Merhaba sevgili İstikbal Gazetesi okuyucuları,
Bugün sizlerle kadın erkek ilişkileriyle alakalı konuşmak istemedim. Bugün herkesin her işi yapabilmesini konuşalım..
Geçenlerde bir arkadaşımla üniversite okuyup kimsenin kendi mesleğini yapamadığını, bir sürü üniversite öğrencisinin açıkta kaldığını konuştuk. Zaten gazetecilik yaptığım dönemde de hep bu konuya iğreti olurdum.
Konuya iki taraftan da bakmak gerekirse yılda verilen on binlerce mezun ve karşısında sadece birkaç bin iş imkânı! Durum böyle olunca mühendislik bölümünden mezun olan bir öğrencinin pizzacıda çalışıyor olması artık bizi şaşırtmıyor. Diğer taraftan bakarsak tekelleşen sektörlerde emeğin karşılığını kendi aralarında belirleyen patron dünyası!
Çok uzak mesleklerden örnek vermeyeceğim. En basiti kendi mesleğimiz..
Bu bölümü okusun okumasın, eline makineyi alan gazeteci oluyor. Ya da azıcık fiziği düzgün olsun bir bakıyorsun televizyonda program yaparken ya da haber sunarken görebiliyorsunuz. O onun tanıdığıdır bu bunun dostunun kızıdır vs.. kısacası bu işi yapabilmek için çok da okuyup dirsek çürütmemek gerekiyormuş.
Aynı şekilde bunu diğer meslek dallarında da görebiliyorsunuz. Bir kere güzellik kursuna giden hop bir bakıyorsun salon açmış.
Hatta bazıları var ki, valla parayı veren düdüğü çalıyor arkadaşlar. Bir şeyi bilmesine gerek yok. Parayı bastımı istediği şeyi açabiliyor.
Ah şu paranın gücü!
Ha hazır para demişken, bir de işini layıkıyla yapanların haklarının sömürülmesi var tabi. Kimse sahiden hak ettiği ücretleri bence alamıyor. Çok iş az para kısacası. “O buraya muhtaç” mantığı “buradan gitse nerede çalışır ki?” cümlesindeki egolar falan..
Görüp, konuştuğumuz, bildiğimiz, duyduğumuz bazı işverenlerin tavırlarından bahsediyorum. Şimdi bunu okuyup da “Emine şunu hedef almış” demeyin. Kişisel bir mevzu değil bu, genelimizin sorunu..
Ah, ah! Daha çok şey yazıp söylerim de, sonra gıcık kapmasın kimse bana.  Ama yarası olan da gocunabilir açıkçası benim için bir mahsuru yok.
Bir yerin sahibisiniz diye de aman diyeyim kimsenin ahını almayın. Sonra aldığınız ahlar, yediğiniz haklar bir gün karşınıza çıkar neme lazım evelallah; onu bunu üzeceğim diye siz üzülmeyin sonra!