
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
GÖNÜLÜLÜK HERKESİN HARCI DEĞİL
İnsan, yaşadığı sürece,"sosyal sorumluluk" taşır. Bunun gereği olarak da yaşamın her anını değerlendirir. Ancak toplumsal etkinlik ve faaliyetlerde görev alan, hiçbir maddi çıkar da gözetmeyen, topluma hizmet eden, nice meçhul insanlar vardır. Bu insanlar sayesinde, kurum/kuruluşlar, toplumlar, ayakta kalmayı başarmışlardır.
Aslında gönüllülük, kutsal bir görevdir. Ancak herhangi bir işe etki edebilmek, zaman vermek, sorumluluk almak ve bunu hiçbir ücret talep etmeden yapmak, herkesin de harcı değildir. Ayrıca herkes, günüllü olamaz. Gönüllülük, bireylerin toplumsal sorumluluk anlayışıyla, çıkar gözetmeksizin bilgi, zaman, beceri, deneyim ve kaynaklarını, kendi özgür iradeleriyle, bir sivil toplum kuruluşunun amacı doğrultusunda kullanmaları olarak tanımlanabilir. Toplumun, her zaman gönüllülerin desteğine ihtiyacı vardır.
Gönüllülük sayesinde, kendinizi toplum karşısında, "faydalı" hissetmenin hazzını yaşarsınız. Karşınızdaki kişinin, gülümsemesini görmenin ve bunda sizin de katkınız olduğunu bilmenin, hazzına, paha biçilmez. Çünkü insanı, değerli kılan sadece mezun olduğumuz okullar, sahip olduğu maddi zenginlik ve bulunduğu makamlar değil, aynı zamanda yaşadığımız toplum için, ürettiğimiz değerlerdir.
TEGV personelinin, tamamına yakınını gönüllüler teşkil eder. Bu insanlarımız amacı, her yaş grubunun, fakat özellikle genç nüfusun, bilgi, beceri ve üretim kabiliyetlerinin gelişmesine katkıda bulunmaktır. Böylece, Türk toplumunda, üretken, iletişime açık, sorun çözen, yaratıcı, özgür ve bilimsel düşünme gücüne sahip, mutlu ve kaliteli insanlar yetiştirme yanında, "bilgi toplumu"na dönüşümüne ve ulusal hedeflere, ulaşmasına katkı sağlar.
TEGV' de, çocuklarımız bilgi ve beceri yönlerini tanırlar, bedensel, duygusal, düşünsel ve sosyal yeteneklerini kendisi ve toplum için, en uygun şekilde geliştirir, kendisi için gerekli ve yararlı donanımları kazanır, bireysel farklılıklarını görür, güçlü, sınırlı yönlerini anlar. Eğitim parklarındaki çeşitli aktiviteler ve yaşantılar içinde kendini keşfeder.
Gönüllü, öğretmen emeklisi ise durum daha da önem kazanır. Çünkü öğretmen kendi varlığında, yalnız kendi kendisine kaşı sorumluluk taşıyan, insanlar değildir. Onlar gelecek nesilleri şöyle veya böyle, şu veya bu vasıflarda olmasının, şu veya bu meziyetler veya kusurlar almasının sorumluluğunu da yani bir kısım vatandaşların, hatta milletin alın yazısının sorumluluğu da millet ve tarih önünde, yıllarca taşıyan insanlardır.
Bu öğretmenlerimizden biri de, Emekli Öğretmen Sayın Hatice TEMEL' dir.
Kendisini, Adalet İlkokulu'nda görevli olduğum yıllarda tanımıştım. Yıllarca da başarılı çalışmalarını, yakından takip ettik. Doğruluk, çalışkanlık, fedakârlık, cesaret, yardımlaşma, sadakat ve sorumluluk sahibi olma gibi, kültürümüze ait değerleri yaşadı ve yaşattı. Özellikle de meslek hayatında, vefa, sabır, azim, yanında, vatan, çocuk ve meslek sevgisi, en önemli unsurlar oldu.
Sayın TEMEL için, öğretmenlik meslek olmaktan ziyade, yaşam biçimidir. Gerektiği de daha çok çalışır, en önemlisi de yaşanılan yoğun stres tahammül eder. Tüm zorluk ve sıkıntılara rağmen, insanları hayata hazırlamanın, sorumlu bir iş olduğunu bilir. Yaşamının, her anında, kutsal bir görevi yapmanın hazzını yaşar ve yaşattır.
Ayrıca gönüllülük, kolay karar verilebilecek bir iş değildir. Çünkü gönüllük sabır, risk, cesaret ve fedakârlık gerektiren, meşakkatli bir iş olup, kutsal, ahlaklı, onurlu ve itibarlı bir hizmettir. Bu bilinçte çalışan, Sayın Hatice TEMEL gibi, öğretmen ve gönüllülerimize, ülke olarak, çok şey borçluyuz.
Elbette gönüllülerin, TEGV' in Atatürk Eğitim Parkı'nda görev almasında ve mükemmel performans sergilemelerinde, en önemli unsur, yönetici Sayın AYDINMAKİNE ve ekibidir. Sayın AYDINMAKİNE, insani ilişkilerde, oldukça donanımlıdır. Kendini, sürekli geliştirir. Yeni bilgileri ve Eğitim teknolojilerini, takip eder. O na göre, işlerin doğru yapılıyor olması yeterli değildir. Aynı zamanda, doğru işler, yapıyor olması da gerekir. Yine O'na göre, verimlilik ve düşünceli olabilme yetenekleri, birbirinden soyutlanmış öğeler değildir. Etkili bir biçimde koordine edildiği takdirde, güven ve iyi ilişkilerin, verim ve kaliteyi artacağı kesindir. Bu felsefesi sayesindedir ki Atatürk Eğitim Parkı, örnek bir kuruluş hainle gelmiştir.
Şu bir gerçek ki TEGV, " SOSYAL SORUMLULUK" alanında, örnek bir vakıf olmuştur. İnsanımızın, Cumhuriyet temel ilke ve değerlerine bağlı, akılcı, sağduyulu, özgüven sahibi, düşünen, sorgulayan, kendi iç yaratıcılığını harekete geçirebilen, barışçı, farklı düşünce ve inançlara saygılı, insan ilişkilerinde, cinsiyet, ırk, din, dil farkı gözetmeyen bireyler olarak yetişmelerine, katkıda bulunur, okul dışı eğitim programları oluşturur ve uygular. O nedenle de TEGV' e, yapılacak her maddi ve manevi destek, eğitime ve ülkemizin geleceğine, yapılmış en hayırlı yatırımdır.
Sayın AYDINMAKİNE ve ekibini kutluyoruz.