
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Felsefe yapalım bari!
-Devleti yöneten bir kişi varsa, bu MONARŞİDİR…
-Devleti yöneten bir grup varsa, bu ARİSTOKRASİDİR…
-Devleti Şan, Şeref, düşkünü insanlar yönetiyorsa, bu TİMOKRASİDİR…
-Devleti para sever ve zenginlik tutkusuna sahip insanlar yönetiyorsa, bu OLİGARŞİDİR…
-Devleti eşitliği savunan insanların ve halkın oylarıyla seçilenler yönetiyorsa, bu DEMOKRASİDİR…
-Devleti zorba bir kişi yönetiyorsa, bu TİRANLIKTIR.
Bu yönetim biçimlerinin her biri, diğerini doğurur. Bir yönetim biçimi bozulduğunda diğerine geçilir.
Buna göre:
Aristokrasi-Timokrasiye…
Timıokrasi-Oligarşiye…
Oligarşi-Demokrasiye…
Demokrasi de Tiranlığa dönüşür…
Bu tanımlamalar Platon’a aittir…
Bu 4 yönetim biçimini bozuk yönetim şekli olarak gören Platon, aşırı özgürlüğün de köleliği doğurduğunu ifade eder…
Platon’a göre:
Adaletsizlik yapmadan toplumu yönetecek insan bulmak olanaksız olduğundan, yasaların konulması zorunludur.
Bu yüzden, devletler yasalarla yönetilmeli, devleti yönetenler de yasalara uymalıdır…
Şimdi bu yazıyı niçin yazdığımızı merak ediyorsunuzdur muhakkak.
Efendim!
AK parti’yi yazıyoruz “Sen AK partili misin? Sana ne AK parti’den” diyorlar.
CHP’yi yazıyoruz, aynı şekilde “Sanki CHP’lisin de CHP’ye ayar veriyorsun” diye eleştiride bulunuyorlar.
Sanki AK parti’yi yazmak için AK partili, CHP’yi yazmak için CHP’li olmak gerekiyormuş gibi…
Baktık olmuyor “Bari felsefeye dalalım” dedik.
Böylece, siyaset yaptığını zannedenlerin de bilgilenebileceğini düşündük.
Fena mı oldu yani!
Belki yarın psikoloji ve sosyolojiye falan da dalarız.
.....
Siyasi kıssalar…
“Marangoz tahta parlatıyor. İşine dalmış, rendeyle tahtayı yontarken oğlu koşa koşa geliyor: ''Baba, baba… Anam cin doğurdu, çabuk gel…''
Adam hiç oralı olmuyor. Tahta parlatmayı sürdürüyor. çocuk ise telaşlı: ''Baba, anam evde simsiyah bir cin doğurdu.''
Marangoz nihayet rendeyi yana koyuyor:
''Ananın cin doğuracağı belliydi. O Arap bizim mahalleye taşındığı gün, ananın cin doğuracağını tahmin ediyordum.''
Seçim sonuçlarının nasıl olacağını seçim öncesi elbette bilmiyorduk ama olası bir yenilgi halinde CHP’de bugün yaşananların olacağını aşağı yukarı tahmin ediyorduk. O yüzden çok da şaşırmadık.
xxx
Siyasetçilerin birbirleri ile sürekli didişip, kriz çıkardığında: Bir profesör aslanla kuzunun aynı kafeste yaşayabileceğini iddia etmiş.
'Yapamazsın' demişler.
'Deneyeyim görün' demiş.
Hayvanat bahçesinde denemeye başlamış. İtiraz edenler bir hafta sonra gelmiş, bakmışlar ki, kuzuyla aslan aynı kafeste...
'Bunu nasıl yaptın?' diye şaşkınlıkla profesöre sormuşlar.
O da cevap vermiş: “Her gün kafese yeni bir kuzu koyuyoruz."
AK Parti seçim sonucunda mecliste yasa çıkartacak çoğunluğu elde edemedi. Mecliste MHP ile ittifakı devam ettirecek. İttifak sürecinde bu iş sorunsuz gitti ama aynı durum mecliste olur mu? İşte bu merak ediliyor. “Olur. Gayet de güzel anlaşırlar” diyenler de var “Hayatta yürümez” diyenler de…
xxx
Köylünün biri savaşa gitmiş, bir süre sonra da künyesi gelmiş. Köyün önde gelenleri toplanmış, dul karısına ne olacağını düşünmüşler. Kadıncağızı evlendirmeye karar vermişler. Kadın evlendikten bir süre sonra, öldü sanılan köylü çıkagelmiş: 'Biz seni öldü sandık' diyenlere, 'Yoo ölmedim. İşte buradayım' deyince ortalık karışmış. Sıkıntıyla gerçeği açıklamışlar ama köylü, 'Ben karımı isterim' diye tutturmuş.
Bu seçim oy geçişlerinin en çok yaşandığı bir seçim oldu. CHP’nin oyu İYİ parti, HDP, hatta diğer partilere gitti.
MHP oyları, İYİ Parti’ye gitti.
AK Parti oyları ise MHP’ye…
Seçim bitti.
Eğer bu oy geçişli sonuçlar üzerinden hesap yapmaya kalkılırsa, yarın oylar geri döndüğünde birileri mahcup olur, demedi demeyin…
xxx
Leylek havada uçarken bir yılan gördü mü hemen üzerine atılmaz. Bulunduğu yerden daha yükseğe çıkar. çıkabileceği en yüksek noktaya geldikten sonra birden yılanın üzerine pike yapar. Yılanı belinden kaptığı gibi tekrar eski yüksekliğe çıkıp yılanı aşağı atar. Bu kadar yüksekten düşen yılanın beli kırılır, hayvan ölür. Leylek ölen yılanı alır, yesinler diye yavrularına götürür. Ama bu her zaman böyle olmaz, leylek bazen üşengeçlik eder, yılanı yeterli yüksekliğe çıkmadan yere bırakır. Bu durumda yılan sadece bayılır. Yılanı öldü zanneden leylek, hayvanı alıp yuvasına götürür, 'alın yiyin' diye yavrularına bırakır. Ama leylek yuvadan ayrılınca da, yılan yavru leylekleri yer."
İYİ Parti ve HDP’yi CHP, MHP’yi ise AK parti kurtardı.
Bu hep böyle olacak değil elbette.
Bakmışsınız önümüzdeki seçimlerde tam tersi oluvermiş…
.....
Sistem kabul etmez ki!
Seçimlerde CHP’li bir üyeye 3 ayrı sandıkta görev verildiğine ilişkin bir yazı kaleme almıştık.
CHP tepebaşı ilçe başkanı Atilay Dalgıç aradı.
Buna sistemin müsaade etmeyeceğini söyledi önce.
Ardından da…
-“kurulan sistem aynı ismi 2 kez kabul etmiyor. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Belki taslak listelerde ismi geçmiş ve o belgeler eline ulaşmış olabilir. Aksi takdirde, aynı kişiyi 2 ayrı sandığa koysak bile, sistem bunu kabul etmez” dedi.
Atilay Dalgıç 24 Haziran seçimlerinde, tepebaşı bölgesinde sadece 8 sandıkta görevli olmadığını, bu 8 kişinin de hastalık ve diğer nedenler yüzünden son anda sandık başlarındaki görevlerine gidemediklerini söylüyor.
.....
BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
çevresinde katı kurallarıyla tanınan bir aile, 30 yaşına gelmiş oğullarını evlendirmek için bir çöpçatanla anlaşır. Ondan oğullarına iyi bir eş bulmasını isterler.öyleki çöpçatana istedikleri gelinden beklentileri konusunda uzunca bir liste bile verirler.
İki hafta geçmeden çöpçatan, aileye çok iyi bir kız bulduğunu müjdeler:
— Tam oğlunuza göre… Mutlu bir yuva kurar, duaların çoğunu ezbere okur, harika yemek yapar, çocukları çok sever, çok çocuk sahibi olmak ister ve en iyisi de gerçekten bir içim su yani çok güzel !! vs. vs…
Bunları duyan aile çok memnun olur. Hemen tatlı bir telaş başlar, düğün dernek hazırlıklarını dahi kararlaştırırlar. çok kısa sürede ilerleyen bu gelişmelerden kuşkulanan, duraksayan damat adayı, çöpçatanın kulağına doğru eğilir:
— Peki, yatakta nasıl acaba?
— Valla! Kimisi iyi diyooor, kimisi kötü!