GARİP YEME-İÇME ADETLERİ

İnsanın bir yemeği yiyememesi ülkelerin diplomatik ilişkilerini bile etkileyebiliyor. Sözgelimi, 1989 yılında ABD Başkanı George Bush'un Çin'e yaptığı gezi çarpıcı bir örnektir. Bir devlet başkanının başka bir devlete yaptığı ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesini sağlayabilir. Ancak bu defa beklendiği gibi olmamıştır. Başkana verilen yemekte Çinliler için çok makbul bir yemek olan bir çorba ikram edilir: "Yaban domuzu penisi çorbası." Fakat Başkan çorbaya dokunmaz. Bu davranış, anlaşılacağı üzere Çinlilerin hiç hoşuna gitmez. Bu çorbanın içilmemesi iki ülkenin diplomaik ilişkilerinde uzun süren bir krizin, soğuk rüzgarların esmesine yol açar.
Tarihte, katılmasıyla hemen hemen tüm mutfakları etkilemiş bazı ürünler görülüyor. bunlardan biri domatestir. Mutfakların adeta vazgeçilmez bir parçası haline gelen domatesin Amerika kıtası dışında kullanılmaya başlanması öyle çok eski zamanlara dayanmıyor. Eski dünyada kullanılması Amerika'nın keşfinden sonradır.
Kakao ve mısır da domates gibi Aztekler sayesinde dünya mutfaklarına geçen iki üründür. Kakao, çikolata ve türevi olan tatlıların temel maddesidir, mısırın ise hem unu, hem de yağı kullanılır. Amerika'nın keşfinden önce yaşamış insanların, bu bitkilerin varlığından ve dolayısıyla damaklara kattığı tatlardan haberleri olamamıştı. Mutafaklarında domates salçalı yemekler, patlamış mısır, mısır ekmeği, çikolata, çikolatalı pasta bu nedenle görülmez. Bu ve benzeri yiyeceklerin mutfaklarımıza girmesinin bikaç yüzyıllık bir geçmişi vardır.
Sözü edilen yiyecekler gibi tüm dünya kültürlerini etkileyen ürünlere rastlanabilirken bazı toplamların severek tükettiği kimi yiyecekler ise diğer kültürlerce benimsenmez, tercih edilmez. Hatta tiksindirici bulunur. Örnek olarak böcekler verilebilir. Tiksinti duyduğumuz pek çok böcek birçok toplumda, ülkede severek yenilen yiyecekler arasında yer alır. Asya, Amerika ve Afrika, Brezilya, Kolombiya, Cezayir, Uganda, Angola bazı böceklerin afiyetle yendiği ülkeler arasındadır. Böcekler özellikle Meksika'da çok fazla tüketilmektedir. Öyle ki bu ülkede 200 civarında böcek çeşidi yenilmektedir.
Çinliler gibi tırtıl yiyen bazı Latin Amerika ülkelerinde tırtıllar kurutulmuş ya da kızartılmış olarak paketlenip satılmaktadır. Kolombiyalılar kırmızı karıncaların arka kısımlarını kopardıktan sonra geri kalan kısmını kavurup yiyorlar. Kuzey Afrika ve birçok Ortadoğu ülkesinde bir çeşit çekirge yenilmektedir. Tarihe bakıldığında, insanlar neler yememişler ki; deniz kestanesi, kurbağa, sümüklüböcek, fare, örümcek, solucan, akrep, güve, kırkayak, kertenkele, çekirge, yılan kedi, köpek, at, bit, böcek, karınca...
Bazı ilkel kabileler karınca avı konusunda ustalaşmışlardı, bazı kabileler ise böcekleri güneşte kurutup yerlerdi. Hatta bir kısmı birbirlerinin kafalarından ayıkladıkları bitleri bile zevk ve iştahla yiyorlardı. İnanılması güç gelebilir ama hayvan dışkısı bile yenilmiştir. Cinsel gücü arttıracağı düşüncesiyle Asya fare türlerinden kimilerinin dışkıları yenilebiliyordu. İnsan idrarını yemeklerini lezzetlendirmede kullananlar bile görüldü. ABD'nin Columbia bölgesinde yaşayan Bogota Kızılderilileri tuz yerine insan idrarını yaprak tozlarıyla karıştırarak bir lezzet unsuru olarak kullanıyorlardı.
Yapılan araştırmalara bakılacak olursa, böcek eti tüketen toplum sayısı azımsanamayacak bir boyuttadır. Birçok insanın görüntüsünden bile tiksinebileceği böcekler bazı toplumlarda özellikle tercih edilen yiyecekler arasında bulunuyor. Örneğin, Çin'de en pahalı yiyeceklerden biri çekirgedir. Kuzey Amerika'daki bazı yerli kabileleri karınca etini çok severken, Taylandlılar ve Avustralya yerlileri karafatmaları tercih ediyor.
İnsanlar hayvanları kestikten, öldüktükten sonra çeşitli yöntemlerle pişirip yiyor. Bu konuda istisna teşkil eden tek örnek herhalde istakozdur. Batılılar istakoz canlıyken tencereye atıp o şekilde pişiriyorlar.
Pişirip yemeye karşıt bir uygulama Japonlar'da görülüyor. Japonlar hazırladıkları yemeklerin birçoğunda çiğ et yemeyi tercih ediyor. Balık ve deniz ürünlerini çiğ olarak tüketiyorlar. Aslında çiğ et tükemi bize de çok yabancı bir olgu değil. Sözgelimi pastırmayı biz de pişirmeden yiyebiliyoruz.
Köpek eti pek çok toplum için tiksindirici bulunabilecek bir yiyecektir. Buna karşılık Çinliler kedi eti yedikleri gibi köpek eti de yerler. Köpek eti Kore, Singapur gibi Uzakdoğu ülkelerinde tüketiliyor. Hatta kasaplarda kesilip, yüzülmüş köpek eti vitrinlerde sergileniyor. Köpeğin Filipinler mutfağında da belirli bir yeri var. Ama belki daha da kötüsü köpeği yemeden önce ona sopa atıyorlar. Köpeğin etinin yumuşak olmasını sağlamak için, canlı olarak bir çuvala koyup, sopayla uzun bir süre döverek öldürüyorlardı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi