
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
HASTA GARANTİLİ HASTANELER!
Eskişehir’ de, gerçekleştirilen, 264 polikliniği ve bin 81 yatak kapasitesiyle bölgenin sayılı hastaneleri arasındaki yerini alacak, Eskişehir Şehir Hastanesi, faaliyete geçmedi ama hizmete açılan bazı şehir hastaneleri ile ilgili, sorunlar gündeme geldikçe, . Şehir hastaneleri ile ilgili, kaygılar da her geçen gün artıyor.
Nitekim Kamu-özel Ortaklığı (KöO) projesiyle, kurulmaya başlanan ve şu ana kadar Türkiye genelinde, Mersin, Adana, Yozgat ve Isparta illerinde hizmete açılan Şehir Hastaneleri, yalnızca ihale aşamasındaki iddialarla değil, iç işleyişinde, hastaları ve sağlık personelini maruz bıraktığı, devasa sorunlarla, karşı karşıya olduğu söyleniyor.
Şehir hastanelerinin, nitelikli sağlık hizmetini, hangi ölçüde verebileceği, halkın bu hastanelere erişim probleminin, nasıl çözüleceği, ortaya çıkacak ulaşım yükünün, trafiğe nasıl etki edeceği ve şehir hastanelerinin, ekonomik maliyetinin, ne olacağı soruları, henüz kamuoyunda cevabını bulmuş değildir.
İngiltere’den, alınan bu sistemin, bugün, İngiltere’de bile sorgulanmakta olan şehir Hastaneleri ile ilgili karar vermeden önce olumlu, olumsuz, tüm yönlerin, masaya yatırılması ve ona göre çözüm için de nihai kararının verilmesi gerekirdi..
çünkü Sağlık kompleksi şeklinde tasarlanan, şehir hastaneleri modelinin, İngiltere ve Kanada’da denendiği ancak uygulamada, ülkemizde olduğu gibi, çıkan sorunlardan kaynaklı sık sık tartışma konusu oldu. Sonuçta da İngiltere ve Kanada'nın, maliyetler açısından çok sıkıntılı olduğu için bu projeden vazgeçti
Ayrıca İngiltere ve Kanada’daki şehir hastanelerinde “müşteri garantisi verme” gibi bir durumun yoktur. Türkiye’de ise devlet, yüzde 70 doluluk garantisi veriyor. Şu anda ise ülkemizdeki hastanelerin, doluluk oranı, yüzde 70’in altındadır,
Diğer yanda, British Medical Assocation, 90'lardan beri edindiği tecrübeyle, kamu özel ortaklığındaki hastanelerden, kaçınmayı öneriyor. Sağlık alanında, parçalanma değil bütünleşmeyi, kâr amacının değil, kamu yararının benimsenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Şehir Hastaneleri, bulundukları illerde, yatak sayısı artmayacak. çünkü Şehir hastanedeki yatak sayısı, kadar mevcut hastanelerden azaltılması, ya da mevcut hastanelerin kapatılması kaydıyla’ izin verilmektedir. Yani şehir hastanesi kurulan illerde, bir adet yeni bina yapılırken, mevcut hastaneler, kapatılmakta böylece yeni hasta yatağı oluşmamaktadır..
Şehir hastanelerine, İhaleyi alan firmaya, hazine arazisi bedava verilir. Devlet firmaya, 25-30 yıl sürekli kira ödemesi yapmayı, hazine garantisi vererek kabullenir. Sözleşme süresi 49 yıla kadar çıkarılabilecektir..
Ayrıca hastane çevresindeki tesisleri, yüklenici firma işletecek, gelirler şirketin olacak. Hastane ve çevresindeki yapılardaki işletmeler, her türlü vergi-harçtan muaftır. Hastanelere, devlet tarafından %70 doluluk garantisi verilmektedir. Oysa diğer ülkelerde doluluk garantisi verilmiyor..
Projesi tamamlanmış ve Kalkınma Bakanlığı tarafından açıklanan, 18 şehir hastanesinin, toplam ihale bedeli,10 milyar 621 milyon 669 bin ABD doları olarak belirlendi. Projeler tamamlandıktan sonra, şehir hastanelerine 30 milyar 262 milyon 530 bin ABD doları kira ödenecek. Şirketler kira gelirlerinin yanı sıra, hastanelerdeki tıbbi görüntüleme, laboratuar, çamaşır, temizlik, güvenlik, yemek gibi destek hizmetlerinin işletmesini de üstlenerek, ciddi miktarda kar elde edecektir.
Şehir Hastanesinin, çevresindeki Devlet Hastaneleri kapatılacak ve kadroları Şehir Hastanesine devredilecektir. Kapatılan Devlet Hastanelerinin, bina ve arazilerinin tasarrufu da yüklenici firmaya bırakılacaktır. Eskişehir’e, yıllardır hizmet eden ve pek çok kişinin de anıları olan, Devlet Hastanesi de kapatılacaktır.
Şehir hastanelerinde, gereksiz yatak, gereksiz kapalı alan, gereksiz teknoloji kullanıldığı söyleniyor. çünkü şehir hastaneleri, ağır tıbbi teknolojiyle, donatılıyor. İçlerinde onlarca MR, tomografi, PET cihazı bulunuyor. Yabancı teknoloji tekellerinin, bu hastaneleri inşa eden şirketlere, teknoloji pazarlayabilmek için özel bürolar açtıkları da söyleniyor.
ülkemizde, Şehir Hastaneleri hayata geçirilirken, ihtiyaç analizlerinin, talep ve kapasite planlamalarının yapıldığı konusunda ciddi endişeler bulunmaktadır. çünkü geçmiş yıllarda, İngiltere ve Kanada da şehir hastaneleri, hayata geçirilmiş, ancak şehir hastanesi projelerinin, hem verimsiz, hem de yönetiminin, çok zor olduğunu görülmüş, kamu özel ortaklığı modeli, İngiltere’de, şirketler, kazanırken, kamuya da borç yıkmıştır.
Şehir Hastaneleri, İngiliz şirketlere, iş olanağı sağladı. Nitekim İngiliz şirketi Mott MacDonald ise Türkiye’deki ilk altı şehir hastanesi için, (Kayseri, Etlik, Bilkent, İkitelli, Gaziantep ve Adana) danışmanlık hizmeti veriyor.
Elbette Türk toplumu, modern hastaneler yapılmasına karşı değildir. İnsanımızın isteği, bilimin, gereklerine uygun biçimde, kente ve çevreye saygılı, kamu ve vatandaşımızın, yararını gözetilecek biçimde ve mevcut hastaneler korunarak, “kar” değil, “ insan sağlığı” odaklı, hizmet istemektedir ama şehir hastaneleri, kamuya yük olacak, pek çok sorunu da beraberinde getirecektir.