
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
EYALET SİSTEMİ TÜRKİYE'Yİ BÖLER
DİYARBAKIR Anakent Belediye Başkanı BAYDEMİR, Türkiye'nin özerk bölgelere ayrılmasını, Birinin Kürdistan Özerk Bölgesi olması gerektiğini söyledi. Her bölgenin parlamentosu olmasını, ayrıca Türk bayrağının yanında, bir de Kürt halkının yerel renklerinden oluşan bayrağın da gökyüzünde olacağını söylemesi soruşturma nedeni oldu.
BAYDEMİR, bu söylemleri ile nabız mı yokladı bilinmez ama Ayrı bayrağı, ayrı parlamentosu, ayrı dili olan Kürdistan Özerk Bölgesi" istediklerini ilan ederek, hedeflerini kamuoyu ile de paylaşmış oldu. Ancak Kürdistan Özerk Bölgesi"nin yanında, Doğu Karadeniz, Orta Karadeniz bölgesi diye söylediği diğer "özerk bölgeler" Kürdistan bölgesi ve bayrağını" kamufle etmek için, söylediği de bir gerçektir.
Baydemir'in sözleri "sürpriz" değil elbette. PKK-BDP taleplerinin esas itibariyle adı konmamış bir federasyon talebi olduğu biliniyor. Ayrıca, Türkiye'den "siyasi çözüm" isteyen uluslararası çevrelerin, kastettikleri Baydemir' in taleplerinden daha da çoktur.
12 Eylül 1980'de Kenan Evren, Türkiye' nin jeopolitik konumunu ve etnik yapısını düşünmeden, Türkiye'yi 8 eyalete bölmek için, kararname bile yayınlamıştı. "ABD de böyle yönetiliyor, Pakistan da... Türkiye de mutlaka eyalet sistemine geçecek" demişti. bu eyaletleri de, "Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon" olarak sıralamıştı. Ancak kamuoyu dan gelen tepki üzerine, hayata geçirilemedi.
Yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Tekirdağ'da katıldığı bir açılış töreninde, eyalet sistemine ve Amerika'ya övgüler dizdi. AKP'li Bakan, ABD'nin eyalet sistemi uygulamasında, Osmanlı Devleti'nden esinlendiğini söyledi. Eyalet sisteminin Osmanlı devletini yok ettiğini de unuttu. Ayrıca bu proje, hayata geçtiğinden, İstanbul'daki Patrikhane Vatikanlaşma yönünde önemli adımlar atacak, Ermeniler dünyada ve Türkiye'de, yeni mevziler kazanacaktır.
Aslında bu tür çözüm önerileri geçmişte de gündeme geldi. Ancak kabul görmedi. Özellikle de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, sözde Kürt sorununun çözümü konusunda "iyi şeyler olacak" açıklamasını samimi bulan, DTP, hazırladığı raporda Bask modeli istedi. Bu rapora göre, demokratik özerklik projesi hayata geçirilmesini öneriyor. Bu, eyalet sistemine geçilmesi, Türkiye'nin 7 bölgeye ayrılması önerisi olarak da dile getiriliyor.
Bu raporda, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, bir başka madde olarak yer alıyor. Bu maddenin alt başlığında ise doğal zenginliklerin paylaşım yetkisinin belediyelere bırakılması öneriliyor. DTP, etnik köken vurgusu yapılmadan Anayasa'da dil ve eğitim özgürlüğünün güvence altına alınmasını isterken, bu konuda IRAK Anayasası'na atıfta bulunuyor. İspanya'daki "Bask Modeli" nin uygulanmasını ve bu kapsamda genel af getirilmesi, "İskoç Modeli" nin incelenmesi ve İmralı ile dolaylı görüşmeler yapılması da önerileri arasında yer alıyordu.
Şu bir gerçek ki "EYALET SİSTEMİ" Türkiye yi böler. Bu gelişme Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerin de Avrupa tarafından dayatılan genelgeyi hatırlatıyor. Bu genelge ile merkezi iradenin etkisini zayıflatıp, yerel yönetimleri kısmen bağımsız kılan genelgeyle, 20.06.1913 tarihinde Sadrazam Sait Halim Paşa tarafından yayınlanan Geçici vilayet kanunu " ile devam eden parçalanma ve çöküş süreci, daha da hız kazanmış, sonuçta Osmanlı imparatorluğu emperyalist ülkeler tarafından işgal edilmişti.
Bugünde, aynı senaryo gündemdir. Nitekim eyalet sistemini yerleştirmek için atılan ilk adım Kalkınma Ajansları değildi. Cumhuriyet'in kuruluşunda şeri mahkemelerle birlikte kaldırılan ve Eyalet sistemine özgü bir yapı olan bölge (istinaf) mahkemeleri kurulmaya başlanmıştı. İlki Diyarbakır'da, AB parasıyla açılan mahkemenin, 9 ilde daha kurulması kararlaştırıldı. Bu süreç "EYALET SİSTEMİNE" hazırlık mı bilinmez ama ABD ve AB' nin dayatmaları ve içerde etnik milletçilerin istekleri bu yöndedir.
Elbette dünyada, "EYALET SİSTEMİ "ile yönetilen ülkeler var. Ancak onlarda ayrıcığa yönelik, bir hedef yok. Hatta düşmanları da yok. Türkiye' nin ise düşmanları ve ayrılmak isteyen etnik gruplar var. Nitekim Avrupa Parlamentosu'na sunulan "Kürt Raporu"nun mimarı Lord Russel, "Ülkede üniter yönetim, yerini etnik ayrılığa dayalı federasyona bırakmalıdır. " önerisinde bulunuyor. Almanya'nın eski Başbakanı Helmuth Schmidt ise ""1919'da bir Kürdistan kuramayışımız bir hatâ idi." diyebiliyor.
Öte yandan AB ülkelerinin elçileri ve ABD Büyük Elçisi, başta Güneydoğu olmak üzere, Türkiye' nin hassas bölgelerini ziyaret ederek, "ETNİK " akımlarını körüklüyorlar. Hedefleri açık ve nettir. Etnik milliyetçiliği körükleyerek, Türkiye' yi bölmek istiyorlar. Geçmişte Balkanlarda, yaşananlar buna en güzel örnektir. Durum bu olunca da, "EYALET SİSTEMİ" istemek, dış ve şer odakların ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.