CHP nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın gelmişti önceki gün Eskişehir'e...
Yılmaz Büyükerşen ile bir görüşme yapmıştı.
CHP'liler "Acaba nerede görüşüyorlar" diye gün boyu aramışlardı Gökhan Günaydın ile Büyükerşen'in nerede olduklarını.
Bulamamışlardı tabii.
Dolayısıyla...
İkili görüşmede neler konuşulduğundan da kimsenin haberi yoktu.
Meraktan adeta çatlayacaktı CHP'liler ve özellikle de CHP'nin Odunpazarı aday adayları.
Sonunda haber akşam herkese ulaştı.
Günaydın ile Büyükerşen'in ne görüştüğü telefon trafiği ile adeta ışık hızıyla yayıldı.
Kaynak, bizzat Genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın idi...
Zira...
Görüşmede Büyükerşen "Odunpazarı adaylığı için Erdal Caferoğlu'nu istiyorum" demiş, bu istek üzerine Gökhan Günaydın "O isim olmaz. Ortada bir anket var" cevabını vermiş, Büyükerşen de;" Anlaşılan o ki ben Kemal beyle ( Kılıçdaroğlu) ile görüşeceğim. Bu görüşmeden bir sonuç alamadık" diyerek, son noktayı koymuştu...
Görüşme sonrasında, görüşmedeki diyalogu CHP'li il ve ilçe başkanlarının da aralarında bulunduğu guruba aynen bu şekilde anlatmıştı Genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın.
Hatta...
-"Ben sizin yerinizde olsam, Büyükerşen'den önce Kemal bey ile (Kılıçdaroğlu) görüşmenin yoluna bakarım" diyerek, Eskişehir'den ayrılmıştı.
CHP'nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel başkan yardımcısı Gökhan Günaydın ile Yılmaz Büyükerşen'in önceki günkü buluşmasında gerçekleştiği söylenilen bu diyalog, CHP kulislerine bomba gibi düştü.
Dün, parti çevresinde, mübalasız herkes bu diyalogu konuştu.
Kimileri "Bu iş bitti. Hoca'nın Odunpazarı adayının Erdal Caferoğlu olduğıu artık net bir şekilde ortaya çıktı" derken...
Kimileri de...
-"Hoca ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek için böylesine bir yola başvurdu" diye yorumda bulundu.
Sonuç itibarıyla en çok yapılan yorum ise şu oldu;
-"Büyükerşen, Odunpazarı için hangi adayı tercih edeceğini gerçekten bilemiyordu. Çünkü, gönlü başkasını istiyor, mevcut şartlar ise başka bir ismi ön plana çıkartıyordu. Hem, Odunpazarı'nda Burhan Sakallı'nın AK parti adayı olmaması, hem de hükümetin içine düştüğü sıkıntılı durum, şartları bir anda değiştirdi. Büyükerşen'in eli müthiş derecede rahatlamış oldu. İşte bu rahatlama sonucunda da, gerçekten Odunpazarı için istediği ismi artık açık açık zikretmeye başladı"
.....

Kibirli olan kaybeder...
Nasreddin Hoca'ya köylüleri "Sen Evliya mısın hocam?" diye sormuşlar.
Nasreddin Hoca da "Evliyayım tabii" demiş.
Bunun üzerine köylüler "İspatla o zaman. Şu ağacı yanına çağır" deyince, Nasreddin Hoca başlamış ağacı çağırmaya.
Bir, İki... Üçüncü kez çağırdığında Ağaç gelmeyince köylüler "Ne oldu Hocam?" diye sorunca Hoca da;
-"Eğer Ağaç gelmiyorsa, ben Ağaca giderim. Çünkü Evliyada kibir olmaz" cevabını vermiş.
Önümüzde bir seçim var.
Bu seçimi almak isteyen adaylar olacak.
Kendilerini anlatıp,yapacaklarıyla seçmenlerin oyuna talip olacaklar.
Bu arada...
Kuşkusuz birbirlerine yönelik eleştiriler olacak.
Anlattıklarımızın seçim süreci içinde olması gayet doğal.
Doğal olmayan ise, adayların birbirlerine olan son derece olumsuz yaklaşımları olacak.
Seçim süreci söylemlerini bir taraf "yaşlılık" üzerine, diğer taraf da "Gençlik ve çocukluk" üzerine kurarsa, bu işin seçim kazansa da galibi olmaz.
Kim ne derse desin biz hassas bir milletiz.
Kibir'i ve ego'yu pek sevmeyiz.
Rakibine kibir ve ego ile yaklaşanlardan soğur, kibir ve ego gösterilenleri korumaya çalışırız.
O nedenle...
Önümüzde ki seçim sürecinde adaylara tavsiyemiz, kibir ve egolarından olabildiklerince uzaklaşmaları.
Bizden söylemesi...
Yine de kendileri bilirler...
.....

Keşke onlar da başkanları gibi konuşsaydı...
Önce...
Eskişehirspor Basın sözcüsü Bekir Sıtkı Saraç çıkıp;
-"Transferler yapacağız" dedi.
Ardından...
Eskişehirspor Teknik Direktörü Ertuğrul sağlam çıkıp, hiç de üslubu olmamasına rağmen...
Hatta...
Basın sözcüsünün sözlerine cevap niteliği taşıyan cümleler sarf edip;
-"Ne Transferi? Elimizdeki kadro muhafaza edebilirsek ne ala." Dedi.
Dahası...
Ertuğrul Sağlam, futbolcuların parası ödenmezken transfer yapılacağından söz edilmesinin de manidar olduğuna dair ifadelerde bulundu.
Ve bu durum...
Eskişehirspor içinde yaşanan bir çelişkiyi gözler önüne sermiş oldu.
Eskişehirspor kulüp başkanı Mesut Hoşcan'ın dün bir gazetede yer alan açıklamasını okuduk.
-"Gerekirse transfer yapılır" diyor.
Doğrusu da budur...
Gerekirse yapılır, gerekmezse yapılmaz...
Keşke Basın sözcüsü "Transfer yapacağız" deme yerine, tıpkı başkanının söylediği gibi "Gerekirse yaparız" deseydi...
Teknik Direktör de çıkıp "Ne transferi. Sen önce futbolcuların borcunu öde" anlamına gelen cümleler kurma gereği duymayacak, Eskişehirspor içinde yaşanan çelişki de böylelikle kamuoyuna yansımayacaktı...
......

Türkvizyon'a diyecek tek bir sözümüz yok...
2013 yılında, Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilen Eskişehir'de, projenin amacına uygun tek müthiş etkinlik Türkvizyon olacak.
Türk Dünyasının ilk ve tek Şarkı yarışması.
Bu yarışma, Eskişehir'den sonra Türk dünyası kültür başkenti olacak ülke ve şehirleri için de, sürdürülebilir bir proje olarak devam edecek.
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi çerçevesinde bir yıldır yapılan etkinlik ve çalışmaları pek desteklediğimiz söylenemez.
Çoğu zaman eleştirdiğimiz de olmuştur.
Ancak...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, Türkvizyon, bu projenin amacına uygun ve yapılabilecek en büyük proje niteliği taşıyor.
......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Sıvacı, gerekli onarımı yapmak için verilen adrese yani yaşlı bir kadıncağızın dairesine gelir. Kapıyı çalar. İçerden kısıkça bir ses:
— Kim o?
— Sıvacı..
— Kim o?
— Söyledim ya, sıvacı.
Kısık ses yineler:
— Kim o?
Sıvacı sertçe bağırır:
— Sıvacı!!!.
Yarım saati geçer, "Kim o?" sorusu ve sıvacının sürekli " Sıvacı" diye bağırıp durması.
Ve sonunda sıvacı, tık nefes olur; yorgunluktan bayılarak yığılır yere. O sırada yaşlıca bir kadıncağız ağır ağır çıkar merdivenleri. Kendi dairesinin önüne gelince de; yerde, nerdeyse cansız yatan sıvacıyı öyle görüp, bağırır:
— Bu da kim böyle?
İçerden papağanın sesi duyulur:
— Sıvacı.