
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
HERKES ÖZÜRLÜ POTANSİYEL ADAYI
Ocak ayı başında, TBMM' ye yaptığımız ziyarette, MHP Eskişehir Milletvekili Sayın ASİL' le, Eskişehir' in sorunları üzerinde görüşme fırsatı bulduk. Sayın ASİL, diğer Eskişehir milletvekilleri ile işbirliği içinde çalışıyor. Ayrıca TBMM' de, en çok konuşan ve soru önergesi veren milletvekilleri arasındadır. İktidar partisi milletvekili olmamasına rağmen, Eskişehir' in, sorunları ile yakından ilgilenir ve çözümü içinde gayret sarf eder.
Sayın Asil, aynı zamanda, meclisteki çalışmalarını, kamuoyu ile paylaşan ender milletvekillerinden biridir. Hemen, her soru önergesinden, haberdar oluruz. Son gelen e-mail de özürlülerle ilgili düşüncelerini ve bu hususta verdiği soru önergesini, bizimle paylaştı. Gerçekten de, ülkemizde, özürlülerle ilgili pek çok yasa yönetmelik var ama mevzuatın gereği yeteri kadar yerine getirilmez.
Sayın ASİL, verdiği soru önergesinde," 6-14 yaş gurubundaki ilköğretim çağına gelmiş bireyler ile tanısı konulmuş özel eğitim gerektiren yavrularımıza, temel eğitim vermek yasal bir zorunluluktur. Milletimizin, büyük fedakârlıklarla bu yavrularımıza eğitim verilmesini sağlamak için kurduğu okulları bile değerlendiremeyen basiretsiz yöneticilere, yönetmeliklerin amir hükümlerini uygulamayan idarecilere, dikkat çekmek amacı ile Milli Eğitim Bakanımıza verdiğim soru önergesini ekte bilgilerinize sunuyorum." Diyerek bir ülke gerçeğini gündeme getirdi. Bu soru önergesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından dikkate alınır, gereği yapılır mı zaman gösterecektir. Ancak özürlü çocuklarımızın, sorunlarının TBMM' de gündeme getirilmesi bile başlı başına bir başarıdır.
Şu bir gerçek ki ülkemizde, eğitim çağında 1 milyon 100 bin engelli bulunmakta ve bunların 132 bin 750'si eğitim alabilmektedir. Yine Türkiye'deki 8 milyon 341 bin 937 engellinin yüzde 36,3'ü okuma-yazma bilmiyor. İlkokul mezunlarının oranı yüzde 41. Yüksekokula devam edebilenlerin oranı ise sadece yüzde 2.24 dir. Resmî örgüt özel eğitim kurumlarının sayısı 644 olup, bu kurumlarda toplam 39 bin 520 engelli öğrenci eğitim görüyor. Eğitim imkânlarından yoksun kalan engelliler, iş hayatlarında da yer alamıyor.
Eskişehir' de, Milli Eğitim' e bağlı, Ahmet Yesevi İşitme Engelliler İlköğretim Okulu, Av. Lütfi Ergökmen İlköğretim Okulu ve Uluönder Eğitim-Uygulama okulu olmak üzere dört özürlü okul vardır. Ancak Sayın ASİL' in, soru önergesinde, Eskişehir' de mevcut, özel eğitim okullarında kapasitelerinin yarısından fazlasının boş olduğunu belirtmesi dikkat çekicidir. Soru önergesine konu olan ve soru önergesinde de yer alan, Yönetmeliğin de amir hükmü olan, "ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ KURULU " Eskişehir' de, neden kurulmadı bilinmez ama bu kurul, bir an önce hayata geçirilmelidir. Ayrıca da okullardaki öğrenci azlığının nedenleri mutlaka araştırılmalıdır.
Özel eğitim, bir zorunluluktur. Çünkü çevremizde, normal çocuklardan daha çok, sağır, kör, geri ve üstün zekâlı çocuklar, toplumda dikkat çeker. Eğitime, en çok onların ihtiyacı vardır. Ayrıca toplum, bu tür çocuklarımız karşısında, daha çok kaygılıdır. Bireysel farklılıklar yanında, toplumun huzura kavuşması için, "Özel Eğitime" muhtaç çocuklarımızın daha bir özen gösterilmesi gerekir. Ayrıca özürlü çocuklarımızın eğitimi, ailelerle ve eğitim kurumlarına bırakılmayacak kadar da önemlidir. Çünkü gelişmiş tüm ülkelere, eğitimi toplum yapar felsefesi hakimdir.
Özürlülerde, toplumda diğer insanların sahip oldukları eşit koşullara sahip olmaları, tedavileri, eğitim, istihdamı ile sosyal, ekonomik, kültürel, sportif haklardan yararlanmalıdır. Ayrıca bu mesele, devlet politikası olarak ele alınmalıdır. Toplumun, bütün bireyleri özürlülerin de her şeyden önce, bir insan olduğunu her işi yapabileceklerini kabul etmelidir.
İnsan olarak, toplumu, özürlü veya özürlü olmayan, diye ikiye ayıramayız. Özürlü çocuklarımızın, mümkün olduğun kadar normal sınıflarda, eğitim-öğretim çalışmaları yapmaları, hem kendileri hem de toplum açısından önemlidir. Çünkü toplumda, özürlüler diğer insanlarımızla birlikte yaşanacaktır. Özel ilgi ve gereksinimi olanlara, durumlarına uygun eğitim hizmetlerinin sunulması, onların, iyi üretici ve tüketici vatandaş olmaları sağlaması, en önemlisi de istihdam edilmesi, bir zorunluluktur.
Özürlüler, doğuştan veya sonradan yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle, normal yaşamını sürdüremeyen kişilerdir. Türkiye nüfusunun yüzde 12,28'i özürlüdür. Özürlü vatandaşlarımızın, en büyük sorunu eğitim, sağlık ve istihdamdır. Ayrıca HERKES, BİRER ÖZÜRLÜ POTANSİYEL ADAYIDIR." O nedenle de onları, topluma kazandırmak için her türlü fedakârlık yapılmalı, geleceklerini de eğitimle desteklemeliyiz. Bu hususta başta aileler olmak üzere, her kesime, Özellikle de TBMM' ye, önemli görevler düşmektedir.
Sayın ASİL, bu davranışı ile TBMM' de, özürlü insanlarımızın tercümanı olmuştur.
Kutluyoruz.