4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ AR-GE İLE ORANTILI

Her şeye karşın, ya da pek çok zorluğu ve ağırlığı göze alarak, korkmadan ve yılmadan, usunu kullanan, doğru bulduğu ve bildiği söyleyen, araştıran, risk alan, kişi/kişiler olmasaydı, hiçbir sorun çözülmediği gibi, beklide insan, şu günlerde, bile ilkel yaşamı sürdürecek, bunun dışına çıkamayacaktı.
Ayrıca düşünen, usunu kullanan kişi/kişilerin, başına ne tür işler gelirse gelsin, cezalar verilirse verilsin, işkenceler, engellemeler yapılırsa yapılsın, çalışma ortamı, ne kadar zor olursa olsun, bildikleri doğrulardan asla taviz vermedikleri gibi, bu kişi/kişiler, yüzünden toplumlar oluşur, gelişir ve ilerler.
Ülkemizde, pek çok insanımız, bu tabloyu yaşıyor ve yaşatılıyor. Ancak her türlü olumsuz şartlara, engellere ve zorluklara rağmen, bildiği doğruları, icraatına yansıtan, araştıran, topluma ve kişi/kişiler, yararlı, sorumluluklarını bilen, insanı, doğayı seven ve koruyan, güzeli, gerçeği, doğruyu arayan, bunu içinde, her türlü maddi ve manevi, fedakârlığı yapan, pek çok insanlarımız vardır. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır.
Hele bu insanlarımız, Tıp Fakültelerinde, görevli ise durum daha da farklıdır. Çünkü bu insanlarımızın fedakârlığı ve kararlılığı, insan yaşamı ile eşdeğerdir. O nedenle de Tıp Fakülteleri Uygulama ve Araştırma Hastanelerindeki görevlilere ve araştırmacılara, her türlü maddi ve manevi destek verilmelidir. Çünkü Tıp Fakülteleri Araştırma ve Uygulama Hastanelerinin, "AR-GE," "EĞİTİM" ve " ve " TEDAVİ " gibi, üç temel görevi vardır. Ayrıca DÜNYADA HİÇBİR ŞEY, İNSANDAN DAHA KIYMETLİ OLAMAZ.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi CITATİON INDEX Yayınları, ödül töreninde ülkemizdeki Tıp Fakültelerinin, önemini bir kez daha hatırladık. Her türlü zorluklara rağmen de ESOGÜ Tıp Fakültemizin, 2009 yılında, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü 85, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü 181, Temel Tıp Bilimleri Bölümü 130 artıcla sayısı, ile ilk sırayı aldı.
16 yıl, yoğun bakım tecrübe ve deneyimi olan, Sayın Prof. Dr. Birgül YELKEN' le, yaptığımız görüşmede, bu duyguları, bir kez daha yaşadık. Özellikle de, "...Herkesin alanı ile ilgili, değişim ve gelişmelerden haberdar olmak ve daha başarılı icraat yapmak için, okuması ve araştırması gerekir.", düşüncelerine, katılmamak mümkün müdür? Çünkü hayat kısadır. Başarıya ulaşmak için, başkalarını tecrübe ve deneyimlerinde istifade etmek lazımdır. Bu da araştırarak, okuyarak, görerek, dinleyerek, olur. Her gün o kadar gelişme oluyor ki bunlardan herkesin, istifade etmesi gerekir.
Neden bilinmez, ülkemizde, Ar-Ge çalışmalarına ve araştırmacılara gereken değer verilmez. Hâlbuki çağımızda, rağbet, AR-GE çalışmalarına ve araştırmayıcıyadır. Ayrıca da Bilimsel ve teknolojik araştırmalar için, ulusal gelirden ayrılan pay, gelişmişlik düzeyinin, bir göstergesi olarak kabul görüyor. O nedenle de SGK, sağlık harcamaları azaltmak isteniyorsa, Tıp alanındaki araştırmalara, diğer devlet kurum/kuruluşlar ile birlikte imkân sağlamalıdır.
Elbette AR-Ge çalışmalarında, başarıya ulaşmak için, yeterli kaynak gerekir. Ancak ülkemizde kaynak yanında, araştırıcı sayısı, hem de mutlak sayı olarak, hem de uluslararası düzeyde, üretim yapabilmek bakımından, arzu edilen boyutta değildir Ayrıca Ar-Ge ve proje çalışmalarında, insan gücü ve parasal kaynak yetersizliği, kısa vadede çözülebilir sorunlar da değildir. Bu sorunların çözümü için, ciddi bir planlama, kararlı ve uzun vadede sabırlı bir uygulama gerekmektedir.
Gelişmiş ülkelerde, bilimsel araştırmalar ve yeni teknolojiler üretmek için başlatılan dev projelerde, AR-GE çalışmaları, ön planda tutuluyor. Artık bizde de Ar-Ge' nin önemi anlaşılmış olacak ki yürürlüğe giren, 5746 sayılı kanunla AR-GE çalışmalarına büyük avantajlar sağlandı. Eskiden, Ar-Ge faaliyetlerinin teşviki genellikle ODTÜ, Hacettepe, Bilkent gibi üniversitelerde kurulan teknoparklarla sınırlıydı.
Eskişehir' de, ESOGÜ' deki CITATİON INDEX yayın sayısı, bu alanda umut oldu Ancak bu yayınların mutlaka yerel, ulusal ve global alanda proje bazında, destek görerek, hayata geçirilmelidir. Ayrıca Eskişehir' de, AR-GE çalışmalarında, en önemli sorun, evrensel düzeyde bilim üretebilme potansiyeline sahip doktoralı elamanlardır. Ancak bu elamanlar da, hem ülkemiz üniversitelerinde, hem de yurt dışındaki üniversitelerde yetiştirilebilir.
Yeni yasayla, Ar-Ge merkezi olarak tanımlanan; sermaye şirketleri içinde, ayrı bir birim olarak örgütlenmiş, münhasıran yurt içinde, Ar-Ge faaliyetlerinde bulunan ve en az 50 Ar-Ge personeli istihdam eden, yeterli birikimi ve yeteneği olan birimler de teknoparklar gibi desteklerden yararlanabilecek. Pekâlâ, üniversitelerimiz de bu şirketlerle Ar-Ge çalışmaları yapabilir. CITATİON INDEX yayınlarını, projeye çevirebilirler, alanlarında da söz sahibi olabilirler. Çünkü bilim ve teknoloji alanında, zenginliği ve üstünlüğü elinde bulunduranın ülke ve üniversitelerin sözü, tüm dünyada geçmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi