4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GEÇMİŞİ BIRAK GELECEĞE BAK...

Başbakan Sayın Erdoğan, Salı günü yapılan grup toplantısında, "duygu yüklü" konuşma yaptı. Hem ağladı, hem de ağlattı. 12 Eylül sonrası yazılan mektubu okurken, sesi titredi ve gözyaşlarını tutamadı. Bu olayı, yıllar sonra, neden gündeme getirdi, bilinmez ama gündeme getirdiği mağdurun kardeşi, Erdal Eren'in, kamu vicdanında iade-i itibar aldığını söyledi ve "Samimi bulmadığım, başka amaçlarla yapıldığını düşündüğüm" bu değişikliğe "Evet" oyu vermek "Vicdanımı rahatsız eder" demiş.
Muhalefetten de, ciddi eleştiriler geldi. Özellikle de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, ülkücü gençler için, sahte gözyaşı döktüğünü söyledi. Bahçeli, Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmayı siyasi tarihe geçecek 'ilkesizlik, riyakârlık, siyasi sahtekârlık ve münafıklık örneği' olarak nitelendirdi.
CHP lideri Sayın KILIÇDAOĞLU, Başbakan ağlama numarası yaptığını, önce çıkıp halktan özür dilemesi gerektiğini söyledi. Ve " O aile bile, Erdoğan'ın getirdiği düzenlemelerin, 12 Eylül Anayasa'sını değiştirmeyeceğini biliyor. Eğer bu Başbakan, 12 Eylül'e sataşacaksa, niçin YÖK'ü kaldırmıyor? Başbakan'ın, elinden tutan mı vardı? 12 Eylülcüler yargılansın diye önerge verdiğimiz zaman, bunu reddedenler onlar değil miydi? Bunlar doğru değil, doğruları söylemiyor."diyerek tepki gösterdi
Aslında Türkiye' nin, pek çok hayati sorunları varken, yıllardır suni gündemlerle, bu sorunlar perde gerisinde kalıyor. İktidar ve muhalefette, hayati sorunları çözmek için proje üretmek yerine, ceviz kabuğunu doldurmayan sözlerle, gündem yaratıyorlar. Bugünde hiç gerek olmaya, Türk insanına da hiçbir şey kazandırmayacak olan bir anayasa değişikliği ve 12 Eylül tartışması ile gündemi meşgul ediyorlar.
Oysa iktidar ve muhalefet, ülkenin sorunlarını çözmek istiyorlarsa, geçmişi bırakıp bugüne ve geleceğe bakmaları gerekir. Çünkü İktidar ve muhalefetin görevi, geçmişi eleştirmek değildir. Yaşananlardan ders, hatalardan ibret ve doğrulardan da örnek alarak mevcut sorunları çözmek ve proje üretmektir.
Necmi Bayrak isimli vatandaşımız, bu durumu en güzel şekilde anlatmış.
" Fayda getirmez insana, geçmişe takılıp kalmak
Boşa giden zamanların, intikamını almak.
Doğru değil, durup dururken ortalığı karıştırmak
Geçmişini bırak ta sen geleceğine bak.
Tek faydası vardır yaşanandan ders çıkartmak."
Doğrudur. 12 Eylül darbesi ile üç milyonu aşkın kişi gözaltına alınmış, sorgulanmış, işkence görmüştür. Aynı dönem içersinde, 650 bin kişi tutuklanmış, değişik sürelerle cezaevlerinde tutsak edilmişlerdir. Yetmişe yakın idam cezası infaz edilmiş ve yüzlerce kişi işkencelerde, operasyonlarda katledilmiştir. Kitlesel tutuklamalar birbirini izlemiş, askeri yönetimin onaylamadığı, her türlü politik ilişki ve düşünce, en acımasızca ezilmeye çalışılmıştır. Ancak darbeden öncede, o günkü iktidar ve muhalefet, bugün olduğu gibi bir araya gelemediği gibi, ülke, kim veya kimler tarafından belli olmayan "SAĞ" ve SOL" çatışmasına ve kaosa sürüklenmişti. Maalesef o günler çabuk unutuldu.
Elbette o günleri yaşamayanlar, neyin doğru veya yanlış olduğunu bilemezler. Bugün, o günleri tartışmak veya yargılamak, ne iktidara ne de muhalefete düşer. Bırakın o gün yaşananları," TARİH YARGILASIN." Ayrıca 12 Eylül darbesinden, önce ve sonra, ölen ve idam edilen insanlarımızı ve kaybedilen maddi ve manevi değerleri, bu tartışmalarla geri getirmek mümkün mü?
Bugün, iktidar ve muhalefete düşen görev, 12 Eylül Darbesini yargılamak değildir. Ülke tarihinin, en geniş terör uygulamasının gerçekleştiği, 12 Eylül döneminin izlerini silmek, yarattığı toplumsal, siyasal, ekonomik tahribatların etkisini de ortadan kaldırmak, tekrar tekerrür etmemesi içi de tedbir almaktır.
Hâlbuki iktidar tarafından, aynı hatalar, tekerrür ettiriliyor. Ak Partililer, "12 Eylül'de hapiste olan Günay, babasının cenazesine gidememişti." diyerek eleştiride bulundular. Oysa bugün, darbe ortamı ve OHAL olmadığı halde, dünya çapındaki bilim adamımız, Sayın Prof. Mehmet HABERAL, babası Rahmetli Yaşar Ali HABERAL' ın, 23 Ocak'taki cenazesine katılmak istediği halde izin verilmedi. Tablo bu iken, iktidarın, 12 Eylülde yaşananları, eleştirmeye hakkı var mı?
12 Eylül Darbesini eleştirenler veya yargılayanlar, önce kendilerini sorgulamalıdır. 12 Eylül Darbesi yapılalı 30 yıl oldu. Bu 30 yıl içinde, darbenin yarattığı, toplumsal, siyasal, ekonomik tahribatlarının, etkisini yok etmek için, iktidar ve muhalefet, bugüne kadar ne yaptılar? Önce bunun hesabını versinler, daha sonra 12 Eylül darbesini eleştirsinler ve yargılasınlar. Çünkü bugünkü bazı gelişmelerin, o günlerde yaşananlardan hiç farkı yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi