
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
FULBRİGHT ANLAŞMASI
Basın yer alan haberlere göre, Corona virüsü(Covid19) ve açlık korkusu, Köy Enstitüleri 80. kuruluş yıl dönümünde, dünyanın yeni umudu oldu. ABD, Hindistan, Kore, Venezuela gibi 100'ün üzerinde ülke, "Atatürk Modeli" diye, tüketimden, üretim toplumuna geçiş için, Köy enstitülerini, örnek alan uygulamalara başladı.
BM’nin, UNESCO örgütü de gelişmemiş ülkelere, “ideal eğitim ve kalkınma modeli” olarak önermişti.
7 Temmuz 1927’de, Büyük önder ATATüRK, İstanbul’da öğretmenlere hitap ederken: “Muallimler, her vesileden istifade ederek, halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halka, muallimin çocuğa yalnız alfabe okutan, bir varlıktan ibaret olmayacağını anlatmalı. “ eğitim anlayışını, temel alınarak,“Köy Enstitüsü Projesi”, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç tarafından, hayata geçirilmişti.
BM’nin, UNESCO örgütü, gelişmemiş ülkelerei önerdiğ, Köy Enstitüleri, yöneticisi, öğrencisi, öğretmeni, çalışanıyla aydın, üretken, özgür, sorgulayıcı, araştırmacı, Atatürk İlke ve İnkilaplarına, Laik Cumhuriyete inanan ve bu yolda yürüyen, bireyler, yurttaşlar yetiştirdi.
Bugün dahi dünyaya, örnek olan, üretime dönük, eğitimi öngören kurumlardı. Devam etselerdi, bugün ülkemizde, her alanda, çok farklı gelişmeler olacaktı.
II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, 1945 yılında, Sovyetler Birliği lideri, Stalin'in, Türkiye'den, Kars, Artvin ve Ardahan'ı ve Boğazlarda askeri istemeleri üzerine, Millî Şef! İsmet İnönü de, ABD'den, askeri destek istemişti. ABD de bu desteği vermek için de bazı şartlar öne sürmüştü.
ABD’ ile anlaşmak için, 1946’da gerçekleşen hükümet değişikliyle, Rahmet Hasan-Âli Yücel’in yerine, Milli Eğitim Bakanlığına Reşat Şemsettin Sirer getirildi.
Yeni Bakan, Batılıların, Türk Pestalozzisi, diye adlandırdığı, değerli eğitim bilimcimiz, ulu çınar, Köy Enstitülerinin, kurucusu, Rahmetli İsmail Hakkı Tonguç ve arkadaşlarını görevden aldı.
1947 yılında, Köy Enstitülerine, öğretmen yetiştiren, sistemin beyni sayılan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kapatıldı.
Ayrıca ABD, şart olarak, Türkiye'de, serbest seçimlere dayanan, demokrasi düzeninin yerleştirilmesini ve Millî Şeflik, "5 yıllık kalkınma planları" ve "Köy Enstitüleri" gibi, Sovyet sistemine benzer uygulamaların, kaldırılmasını talep ettti. Sonun da başardı.
Türkiye, Fulbright Eğitim Komisyonu farklı isimle de Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Kültürel Mübadele Komisyonu olarak bilinen. Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye arasında imzalanan, ikili anlaşma yapıldı.
ABD İle 27 Aralık 1947’de imzalanan, “Fulbright Antlaşması” ile oluşturulan, eğitim komisyonu, 4’ü Türk, 4’ü ABD’li 8 üyeden oluşuyor. Herhangi bir anlaşmazlık durumunda ise komisyonun başkanlığını, ABD’nin Türkiye’deki Büyükelçisi üstleniyor.
13 Mart 1950 tarih ve 5596 sayılı kanun çerçevesinde, çalışmalarına başlamıştır. Fulbright Eğitim Komisyonu, kuruluş amacı olarak, Türk ve Amerikan halkları arasında eğitim ve kültürel değişim yoluyla, ortak bir anlayış geliştirmek olduğu belirtilse de bu komisyonun, Türkiye’ de eğitim politikalarını belirlemede, etken olduğu iddiları da kamuoyunda, yer aldı.
DP döneminde, Milli Eğitim Bakanlığına Tevfik İleri getirildi. Tevfik İleri, birçok Köy Enstitülü öğretmen hakkında, asılsız suçlamalarla soruşturma açtırdı, onları sürgüne gönderdi. Hatta ceza olarak, kimi Köy Enstitülü öğretmenlerin askerliklerinde yedek subaylık hakkı alındı.
Ayrıca 1950-1954 arasında, Türkiye’ye, ABD’li eğitim uzmanları geldi. Florida üniversitesi‘nden getirilen Dr. Kate Wofford‘un raporuyla, öğretmen Okulları’na dönüştürülen, Köy Enstitüleri, 27 Ocak 1954 tarihli 6234 sayılı yasayla kapatıldı.
Köy Enstitülerini Kapatan, Milli Eğitimimize de yön verdiği söylenen, 27 Aralık 1947’de imzalanan, “Fulbright Anlaşması” gereği, eğitimizi, Amerikalı uzmanlar tarafından, Amerikan çıkarları doğrultusunda biçimlendirildiği, hep söyledi ama net olarak gündeme getirilmedi.
Ve nihayet!
Uluslararası Eğitim Değerlendirme Programı (PİSA) sıralamasında, dünyanın en zayıf eğitim sistemlerinden, birisi olduğu resmileşen, Türk eğitim sistemini, yıllardır Amerikalıların, etkili olduğu ortaya çıktı.
PİSA’ nın, raporunda, Fulbright anlaşmasının asıl adı, “Türkiye ve ABD Hükümetleri Arasında Eğitim Komisyonu Kurulması Hakkındaki Anlaşma” diye geçiyordu.
Yıllar sonra da bu anlaşmayı imzalayan, Rahmetli İsmet İnönü, pişmanlığını, “Hepsinin çevresinde, uzman denen yabancılar dolu. İğfal etmeye çalışıyorlar. Başaramazlarsa, işi sürüncemede, bırakmaya çalışıyorlar. O da olmazsa, karşı tedbir alıyorlar. Bir görev veriyorum, sonucu bana gelmeden, Washington ’un haberi oluyor. Sonucu memurlardan, önce sefirden öğreniyorum. “bu cümlelerle, ifade etti ama iş işten geçmişti.
Oysa Köy Enstitüleri, bir mucizeydi, Türketimden, üretin toplumuna geçişti. Biz yaparız, biz üretiriz, biz başarırız demenin de adı. Korkuları yenmenin destanı, İlerici bir toplumsal değişim projesi ve bir kültür devrimiydi.
Bugün de Corona Virüs(Covit19) ve açlık korkusu ile tüketimden üretim toplumuna geçiş için, ABD’ nin de için de olduğu, 100’ ün, üzerindeki ülkenin de rehber aldığı eğitim sistemi oldu.