9-Emine GİRGİN

9-Emine GİRGİN

Hayat an'dan ibaret

 


Rutin giden hayatım bir an için bir telefon ile durdu. O an düşünmeyi bıraktım, hissetmeyi bıraktım ve koltuğa kenetlenmiş gibi oturdum. Kafamda “ne olacak?” sorusu yankılanıyordu, tabi göğüs kafesimde nefesimi kesen bir ağrı.


Sanki nefessiz kalmışım gibi, zorluk çekiyordum ve sanki hiç acımıyormuş gibi de kaskatı. Aslında çok kalbim acıyordu, gözyaşlarım sanki burnumun ucunda.. Buzlaşmış gibi, akmıyor.


Nasıl tarif edebilirim ki? Sevdiğin bir insanın hastalandığını duymak ve onu bir daha görememe ihtimalini bilmek, bilmesen de kafandan geçirmek; korkmak ama korkarken de kendini onun iyi olacağı yönünde teselli etmek. Bunun sizce bir tarifi var mı? Bu hissin bir tarifi yok benim için. Ne hissettiğini bile bilememek kadar yorucu bir şey yoktu işte.


Yorulmuştum. En son babaannemi kaybettiğimde bu tarifsiz duyguyu yaşadığımda bir daha yaşamamayı dilemiştim. Şimdi ne olacağını bilmediğim bir korkunun ortasındayım. Teselli cümleleri seçiyorum özenle herkesi sakin tutabilmek için ama en çok benim teselliye ihtiyacım var gibi.


çünkü kayıp yaşamaktan en çok korkan bendim. Kavga da etsek, küssek kırılsak da daima hayatımda olmalarını istediklerim var. Hele bu babam gibi gördüğüm amcamsa..


Amcam…


Benim değerlim, güzel yüreklim. Hiç unutmam çocukluğumuzda her buluşmalarımızda babamla keyiflendiklerinde kahkahaları hep odayı çınlatırdı. Onların kahkahalarını duyunca kuzenim Ecemle bizimde gülesimiz gelirdi. Konuyu bilmesek de gülmelerine gülerdik. Buna bile keyiflenirdik.  Aslında keyiflendiğimiz şey onların daima başımızda olmasıydı.


Oturduğum koltuktan kalktım. İyi günlerin gözümün önünden film şeridi gibi geçmesini izledikten sonra gözyaşlarımın buzları çözülmüştü tabi. Durduramadım bir süre, zaten durdurmakta istemedim. O an için bu beni rahatlatan tek şeydi.


Kalbime sordum. ”Ne hissediyorsun?” Bu güne kadar hep 6. Hissim bana yol gösterdi. Olacakları hissettirdi. Şimdi biraz rahatlamış haldeyken sordum.


Kalbim, kötü bir şey yok diyordu. “onu kaybetmeyeceksin”


Gözyaşlarımı silip hayatı sorguladım. Neyin koşturmasındaydık? O kadar hayattaki nesnelere sahip olmak için koşuyoruz ki, yanı başımızdakileri sevmeyi, sevdiğimizi söylemeyi, onlarla mutlu olmayı, vakit geçirmeyi sürekli erteliyoruz.  Yarın ararım, yarın görüşürüm’ler haftaya, haftalar aylara ertelenirken kayboluyoruz. An’lık hayatta an’lık sürprizlerle nefret ettiğimiz dünü bile özlüyoruz belki de.


Nasıl bir süreçten geçiyoruz bilmiyorum ama acı bir süreç olduğu kesin. Virüs geçsin diye dua ederken şimdi sevdiklerimin hemen iyileşmesi için dua ediyorum.


Ve bu süreç geçerken de fazlasıyla yoruluyorum.


O iyileşecek bunu biliyorum. Ve o iyileştiğinde ben ona sarılarak dinleneceğim bunu da biliyorum.


Hepimizi neler bekliyor hayatta kim bilir? Hayat işte; iyi ve kötü sürprizleriyle dolu. Bu yüzden şuanda sağlıklıyken yanınızdakilere kocaman sarılın. Sımsıkı sarılın, uzun zamandır görmüyormuş gibi.


Uzun gördüğümüz hayat an’dan ibaret çünkü. Bir an’lık hayatınızda hem kendinize hem de sevdiklerinize sımsıkı sarılın olur mu?


Sevgilerle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
9-Emine GİRGİN Arşivi