
Gazi Özdemir
GÖKLERİN VE DÜNYA'NIN OLUŞTURULMASI-1
Son 2 haftadır "Niçin yaratıldık ve yaratılıyoruz" konusunu Kur'an'da bu konuya ilişkin ayetler ışığında tartıştım. Özetle de dedim ki "yaratma boşuna değil, sadece bir oyun olsun diye olmamakta, o zaman Evren olarak bütün yaratılanlar, "İLAHÎ BİR PROJE" gereği yaratılmaktadır". Bu görüşüm Kamer-49 ncu ayet ile de vurgulanmaktadır (Kamer-49. Şunu iyi bilin ki, Biz her şeyi, kesinlikle bir kadere /düzenli işleyen ¬bir plana /ölçüye /projeye göre yaratmışızdır).
Evren'in bu yapılandırılması sürecinde, yeryüzü olarak Dünya'nın ve bütün Evren'i kapsayacak 7 göğün yaratıldığı belirtilmiş ve bu göklerin, içinde bulunan canlı ve cansız her şeyin ilahi idare merkezinin de Arş denilen yer olduğu Secde-4 ve Hadid-4 ncü ayetlerde vurgulanmıştır (Hadid-4. O, gökleri ve yeri altı günde /evrede yaratan ve daha sonra arşa yerleşen /idare merkezini orada kurandır. O, yeryüzüne gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve ona yükselen her şeyi bilendir. Ve her nerede olursanız olun sizinle beraber olandır. Şüpheniz olmasın ki Allah, her ne yaparsanız, bütün amellerinizi /faaliyetlerinizi görendir).
Fussilet-9-11 nci ayetlere baktığımızda, yeryüzünün 2 dönemde, Dünya'nın yapılandırılmasının da ayrıca 4 farklı aşamada oluşturulduğu ve bu sırada da duman halinde olan ilk göğün de yapılandırıldığına değinilmektedir. (Fussilet-9. Ya Muhammed! Şirk-ortak koşanlara, "Siz yeri iki dönem¬de /günde yaratanı, küfre girip tek ilah olarak kabul etmiyor ve O'na başka ilahları eş ko¬şuyorsunuz ve önce onlara tapıyorsunuz. Halbuki âlemlerin Rabbi olan Allah tek ilahtır" de. 10. Ki O Allah, yerin üstüne denge unsurları olarak dağları yerleştirdi ve toprağı bereketli kıldı. Ayırım yapmadan, ihtiyacı olup arayıp isteyenler rızklansınlar diye yerin ürünlerini de dört günde /devrede /aşamada ayarlayıp düzenledi. 11. Sonra henüz duman halindeki göğe yönelerek hem göğe ve hem de yere, "Her ikiniz de is¬teyerek veya istemeyerek gelin" deyince onlar da, Allah'ın vereceği görevleri yapmak üzere "İsteyerek gel¬dik" diye cevap verdiler).
Dünya ve yıldızlar, 7 göğün acaba hangisinde bulunuyorlar diye sorduğumuzda, cevabını Fussilet-12 ve Mülk-5 nci ayetlerde buluyoruz (Fussilet-12. Allah, iki günde /dönemde /aşamada gökleri yedi kat olarak düzenleyip tamam¬ladı ve her kata uyacakları özel yasaları ve görevlerini bildirdi. Biz de en aşağıdaki göğü lambalarla /yıldızlarla ve koruma sistemiyle donattık. Bu işlemler, üs¬tün ve her şeyi bilen Allah'ın planı gereği gerçekleştirildi. Mülk-5. Yemin olsun ki! Biz dünyaya en yakın göğü yıldızlarla süsle¬dik ve o yıldızların ışıklarını da insanlarla olan iletişimimizi duymak için yeltenen şeytanları kovucu olarak düzenledik. Israr edenleri kovmak üzere de silah olarak alevli ateş azabını hazırladık). Bu duruma göre Dünya'mız ilk gökte bulunmakta ve biz insanlar da aynı ilk gökyüzünde bulunan yıldızlara değil, diğer gezegenlerin ancak çok azına gidebilecek teknolojik aşamaya gelebilmişiz.
Halbuki Allah, gayret ettiğimiz ve Evren'i araştırdığımız takdirde göğe çıkmamızın mümkün olduğunun ip uçlarını Kur'an aracılığı ile bize vermektedir (En'am-35. Ey Peygamber! Şirk-ortak koşanların Seni red etmiş olmaları, bazen Sana ağır geliyor ve onları inandırmak düşüncesiyle; "Keşke yerin altına bir tünel açmaya, ya da gö¬ğe bir merdiven dayayıp çıkmaya gücüm yetseydi" diyor ve inandırmak için onla¬ra bir mucize göstermeyi arzu ediyorsun. Boşuna panikleme, Allah dile¬seydi onları doğru yola yönelmiş bir toplum yapardı. Sakın ola ki cahilce düşüncelere kapılma).
Bu ayet ile, güç olunca ve bu gücü elde etmek amacıyla bilimsel çalışma çabası gösterilince, hem yerin içine, hem de göğe çıkmak mümkün olacak mesajı verilmiş olmaktadır. Dolayısıyla uygulamamız istenen buradaki muhkem-kesin hüküm, "Göğü ve yeryüzünü araştırın" olmaktadır. Aynı surede ilerlediğimizde, "İLİM YAPIN, EVREN'İ ARAŞTIRIN" uyarısının Hz. Muhammed'ten çok çok önce Hz. İbrahim'den başlamak üzere de biz insanlara yapılmış olduğunu görmekteyiz (En'am-75. Biz İbrahim'e, gücümüzü kavrayıp, bilinçli iman edenlerden olsun diye ona, göklerdeki ve yerdeki varlıkları gözlemleyip, incele¬mesini ve gizledikleri delillerimize dikkat etmesini önermiştik). Aynı uyarı ayrıca İsra-37, Hicr-14, Tur-38 ve Rahman-33 ncü ayetlerde yapılmıştır.
Kısmet olursa ileriki haftalarda, Bakara-31 nci ayetteki açıklamaya dayanarak, Evren'e ilişkin bilginin zaten bilinç altımızda, Hard Disk gibi olan ana belleğimizde olduğuna değineceğim. İşte bizlerin de bu Evren bilgilerini hatırlamak üzere ilim yapmamız gerektiği Kur'an ile ve özellikle bu nedenle istenmektedir.
Evren'i araştırmak üzere bilim yapmamızı Allah özellikle istemektedir. Çünkü Fussilet-53-54 ve Yusuf-105 nci ayetlerde belirtildiği gibi, Allah inancı ve iman etmeye ilişkin gerçeklerin ancak Gökyüzü, yeryüzü ve canlıların vücut bilgisine ulaşıldıkça ve bunlara yönelik bilgilere paralel olacak şekilde pekişeceğine değinilmektedir (Fussilet-53. Kur'an'ın gerçek olduğunu ve varlığımızı, bir zaman gelecek varlığımızın belirti ve belgelerini de hem kendi nefslerinin /vücutlarının mükemmelliğini anlayınca, hem de uzayı /evreni çözdüklerinde insanlara zaten göstereceğiz. Böylece Rabbin her şeyi kuşatmış olduğunu ve her şeyde bulunduğunu görmeleri /öğrenmeleri, onların iman etmeleri için yeterli değil mi? 54. Aslında insanlar Rab'lerini bulacakları konusunda bir şüphe içindedirler. Hâlbuki Allah, her şeyi bilgisi ve yönetimiyle kuşatmıştır ve dikkat eder, ilim yapıp araştırırsanız O'nun varlığını mutlaka fark edersiniz. Yusuf-105. Göklerde ve yerde ders alınacak o kadar çok ibretler var ki, ama insanlar onlarla hiç ilgilenmezler).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 11 Şubat 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.