
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
FETHULLAH GÜLEN SİYASİ AKTÖR
Fethullah Gülen hakkında, ister olumlu veya olumsuz düşünün, O artık Türkiye'nin, siyasi aktörlerinden birisidir. Referandumda, iktidar partisi, yüzde 58'lik bir destek bulabilmişse, bunun alt yapısını hazırlayan, Fethullah Gülen olmuştur.
Fetullah GÜLEN' in" ...Mümkün olsa; mezardaki ölüleri bile götürsek de evet oyu verdirsek.' biçimindeki konuşması, kendisinin açıkça taraf olduğunu ilan etmesi idi. Elbette ki Amerika'da ikametgâh eden Fethullah Gülen' in, Türkiye siyasetini, bu kadar güçlü biçimde etkilemesi mümkün değildir. Ancak Sayın Gülen'in, kişiliğinde, onun cemaati çalışmakta, bu çalışmayı da ustalıkla yürütmektedir.
Son yıllarda Fethullah Gülen taraftarlarının, Kürt sorununa el atarak, bu konuyu Abant buluşmalarında, hatta Erbil' de tartışmaya açtırması, Kürtleri kazanmak yönünde attığı en önemli adımlardan birisidir. Fettullah Gülen cemaati, her alan için ekipler oluşturarak ve bu ekipleri de belli bir disiplin içinde çalıştırarak, siyasette ve devlet yönetiminde ağırlıklarını hissettirmişlerdir.
Elbette referandum sonucunda, Başbakan Erdoğan' ın da payı büyük. Türkiye'nin siyasi yapısını gayet iyi analiz etmekte; her toplumsal, ekonomik, dinsel, etnik gruba göre çalışmalar planlayıp, bunu hayata geçirmektedir. Ayrıca ekonomik yardımlar devreye sokuluyor. İşadamlarından, belediyelerden, tanıdık müteahhitlerden, yurt dışından getirilen milyarlarca lira, değişik yardım paketleri biçiminde, fakir katmanlara akıtılıyor. Böylece; duygu birlikteliği yanında, maddi birliktelik de sağlanıyor. Karşısından, proje üreten ve güçlü bir muhalefetin olmaması ise işini daha da kolaylaştırıyor. Doğrudur, referandum sonuçlarında, Gülen cemaatinin de etkisi oldu. Ancak, en etkili unsurlar, TSK ve YARGI" dır .Çünkü siyasi partiler, özelliklede AKP, referandum propagandasını, bu iki kurum üzerinden yürüttü. O nedenle de referandum sonuçlarını, siyasi partiler değil "TSK" ve "YARGI" belirlemiştir. Bunu gerçeği görmemezlikte gelmek, halkın iradesini saptırmak olur.
Ayrıca TSK ve YARGI, referandum sonuçlarını kendi açılarından değerlendirmek ve icraatlarını da sorgulamak zorundadır. Yabancılar bile bunu farkındadır. Nitekim The Washington Post, "...Değiştirilen 26 madde, o kadar da çok büyük bir yenilik getirmiyor. Ancak iktidara yargı üzerinde denetim hakkı ve orduya kısıtlama getiriyor. Referandumdan çıkan 'EVET' oyu ile Türk halkı askeri dönemin kanunlarını reddetti." görüşündedir..
Referandumda, "EVET " oylarının fazla çıkmasında, TSK ve YARGI' ya duyulan tepki yanın da din ve etnik kavramlarda etkili oldu. Nitekim Amerikan PEW Araştırma Şirketi' nin referandum öncesi yaptığı araştırmada, Başbakan Sayın Erdoğan'a güveni, günde 5 vakit namaz kılanların, AK Parti'ye ve Erdoğan'a, daha fazla inandıklarını açıkladı. Hükümete güven oranları ise Erdoğan'a güven oranları ile paralellik gösterdi
Şu bir gerçek ki demokrasi ile yönetilen ülkelerde, devlet adamlarının yaptıkları yanlışlar, yenilenir ve bunlardan ders alınmaz sürdürülürse, bu ülkelerde çözüm seçmen durumunda olan kişilere bağlıdır. Seçmenler, bu durumun farkına varmaz, temsilciler de bildiğini okursa, o zaman, seçmen olan kimseler, hataları nedeniyle suçludur.
Türk halkı, artık gerçekleri görmeli, hata yapmamalıdır. Çünkü toplumların bozulması ve kötülüklere yönelmesi, bunların genelleşmesi kolaydır da düzeltilmesi, insanın iyiye, doğru ve dürüstlüğe yönlendirilmesi pek güçtür. Hülasa bozulma çok kısa sürede elde edilir ama düzeltilmesi, iyi çaba, emek ve çok zaman ister. O nedenle de seçmen, duyguları ile değil aklı ile hareket etmelidir. Çünkü sorun, ne Fettullah Gülen Cemaati, TSK, YARGI, ne de SİYASETÇİLERDİR. İnsanı varlığının, en önemli güvencesi "AKIL" dır. Her şeyin, iyiliklerin ve kötülüklerinde kaynağı burasıdır. Bu yeti, iyi ve kötüye kaynaklık etse de aynı zamanda, değerlendirilmesini de yapar.
Ayrıca gelinen noktada, tüm siyasi partilerin sorumluluğu vardır. Çünkü toplumun büyük bölümü, kendi milli kimliğini terk ettiğinden, ulusa devlet bitmiştir. Özellikle de iktidarın, "AÇILIM" söylemleri, etnik kimlik arayışı içinde olanları cesaretlendirmiştir.
Öte yandan Amerikan üniversitesinden ve dünyanın birçok ülkesinden gelen, 21 bilim adamının konuşmacı olarak yer aldığı, panelde, söz alan panelistler, Fethullah Gülen hareketi, gönüllüler hareketi veya hizmet hareketi gibi, adlar vererek "Anadolu'dan yayılan küresel bir hizmet" olarak tanımladılar.
Fethullah Gülen, yıllardır, Türkiye' de yasal bir konuma gelmek, din konusunda akla gelebilecek tek isim olmak için, partiler üstü bir siyaset izlemeye çalışmaktaydı. Bu nedenle de, hiçbir siyasi parti ve liderini karşısına almamaya özen göstermiş ve doğrudan siyasetle ilgilenmemiştir. İlk defa referandumda, taraf olmuş, siyasi aktör olduğunu da göstermiştir.