GÖSTERİŞ - 1


Gösteriş, bir yönü ile israf ve aşırılık, bir yönü ile de olduğundan farklı görünmek demektir. İsraf ve aşırılık temelli gösterişte, çoğunlukla ya herhangi bir konuda kişisel bir eziklik ve onun bir nevi hıncını alma psikolojisi yatar, ya etrafına hava atma, imrenilme ve takdir edilme beklentisi veya başkalarını aldatma söz konusudur. Son 2 haftada "İsraf ve aşırılık İmanın içten olmayışından" başlığı ile konuyu tartışmıştım. Bu yazıda özellikle Kur'an'a göre gösterişe değineceğim.
Etrafımıza baktığımız zaman bazı insanların abartılı lüks veya dekolte kıyafetlerle, bazılarının aşırı ve rengarenk makyajlı halleri ile dolaştıklarını görürüz. Bazı kişiler, Allah'ın verdiği nimetleri kendine saklar, bazısı hem saklar, hem de lüks arabaya harcar veya evini aşırı pahalı malzemelerle döşer, hatta altın kaplamalı mutfak-banyo malzemeleri taktırır ve ya arabası ile dolaşarak hava atar veya evini göstermek amacıyla yakınlarını sık sık davet eder ve reaksiyonları ile zevklenir durur. Ramazan ayında bir TV kanalında, bayan bir sunucu İstanbul Boğazını gören bir tepedeki havuzlu bir Villayı ziyaret etmiş ve evin hanımı bu bayan sunucuya evi gezdiriyor. Bugüne kadar gerek yurt içi ve gerek yurt dışında birçok tarihi saraylar ve Müzeler gezdim, fakat hiç birinde, gezilen bu ev gibi haşmetli koltuklar, abartılı avizeler, altın kaplamalı çeşmeler, Avrupa mermerler, özel aynalar, süper süslü kapılar ve pencereler görmedim ve ağzım açık ve ev sahiplerine acıyarak bakınıp durdum. Çünkü bu insanlar, Allah'ın sevmediği yola sapmışlar, fakat bu aldanışlarında övünüp durmaktalar. Yazık ki yazık! Çünkü bunlar, bu şaşa içinde mutsuzluklara mahkumdurlar (Şura-21. İşte sadece dünya süsünü tercih edenlerin, Allah'ın dininde olmadığı halde, dini şeri-atlar /kurallar ortaya koyan başka ilahları mı var ki öyle davranıyorlar? Daha önce belirlen-miş hesap günü kararı olmasaydı, onlar için hesap daha dünyada iken sonlandırılır ve karşılığı olan azap hemen verilirdi. Şüpheniz olmasın ki, Allah'ın dinine ilave yapanlara, dinin gerçeklerini gizleyenlere ve böylece insanları dünya süslerine hedeflendiren zalimlere şiddetli bir azap olacaktır). Çünkü Mearic-17-18 nci ayetlerde, abartılı gösterişe sapan, hele muhtaçları da yararlandırmayan ise, dünya mutsuzluğundan sonra Cehennem ateşine tabi tutulacağı da belirtilmektedir (Mearic-17. Allah'ın bildirdiklerini red edip sırtını dönen ve 18. Sırf kendi çıkarı için servet yığan ve imkânlarından muhtaçları yararlandırmayan kimseyi kendine çekip duracaktır).
Yıllardır zaman zaman muhatap olduğum sorulardan biri "Neden bazı insanlar refah, bazıları da fakirlik içinde? Nimetler, neden farklı farklı?". Ben bu soruya genellikle şu cevabı vermekteyim; "Nimet beşere, ya puan durumu hak ettiği için, ya her haline çabayı bırakmadan şükretmeyi öğrensin diye sınav olarak, ya düşük olan puanını geçer nota çevirebilir mi amacıyla, ya zaten yüksek olan puanını belki daha yükseltir düşüncesiyle veya yakınları için görevli olsun diye ya fakir bir ailede doğmakta veya yaşarken nimeti kısılmakta ve fakirleştirilmekte veya bol verilip zenginleştirilmektedir. Bu düşüncemi, önce Lokman-24 ve Vakıa-46 ncı ayetler (Lokman-24. Böylelerini Biz biraz nimetlendiririz ve batışları iyice pekişsin veya belki kendilerini kurtarıp doğru yola yönelirler diye ömürlerini de uzatırız. Artık kendini kurtaramayacak kadar yanlış yola iyice sapmış olanları da ağır bir cezaya uğratırız), daha sonra da Rum-37 nci ayet desteklemiştir (Rum-37. İnsanlar, Allah'ın mutlaka bir hikmet /sebep gereği ve uygun görerek /takdir ederek bazı kimselere rızkı bol verdiğini bir türlü görmezler. Kuşkusuz, iman eden bir toplum için düşündükleri takdirde bu dağıtımda yararlanacakları dersler vardır).
Kur'an ile Allah, sıratan-müstakim ifadesi ile dengeli olmayı, ne ifrata /aşırıya sapmayı ve ne de tefrite /bir nimeti, imkânı ve nefsi hiç kullanmamayı /inkâr etmeyi de kabul etmediğini bize bildirmektedir. Bu paralelde normal düzeyde ziyneti ve hak gaspı olmaksızın her türlü nimeti kullanmayı ve faydalanmayı da tavsiye etmektedir (A'raf- 32. Ey Peygamber! İnsanlara şunu sor; "Allah'ın, kulları için yaratıp uygun gördüğü ziynet eşyalarını ve tertemiz rızkları kim haram edebilir?". Ve şunu açıkla; "Verdiğimiz ziynetler ve temiz rızklardan /hak gaspı olmaksızın elde edilen kazanımlardan, iman etmiş olanlar için bir kısmı dünyada, daha fazlası da ahrette olacaktır").
Gösterişin diğer bir şekli de, gösterişli kıyafet ile ve kibirle dolaşmak, özellikle de görünüşü ile başkalarını etkilemek ve aldatmaktır (Münafikun-4. Ya Muhammed! İkiyüzlüleri /riyakârları gördüğün zaman, fiziki görünüşlerini, kıyafetlerini beğenir ve etkilenirsin. Konuşunca da dinletecek şekilde etkileyici konuşurlar. Ve onlar yere sağlam bir şekilde dikilmiş kütükler gibi heybetli ve dimdiktirler. Kendilerini o kadar beğenmişlerdir ki, en ufak bir sözü bile hemen aleyhlerinde bir söz olarak değerlendirirler. Esasında onlar gerçek düşmandır ve onlardan uzak dur. Nasıl da rol yapıyorlar! Allah mutlaka onların haklarından gelecektir). Dikkat edilirse, riyakâr ve gerçek düşünce ve karakterine uymayan gösterişli kıyafette olanın yürüyüşünün de bir kütük misali dimdik bir şekilde olduğu belirtilmektedir. "Boş başak dik durur" ve "İçi boş tenekenin sesi çok çıkar" sözleri bu gerçeğe uygun sözlerdir. Bunun yanlışlığına İsra-37 ve 38 nci ayetlerde özellikle değinilmekte ve yürüyüşün büyüklük taslar şekilde olmamasına vurgu yapılmıştır (İsra-37. Yeryüzünde büyüklük taslayarak dolaşma. Çünkü sen bu gücünle ne yeri delebilirsin, ne de dağlar kadar boylu olabilirsin /yükseklere çıkabilirsin. 38. Bu gibi kibirli davranışlar, Rabbin tarafından hoş görülmeyen /mekruh davranışlardır).
Mücadile-19 ncu ayet ile, gösterişe ve riyakârlığa batmış olmanın, zikri /Kur'an'ı anlamaktan ve Allah'ı da içten anmaktan uzaklaşma yanlışlığına daha kolay sapabileceğine de değinilmiş ve uyarı yapılmıştır (Mücadile-19. Ve gerçekte şeytan, olumsuzlukları nedeniyle onları tamamen etkisi altına almış ve Allah'ı zikretmeyi /anmayı ve Kur'an'ı anlayarak çalışmayı /okumayı ve buyruklarını unutturmuştur /anlamaktan uzaklaştırmıştır. Onlar artık şeytanın taraftarları /hizbuşşeytan olmuşlardır. Şunu da iyice bilin ki, olumsuzlukları ile şeytanın taraftarları olanlar, kesinlikle zararda olacaklardır).
Haftaya kaldığımız yerden devam etmek ümidiyle.
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi "SON DAVET KUR'AN"da bulabilirsiniz.
NOT-2: 20 Ağustos Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "DİN-BEYİN ve KUR'AN SOHBETİ" nin 7 ncisine inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gazi Özdemir Arşivi