
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
FIRTINA ÖNCESİ SESSİZLİK Mİ?
Yerel seçimlere yıl değil, artık aylar kaldı.
Hatta zaman her geçen gün daralıyor.
Buna rağmen, kentin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi bir sessizlik hakim.
Bu sessizlik her iki taraf içinde geçerli!
Çünkü;
'Ne iktidar partisinden, ne de kentin iktidarından dışarıya yansımış bir hareketlilik yaşanmıyor.'
***
Partiler dışarı sükûnet içeren görüntüler verse de;
İşin içeriğinin öyle olmadığı da her yerde konuşuluyor.
Özellikle CHP içerisinde kaynayan bir kazının var olduğunu artık inkar etmeye de gerek yok.
Büyükerşen'e yakın olduğu bilinen isimler ile Büyükerşen'e aynı derecede yakın durmak isteyen kişilerin soğuk savaşının yaşandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bunun içerisine birde teşkilatların ortaya koyduğu çalışma ve yerel seçimlerde söz sahibi olacak konumlara erişme çabasını eklersek, düğüm daha da sıkılaşıyor.
Bu savaşı veren isimleri de tek tek söylemeye bile gerek yok.
Yaşanan böylesi bir savaşa rağmen, Büyükerşen'den yakınlık bekleyen kişilerin aradıklarını bulamaması,o kişiler arasındaki gerilimi daha da artırıyor.
Bu durum zaman zaman Odunpazarı Meclisi'nde Arslan'a yapılan tavır ile ya da Tepebaşı meclisinde grup dışı kararlara el kaldıranların çıkmasıyla kendisini gösterebiliyor.
Anlayacağınız;
CHP içinde zorlu bir mücadelenin yaşandığı konusunda neredeyse herkes hem fikir!
Ki;
Bu son günlerde öylesine bir hal aldı ki;
"Artık partiden de, görevden de istifa edeceğim" sözlerinin yüksek sesle dillendirmeye bile başlayanlar var.
***
Durum AKP içinde aynı!
Her ne kadar CHP'de yaşananlar kadar bir mücadele olmasa da, parti içerisinde yaşanan gerginliklerin olduğunu duyuyoruz.
Bu gerginliğin hem yerel seçim stratejileri için, hem de aday olmak isteyenlerin partiye yakınlaşma mücadelesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
***
Anlayacağınız:
Siyasi kamuoyu güllük gülistanlık günler geçirse de;
"Bir fırtına öncesi sessizliğin işareti olarak bugünkü tabloyu değerlendirebiliriz"
Yani;
Artık odalardaki ve Eskişehirspor'daki kongrelerin bitişinin ardından siyasi çekişmelerin artık gün yüzüne de çıkacağını rahatla tahmin edebiliriz.
Bu olayların nasıl olacağı, nasıl gelişeceği ve kimler arasında olacağını da şimdiden merak etmiyor değiliz.
O yüzden;
Fırtına öncesi sessizliğin nasıl bozulacağını ve nelerin yaşanacağını da şimdiden beklemeye başladık bile.
**********************
İLÇELER KADERLERİNİ BELİRLEYECEK!
Eskişehir'in ilçeleri tarihten bu yana hep ihmal edildiler.
Bunu kimse inkâr demez.
Son yıllarda merkezi hükümetten yapılan onca hizmete rağmen, halen yerlerinden kımıldamış değiller.
İhmal edilmişlik o kadar ağır ki, her şeye rağmen ilçeler hala kıpırdayamıyor.
++++
Bunun nedenleri elbette pek çok.
Başta da dediğimiz gibi, en büyük suç siyasilerin.
Çünkü;
İlçelerin Eskişehir'de seçim sonuçlarına direk etki yapacak kadar gücü hiç olmamış.
Her siyasetçi siyasi propagandasını da, siyasi yatırımlarını da hep merkeze yapmış.
Ancak;
Durum şimdi değişti.
İlçeler hatta köyler gözde oldu.
Şehir içinde yapılan etkinlikler artık köylerde yapılıyor.
Ziyaretler, siyasi çalışmalar falan geçtik.
Artık sosyal aktiviteler bile kırsala kaydırıldı.
Tiyatrolar getiriliyor, programlar, eğlenceler düzenleniyor.
Tek sebep ise, ilçe ve köylerinde artık merkeze etki edecek konuma getirilmesi.
***
Bütünşehir yasasının, özellikle Eskişehir'e olan faydası daha şimdiden yaşanmaya başladı bile.
Daha şimdiden harekete geçen siyasi etki, gelecekte ilçeleri baş tacı yapabilir.
Belki de Eskişehir Bozüyük gibi, Polatlı gibi dev ilçeleri yaratabilir.
Bunu yapmak elbette önce yerel, sonra merkezi yönetimlerin işi.
Ancak bu işi önce ilçelerin kendisi isteyecek.
İlçeler ya da köyler partizanca değil, hizmet talebi ile hareket etmek zorunda.
Böyle olursa kazanan ilçeler olur.
Aksinde bugünkü devran dönmeye devam eder.