yazı için geç kalsakta, yine not düşmeden geçmeyelim.
Eskişehir'in yeni yıla girişiyle ilgili mesele...
Kent merkezi alanları doldu taştı.
Rengarenkti her yer!
Ve tek bir olay çıkmadan bitti güzel gece.
***
Polisin başarısıdır diyebiliriz!
Tam 750 polis sabaha kadar nöbet tuttu çünkü.
Belki de bazı olayların kıvılcımı bile çakılmadan bitirildi.
Kutluyoruz.
***
Polis gözetiminde olsa da, eğlenmeyi öğrenmeye başladık gibi geliyor bize!
Mutlu olduk.
Huzurlu bir yılbaşı geçirdik.
Yeni yıl nasıl karşılanırsa, öyle gider derler.
Umarız huzur dolu bir yıl olur.