4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

HALK EDEBİYATI VE AR-GE

Adalet İlkokulu'nda, görevli olduğum yılarda, tanıştığım ve hala da çalışmalarını yakından takip ettiğim, Japon Halk Bilimcisi Mitsuko Kojima, Nasreddin Hoca'yı incelemek için, üç yıl Türkçe öğrendi. İnceleme ve araştırmaları ile de, fıkraların, Nasreddin Hoca'ya ait olup olmadığını analiz edecek kadar da, Nasreddin Hoca'yı her yönü ile tanıdı.
Mitsuko Kojima' ya göre, Nasreddin Hoca, Anadolu halkının yaşama biçimini, güldürü öğesini, alay ve eğlenme türünü, övgü ve yergi becerisini dile getirmiştir. O' nunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı, sevgi, yergi, övgü, vardır. O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür. Bu öğeler, Anadolu insanının, belli olaylar karşısındaki tutumun yansıtan, düşünce ürünlerini oluşturur.
Mitsoku Kojima' nın, çalışmalarına tanık olduktan sonra, üniversitelerde görevli Halk Bilimcilerin, neden birer Mitsoku Kojima olmadığını hep düşündüm. Oysa üniversiteler, Ar. Ge çalışması yapan, bilgi ve teknoloji üren, bunu toplumla paylaşan ve yerel, ulusal ve global alandaki sorunlara da çözüm bulan, kurumlardır. Ancak bu ilkeler doğrultusunda, çalışan, azda olsa Mitsoku Kojima gibi öğretim görevlileri var. Bu görevlilerden biride, ESOGÜ Edebiyat Fakültesi öğretim görevlisi, Sayın Prof. Halil BUTTANRI' dır.
Cuma günü, ESOGÜ Edebiyat Fakültesi, Öğretim Görevlisi Sayın Prof. Dr. Halil BUTTANRI' yı, ziyaret ettik. Hal edebiyatı ile ilgili çok olumlu çalışmalara, tanık olduk. Fakülte' nin, halk edebiyatına büyük önem verdiğini, ulusal ve yerel bazda Halk Edebiyatı üzerine araştırma yaptıklarını, elde ettikleri, bu alandaki bilgileri de düzenli bir şekilde muhafaza ettiklerini veya kitap haline getirdiklerini gördük. Ayrıca Fakültede, "Eskişehir Yöresi Şair ve Yazarları" dersinde, Ar-Ge çalışmaları yapılarak, pek çok mahalli amatör şair ve yazarlar, tespit edilmiş, eserleri incelenmektedir.
Halk edebiyatı ve Nasreddin Hoca' nın, dili ise Türk halkının, kendi arasındaki konuşma dilidir. Divan edebiyatının aksine, Arapça ve Farsça kelimeler, çok az geçmiştir. Bunlar da, Türklerin hayatında önemli yer tutan dini kelime kavramlardır. Halk edebiyatında, İslamlık öncesi pek çok unsur İslami karıştırılarak inanç sistemi uygun hale getirilmişti.
Halk Edebiyatımız genellikle de, şiir daha da ağırlıktadır. Somut ve gerçekçidir. Aşk, doğa sevgisi, gurbet, ayrılık, özlem, din ve tasavvuf, kahramanlık, mizah Halk edebiyatının başlıca konularıdır. Şiirler işlenen konulara göre güzelleme, taş-lama, ağıt, koçaklama gibi adlar alır. .
Sayın Doç. Dr. Müzeyyen BUTTANRI' ise Halk Edebiyatı ile yakından ilgileniyor, özellikle de son yıllarda, ciddi sıkıntı çekilen tiyatro alanında, hazırladığı "TİYARO İLE DOPDOLU YAŞAM" adlı eserleri, bu alandaki sıkıntıyı giderecek niteliktedir. Sayın Doç. Dr. BUTTANRI' ın söylediği gibi, " Bir tiyatro metni, sahnelemezse edebiyat açısından değeri, ne olursa olsun, tiyatro faaliyetinin dışında kalmış demektir. "
Dikkat ettik Sayın Prof. Halil BUTTANRI ve Sayın Doç. Dr Müzeyyen BUTTANRI, alanlarında, donanımlı, hazırlıklı, bilinçli, oldukları gibi, yaşadıklarını ve yaşananlarını sorgulayarak, bunlardan ders çıkartarak, öğrencilerini de bu bilinçte yetiştirerek, görevlerini sürdürüyorlar. Türk halk edebiyatının, yazılı edebiyatla birlikte varlığını sürdürmesi için de caba gösteriyorlar. Özellikle de amatör şairlerin, şiirlerinin toplanması ve bunların, halk edebiyatına kazandırması, diğer üniversitelere örnek teşkil edecek niteliktedir.
Her iki öğretim görevlimizde, üstlendikleri görevleri ve yüklendikleri bilimsel-teknik ve kültürel hizmetleri, en iyi şekilde yapmak, isimsiz, halk şairler, yazarlar ve eserlerini tespit etmek için, hiçbir fedakârlıktan çekinmiyorlar. Halk edebiyatı alanındaki amatör çalışmaları ve isimsiz kahramanları, Türk Halk edebiyatına kazandırmak için, öğrencileri ile birlikte, başarılı performans sergiliyorlar.
Ayrıca öğrencilere, Eskişehirli Yazar ve şairler, üzerinde araştırma ve geliştirme çalışması yaptırmaları, Kaymaz' da görevli olduğum yıllarda, tarihi kalıntıları inceleyen Oxford Üniversitesi'nde, öğretimini sürdüren, Arkeoloji Bölümü öğrencisini hatırlattı. Kaymaz' da yaptığı inceme sonrası, 35 tarihi kalıntı tespit etmişti. Bu gelişme karşısında, Türkiye'deki üniversitelerin, öğrencilere, neden bu tür çalışmalar yaptırmadıklarını hep sorgulamıştım. Ancak her iki öğretim görevlimizin, öğrencilerle birlikte yaptıkları bu tür araştırma çalışmaları ile umutlandık. Bu çalışmalar, diğer fakülteler tarafından dikkate alınır mı bilinmez ama yerel ve ulusal sorunlarımızın, çözümü bu tür çalışmalarla eşdeğerdir.
Edebiyat Fakültesi'ndeki, her iki öğretim görevlimizin rehberliğinde, öğrencilerin Halk Edebiyatı üzerinde, Ar-Ge çalışması yaparak, isimsiz halk şair ve yazarları keşfedip, Türk Halk Edebiyatına kazandırması, Halk Edebiyatımızın, geleceği açısından umut vericidir.
Kutluyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi