İzmir Büyükşehir meclisinin AK Partili Grup Başkanvekili Bilal Doğan “Otopark uygulamasında Eskişehir büyükşehir belediyesinin hayata geçirdiği yöntem aynen uygulanmalı” diye önerge veriyor…

***

Eski Aile ve Politikalar Bakanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı, AK Partili  Fatma Şahin, Kent Konseyleri toplantısı için geldiği Eskişehir’de “Biliyoruz ki hocamız, yerel yönetimde hakikaten çok büyük başarısı olan değerli başkanımızdır” diyor.

***

Balıkesir’in AK Partili Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz “Eskişehir’e her geldiğimde değişimi görüyorum. Bu değişimin Büyükşehir Belediye Başkanının eşliğinde Türkiye’ye örnek olduğunu görmekten çok memnuniyet duyuyorum. Eskişehir Türkiye’ye örnek bir şehir olarak devam ediyor” diyor.

***
AK Parti Beyoğlu Belediye Başkanı Demircan; “Eskişehir’e ilk defa geliyorum. Sabahtan beri gezdik gördük. Eskişehir’de bir İstanbul havası var. Kendimi İstanbul’un bir parçasında hissettim. İstanbul’dan baktığımda yaşanabilecek bir yer gibi gördüm. Güzel bir dinamizm var. Eskişehirli olmaktan herhalde sizde çok gururlusunuz, mutlusunuz. Onun için güzel bir Eskişehir’in mensubu olduğunuzdan dolayı sizleri de tebrik ediyorum. ” diyor.

***

Antalya’nın AK partili Büyükşehir belediye Başkanı Menderes Türel “Muhalefette de bir belediye başkanının nasıl başarılı olabildiğini görmek isteyenler dönsünler Yılmaz Büyükerşen’e baksınlar. örneğin sanatla inovasyon denildiği zaman da akıllara Sayın Yılmaz Büyükerşen hocam geliyor. Antalya’da bir çok sesli orkestra kurmak istediğimizde bir de baktık ki Eskişehir bu orkestrayı yaklaşık 20 yıl önce kurmuş”  diyor.
***

Kamu Baş denetçisi Şeref Malkoç “Eskişehir’de hayata geçirilen başarılı şehircilik çalışmalarını yakından takip ettiğini ifade eden Malkoç “ Eskişehir Türkiye için önemli kentlerden birisi, Yılmaz Büyükerşen’in çaba ve gayretleri ile Eskişehir’de yapılan yatırımlar marka değeri kazandı. Eskişehir kültür, sanat ve turizmde önemli yollar aldı. çalışmalarından ve Eskişehir’e kazandırdığı değerler için Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve ekibini kutluyorum” diyor…

***
Sonuç olarak…
Yukarıda saydığımız AK Partili tüm isimler, geride bırakacağımız yıl içinde, Eskişehir Büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e övgü yağdırmış ve örnek aldıklarını söylemiş…
Şimdi…
Kamu baş denetçisi hariç, tamamı AK Partili olan bu isimlerin bu söylediklerinin ardından, Eskişehir’deki AK Partililerin çıkıp “Eskişehir’i AK parti belediyeciliği ile buluşturmamız lazım” söylemi resmen havada kalıyor…
Zira…
AK Partili yapmak istedikleri belediye ve başkanı, AK Partililer tarafından resmen övgü dolu sözlerle örnek alınıyor…
O yüzden AK Partililere tavsiyemiz…
Ya partili olan belediye başkanları Büyükerşen ile ilgili bu tür övgü dolu sözler söylemekten vazgeçsin…
Ya da
“Eskişehir’i AK parti belediyeciliği ile buluşturmamız lazım” söylemini kullanıp durmayın…
Dedik ya… Havada kalıyor!

.....

Sanayiciye yarış, mücadele ve
güç gösterisi ile gelen hizmet!

Eskişehir Sanayi Odası(ESO) ve Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi(EOSB)…
Eskişehir Sanayicilerinin oluşturduğu iki ayrı kurum…
Aslında her ikisinin de üyeleri aynı ama yönetimleri hem ayrı hem de farklı…
Sonuçta hepsi sanayici ama…
Birbirleriyle pek de anlaştıkları, diyalog kurmaya çalıştıkları, birlikte iş yapmak istedikleri pek söylenemez.
Tam tersine…
Birbirleri arasında güç gösterisi var.
Birbirleri arasında mücadele var.
Birbirleri arasında yarış var…
Allahtan aralarında “Kavga” diyebileceğimiz boyutta bir durum yok.
Birinde para mevcut, diğerinde statü…
Gerek Sanayi Odası yönetimi, gerekse Organize Sanayi Bölgesi yönetimi göreve geldikleri günden bu yana bir ispat peşinde…
Bu ispatı gerçekleştirme adına her iki yönetim de kendi işlerini bir tarafa bırakıp çalışıyor.
Her iki taraf da ciddi ciddi  kafa yoruyor…
Sanayi Odası’ndan bir etkinlik, bir açıklama geldiği gün mutlaka Organize Sanayi Bölgesi’nden de bir etkinlik ve açıklama mutlaka geliyor…
Organize Sanayi Bölgesi’nden bir toplantı, bir araştırma sonucu elimize ulaştığı gün mutlaka Sanayi Odası’ndan da benzeri bir toplantı ve açıklama alıyoruz…
Yukarıda da söyledik…
Yönetimleri ayrı ve aralarında büyük bir rekabet ile büyük bir güç gösterisinin olduğu iki kurum…
Her ikisinin de üyeleri aynı…
Ve her ikisi de sahip oldukları aynı üyeler için birbirleriyle yarış halinde durmadan hizmet üretiyor…
Belki birbirlerine üstünlük sağlamak için, belki de birbirleri üzerinde güç gösterisinde bulunmak için yapıyorlar bunu bilmiyoruz…
Fakat sonuçta gerek üyeleri adına hizmeti üretip, gerekse şehir adına temsil güçlerini sonuna kadar iyi bir şekilde kullanıyorlar…
Sanayicilerin ikiye bölünmesi iyi değil belki…
Belki…
Aralarındaki bu bölünmenin, şehrin de bölünmesine neden olması hiç iyi değil…
Hatta…
Yan yana gelemeyecek olmaları, birlikte başarılı işlere imza atamayacak oluşları ve birbirlerinin yoluna taş koyma halleri de son derece kötü…
Ama-Fakat-Lakin ortada da her iki kurumun üyesi adına ve birbiri ardına ürettiği hizmetler var.
Ben sanayici olsam, açık söyleyeyim, bana yönelik sağlanan hizmetlere bakıp,  üyesi olduğum bu iki kurumun birbirleriyle olan yarışından, mücadelesinden ve hatta güç gösterisinden keyif duyardım…
Hatta hatta…
Bu iki kurumu yönetenlerin, rekabeti, yarışı ve güç gösterisini elden bırakmadan,  ileride birbirlerine samimi ve karşılıklı saygı duyacağı günleri görsem, keyfim ikiye bile katlanırdı…

.....

ön seçim ile belirlenecek olsa…

Belediye meclis üyeliği olabildiğince cazip bir görev…
Normalde, meclis üyesi sayısının üç-dört katı oranında meclis üye aday adayı olması lazım…
Partilere baktığımızda bu rakamın az olduğu görülüyor.
Bunun tek bir nedeni var.
Meclis üyelerinin birileri tarafından belirlenecek olması.
Hatta.
Eş, dost, akrabalardan oluşan bir liste hazırlanacağı düşüncesi.
Eğer, CHP ve AK Parti’de belediye meclis üyeleri parti üyesi ya da delegesinin katılımı ile, yani seçim ile belirlenecek olsa, aday adayı olacakların rakamı rekor kırar…
Ama böyle bir yol yok…
Yol var elbette. İstenirse yapılır ama…
Böyle bir tercih yok…

......

Biraz da gülmek lazım

Nasa Mars’a adam gönderecekmiş. Sadece bir kişi gidebilecek, giden de geri dönemeyecekmiş. İlk aday olan mühendise bu iş için ne kadar isteyeceğini sormuşlar:
- 1 Milyon Dolar demiş ve eklemiş, Kızılhaç’a bağışlayacağım. İkinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuşlar.
-Doktor: 2 Milyon Dolar demiş. Bir milyonunu aileme bir milyonunu da tıbbi araştırmalara bağışlayacağım. üçüncü aday olan Temel aynı soruya
- 3 Milyon Dolar diye cevap verince yetkililer diğerleri bu kadar az isterken kendisinin neden 3 milyon dolar istediğini sormuşlar. Temel yetkililere doğru eğilmiş, kısık bir sesle:
- 1 milyonunu ben alırım, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de Mars’a göndeririz.