4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

GÜRÜLTÜ VE İNSAN

Ülkemizde ve Eskişehir'de, en önemli sorunlardan biride, "gürültü kirliliği" dir. Özellikle de yaşlı, hasta ve öğrenciler, gereksiz gürültüden, en çok rahatsız olan kesimdir. Özellikle de sünnet ve evlenme düğünlerinde, klakson sesleri, son yıllarda,, insanımızın ruh sağlığını bozacak niteliktedir. Hülasa Eskişehir'de, gürültü kirliliği, kentlerin en ciddi sorunlarından biridir.

Oysa gürültü geçici veya sürekli işitme bozuklukları, kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama ve ani refleksler. Yanında psikolojik olarak da, Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stresler, meydana getirir. İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu da ayrı bir sorundur.

Gürültülü ortamlarda kalan veya yaşayan insanlarda, Konsantrasyon, dikkat ve reaksiyon kapasitesi zayıflar, Yorgunluk, uyku bozuklukları, geç uyuma, Merkezi sinir sistemi bozuklukları, baş ağrıları ve stresler, Metabolik ve hormonal bozukluklar görülebilir ve Performansta gerilemeye, dolayısı ile iş veriminde azalmaya sebep olabilir.

Kentteki ilgili kurum/kuruluşları, bu gürültü kirliliği ile ilgili olarak görevlerini yeteri kadar yaptıklarını söylemek çok zor. Gerçi bazen kararlar alınıyor ama bunlar özde değil sözde oluyor.

Gürültüyle ilgili, mevzuata baktığımızda: Türk Ceza Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Tüzüğü, Belediye kanunu, Karayolları Trafik Kanunu, Karayolları Trafik Tüzüğü,İşçi sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü gibi kanun ve Tüzükler,genel anlamda gürültüden bahsederler.Ancak,9 Ağustos 1983 tarih ve 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda gürültü konusuna 14.madde de yer vermiş ve "kişilerin huzur ve sükununu,beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde yönetmelikle belirlenen standartlar üzerinde gürültü çıkarılması yasaktır.

Yine mevzuata göre, fabrika, atölye, işyeri,eğlence yeri,hizmet binaları,konutlar ve ulaşım araçlarından gürültünün asgariye indirilmesi için gerekli önlemleri alır."şeklinde düzenleme getirmiştir Ayrıca,İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Tüzüğü iş yerinde gürültü derecesinin 95 dB 'i geçemeyeceğini belirtir.

Diğer taraftan Umumi Hıfzıhhısa Kanunu da, büyük endüstri merkezlerinin konutların yakınında kurulmasını önleyen ve sınırlayan maddeler vardır Ancak incelendiği takdirde görülür ki, kanun, tüzük,ve diğer yazılı hukuk metinlerinde gürültüyle ilgili hükümler sadece, "İnsanın rahat ve huzurunun bozulacağı derecede gürültünün ve sesin olamayacağını" kabul eder.Bu ise,sesin derecesini belirtmediği için denetimler objektif bir ölçü olmaksızın yapılması sonucunu doğurur.

Gürültünün, insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkisinin olduğu, bilimce de kabul edilmesine ve birçok yasa ve tüzük de uygulamada olmasına rağmen, bir türlü kentlerde "gürültü kirliliğinin" önlenememesi dikkat çekici olduğu kadar düşündürücüdür de .

Millet olarak, yüksek sesle müzik dinlemeyi, otomobillere ve motosikletlere gürültülü binmeyi çok seviyor, bu tavrımızdan da zevk alıp, haz duyuyoruz. Hatta bunu övünerek dostlarımıza da anlatıyor, sık sık da sohbetlere konu yapıyoruz.

Kent gürültüsünü artıran, pek çok sebep var. Trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve zamansız klakson çalmaları ve belediye hudutları içerisinde bulunan endüstri bölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan bakım ve onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler, insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır.
Gürültünün insan üzerinde, geçici veya sürekli işitme bozuklukları. kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani refleks. iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu, hareketlerin yavaşlaması gibi sorunlar yaratmaktadır.
Yapılması gerekenler ortada. Gürültü kaynakları olan işyerleri, fabrikalar gürültüyü azaltacak, şekilde düzenlenmeli, Her alanda gürültüye, standart getirilmelidir. İnsan bulunan yerlerde gürültünün, 70 desibeli aşmaması için, önlemler alınmalı, özelliklede cadde ve sokaklarda, ne sebepte olursa gürültüye müsaade edilmemelidir.
Gürültü, insan sağlığı açısında, zararlı bir unsurdur. Zorunlu haller dışında gürültünün, haklı nedeni de yoktur. Hatta ahlaki de değildir. Gürültüyü önleyecek makamlar, yasalarda belirlenmiştir. Bu makamlar, gürültü ile ilgili olarak, kendilerine verilen görevleri, vatandaşın şikâyeti olmadan, eksiksiz yerine getirmeli, özellikle de gürültü ile ilgili "eğitim" çalışmalarına da ivme kazandırılmalıdır. Bu her insanımız için bir hak olduğu kadar, bir görevdir de.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi