Cumhurbaşkanı geldi “Tülomsaş hızlı Tren üretecek” dedi…

Zamanın Başbakanları geldi “Hızlı Tren’i Tülomsaş üretecek” dedi…

Bakanlar her geldiğinde Tülomsaş’ı ziyaret etti. “Hızlı Tren’i burada üreteceğiz” dedi.

Milletvekilleri zaten her ağızlarını açtıklarında söylemeden geçmediler Tülomsaş’ın Hızlı Tren üreteceğini…

AK partinin görev yapmış ne kadar il ve ilçe başkanı varsa “Tülomsaş Hızlı Tren üretecek” açıklaması yaptı…
Ama gelin görün ki, Tülomsaş yıllardır bir türlü o Hızlı Treni üretemedi.

 Oda Başkanları, mesleki örgütler, STK’lar ve sendikalar çıkıp “Tülomsaş Hızlı Tren üretmeli” derken, bu talebin muhatabı olan iktidar mensupları, sanki ellerini kollarını tutan varmış gibi çıkıp “Valla doğru… Bizce de üretmeli” dedi iyi mi?

Halbuki Cumhurbaşkanından ilçe başkanına kadar “Tülomsaş Hızlı Tren üretmeli” diyenlerin hepsi iktidarın, hükümetin birer temsilcisi ve karar vericileriydi…

xxx

Bu komik olayı defalarca köşemize taşıdık…

 “Yahu bu Tülomsaş’ın hızlı Tren üretmesini kim engelliyor? Amerikan senatosu mu izin vermiyor! Avrupa Birliği temsilciler meclisi mi taş koyuyor! Yoksa Mozambik Ulusal kurtuluş Cephesi mi engel oluyor?” diyerek olayı tiye bile aldık…

Hatta…

“Bundan sonra ‘Tülomsaş şunu üretecek, bunu üretecek’ diyen hükümet yetkilisinin ağzına kürekle vurmak lazım” yorumunda bile bulunduk…

xxx

Neyse ki artık yıllardır boşa çıkan bu söylemi hükümet yetkililerinden duymayacağız…

Tülomsaş artık bu isimle Hızlı Tren falan üretemeyecek…

üretse dahi ismi “Tülomsaş üretti” olmayacak.

çünkü…

Cumhurbaşkanı kararnamesi ile Tülomsaş’ın tüzel kişiliği artık sona erdi.

Kararname ile Eskişehir’de bulunan TüLOMSAŞ, Sakarya’da bulunan TüVASAŞ ve Sivas’ta bulunan TüDEMSAŞ’ın tüzel kişilikleri sonlandırılırken, bu üç şirket birleştirilerek TüRASAŞ, yani Türkiye Raylı Sistem Araçları isimli bir şirket kuruldu.

Ulaştırma Bakanlığına bağlı olacak yeni şirketin merkezi de, genel müdürlüğü de Ankara’ya verildi…

Tüzel kişiliği sona eren TüLOMSAŞ ise, bundan böyle yeni kurulan TüRASAŞ’ın Eskişehir’de bulunan bir üretim tesisi olacak.

Dahası…

Tüzel kişiliği ortadan kalkan TüLOMSAŞ’ın Genel Müdürü, 4 Genel müdür yardımcısı, 1 Teftiş kurulu başkanı, 1 Hukuk müşaviri ile 11 daire başkanının görevleri sona erdi,  kadroları iptal edildi…

xxx

Kısacası Eskişehir’in elinden bir kurum daha gitti…

Şimdi birileri kalkıp mutlaka “Giden bir şey yok. Fabrika orada duruyor ve çalışacak. Sadece yeni bir yapılanma var” diye türkü çağıracaktır…

Fakat…

Tülomsaş’ın Eskişehir’e mal olmuş ismi gitti…

Kurumun Eskişehir’e ödediği kurumlar vergisi Ankara’ya gitti…

Yönetim kadrosunun kadroları gitti.

Belki personelinden bazıları da gidecek…

Belki Ankara’da kurulan şirketin çiftliği haline gelecek.

Hafıza ortadan kalkacak, anılar silinecek

Bütün bunlar az mı?

Umarız, yeni oluşum Eskişehir’de istihdamı arttıracak bir imkan yaratır…

Yoksa” gitti de gitti” türküsünü hep birlikte söyleriz!

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Biz de onlara uyalım bari!

“Biz bu yola canımızı koyduk. Kefenimizi giyip geldik” diye, işlemeli tül perdeye sarılarak gelen, bu arada çenelerini de bağlamayı unutmayan! Yaratıkları gördüğümüzde resmen ürpermiştik…

Aklımız bir türlü almamıştı bu tiyatro gösterisini.

-“Adamlar bu yaptıklarına inanıyorsa kepazelik, inanmadan yapıyorlarsa daha da büyük kepazelik” demiştik kendi kendimize…

-Amerika başkanına  tepki için Turp kesenleri…

-Hollanda’ya tepki için portakal bıçaklayanları…

-İsrail’e tepki için cola ve fanta idam edenleri…

-Türk parasıyla dolar alıp, tepki için daha sonra bu dolarları yakanları…

-Hollanda diye Fransa bayrağı yakanları…

-Amerika’ya tepki için I Phone kırıp, videosunu da yine I Phone ile çekenleri…

-Rusları protesto için Rus salatası yememe kampanyalarını…

-Temsili Noel baba’nın Osmanlı kıyafetli insanlar tarafından dövülmesini…

-Belediye başkanının Almanya’yı protesto için makam aracının önündeki markayı sökmesini…

-Vali’nin cola’yı protesto için Fanta içmesini…

 Ve benzeri nicelerini gördükçe, yavaş yavaş alıştık benzeri olaylara…

Hatta eğlenceli de gelmeye başladı…

Yaşanan her olaydan sonra, benzeri tepkilerin gelmesini hararetle bekler olduk…

Nihayet dün geldi beklediğimiz tepki…

Atlara binmiş bir grup “Devletin başı emir versin, akşam namazını Rusya’da kılalım” nidaları ile sokaklarda dolaşmış…

Bir rahatladık ki sormayın gitsin!

O yünden destekliyoruz bu tür tepki protestoları!

özellikle de yukarıda saydığımız kalitede ve zekice olanları!

Niye mi bekliyoruz bu tür protestoları?

çünkü; alıştırdılar bir kere!

Ne demişler?

“Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaretse, düzeyinizi koruma şansınız yoktur… Hepimiz, birlikte vakit geçirdiğimiz 5 kişinin ortalamasıyız aslında…”

Biz de onlara uyalım o zaman!

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Beynini kullanmaktan feragat edenler!

Dünya yörüngesi ile birlikte dönüyor ya…

Yaptıkları görev ne olursa olsun bazı insanların etrafında kümeleşen kütleler de (Kitle demeye dilimiz varmıyor) tıpkı biat ettikleri insanlarla birlikte dönüyor…

Muhtemelen doğanın kanununu yanlış anlamış olsalar gerek…

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, belediye Başkanı, Oda ve Dernek başkanı hiç fark etmez!

Adam dün söylediğinin bugün tam aksini söylüyor. Kütle hoop dönüveriyor.

Adam bu söylediğinin de aksini söylüyor, kütle aynı hızla “tabii öyle” diyor…

Adam söylediğini 40 kere değiştiriyor, bakıyorsunuz kırkında da kütle hazır ve nazır.

Hadi adam dün söylediğini bugün, bugün söylediğini yarın inkar etmekten utanmıyor, sıkılmıyor da, kütleye ne oluyor?

Vallahi de billahi de anlamak mümkün değil…

Allahın vermiş olduğu nimetlerin hepsini, hem de hoyrat bir şekilde kullanan, böyle bir beceri sahibi olmakta ustalaşan bu insanlar, nasıl oluyor da Allahın vermiş olduğu beyni kullanmaktan bu denli uzak durabiliyor?

Ne diyelim?

Dünya, kendisiyle birlikte dönen yörüngesi sayesinde düzen içindeyken, galiba, sözünü ettiğimiz insanlar da, kendisiyle birlikte, sorgusuz sualsiz dönen bu çevresindekiler (kütle) sayesinde düzenini yürütüyor…

::::::::::::::::::::::::::::

Biraz da gülmek lazım…

üç öğrenci babaları ile öğünmektedir. Birincisi: Benim babam çok usta tamircidir, en külüstür arabayı bile jet gibi çalışır hale getirir. İkincisi; benim babam çok büyük sıvacıdır en çirkin evi bile bir sıvadı mı çok güzel hale getirir. Sonuncu öğrenci; benim babam körlerin gözlerin bir anda iyi eder, tekerlekli sandalyedekileri yürütür hatta kolu olmayanların kollarını çıkartır.

 İki öğrenci dönüp sormuşlar Baban evliyamı?

çocuk cevap vermiş hayır zabıta!