1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Hissedilen hava ve enflasyon rakamları...

Şu sıralar konuşulan iki konu...
Birincisi: Hava sıcaklığında yaşanan rekor...
önceki gün dereceler hava sıcaklığını 39 derece olarak gösteriyordu.
Bu son yıllarda Eskişehir'in gördüğü en yüksek sıcaklık.
Ancak...
Kimse inanmadı derecelerin gösterdiği 39 rakamına.
çünkü...
Herkes hissedilen sıcaklığın en az 42-42, hatta 45 derece olduğunu söylüyordu.
***
İkinci konu ise; TüİK tarafından açıklanan enflasyon rakamı.
önceki gün açıklandı Ağustos ayı rakamları.
Açıklanan rakam enflasyon oranının 11.77 olduğunu gösteriyordu.
Ancak...
Kimse inanmadı TüİK'in açıkladığı enflasyon rakamına.
çünkü...
Herkes hissedilen enflasyon rakamının en az 28-30, hatta 35 olduğunu söylüyordu...
***
Sonuç olarak:
Ortada hava sıcaklığı ve enflasyon ile ilgili birer rakam vardı ama...
Vatandaşı yakan asıl rakamlar açıklananlar değil, her ikisinde de hissedilen rakamlardı galiba...
O yüzden…
Dışarıya çıkarken hava sıcaklığı rakamlarına, markete giderken de TüİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına pek güvenmeyin.
Zira…
Dışarıda ve markette, çarşıda, pazarda asıl hissettikleriniz, sizi bir süre sonra hiçbir şey hissedemez hale getirebilir!
Vallahi şaka yapmıyoruz!.


.....


 


Kapımıza dayanan tehlike...


Başkent Ankara, salgının en fazla görüldüğü şehirlerin başında geliyor.
Ankara, vaka ve hasta sayısı bakımından İstanbul'u bile sollamış vaziyette.
Rakamların giderek artıyor olması, Ankara'ya özel tedbirlerin bile alınabileceği artık ciddi ciddi konuşuluyor.
Salgının iyiden iyiye kontrolden çıktığı Ankara'nın içinde bulunduğu kötü durum artık sosyal medya sayfalarında da önemli bir yer işgal ediyor.
örneğin; özellikle saplık sektöründe görev yapanlar Ankara'daki hastanelerin tamamen dolduğunu söyleyip "Mecbur kalmadıkça Ankara'ya gelmeyin" uyarısında bulunuyorlar.
***
Salgın rakamlarında Ankara'nın başı çekmesi Eskişehir'i de yakından  ilgilendiriyor.
Zira...
Eskişehir, Ankara'ya en yakın şehir olarak resmen tehdit altına giriyor.
Her gün Yüksek Hızlı Tren Tren seferleri ile yüzlerce insanın Eskişehir'den Ankara ya, yine her gün yüzlerce insanın Ankara'dan Eskişehir'e gelip gittiği hesap edildiğinde, Ankara'daki salgın boyutlarının Eskişehir'e taşınma ihtimali bir hayli fazla.
İşte bu ihtimalin olabildiğince ortadan kaldırılması için acilen bazı tedbirler alınması gerekiyor.
Artık Hızlı Tren ya da Otobüsler ile Ankara'dan Eskişehir'e gelenlere daha sıkı bir kontrol mü uygulanır bilemiyoruz ama bildiğimiz: tehlikenin büyüğünün yanı başımızda olduğu ve bu tehlikenin de şehrimizi ciddi şekilde tehdit ettiğidir...


.....


Eğer bu ihaleler yapılırsa…


1993 yılıydı…
Kütahya’da faaliyet gösteren Azot Fabrikası, kimyasal atıklarını doğrudan Porsuk nehrine deşarj ediyordu.
Bu durum Eskişehir için büyük bir tehlike yarattı.
Zira…
Porsuk, Eskişehir’in kullanma suyunun tek kaynağını oluşturuyordu.
çeşmelerden akan su üzerinde tahliller yapıldı.
Sonuç ürkütücüydü!
çünkü…
Şehrin kullandığı suyun içinde ciddi oranda Nitrat, Nitrit ve Amonyak gibi sağlığı tehdit eden kimyasallar bulundu.
Biyolojik arıtma ile Amonyak halledilebiliyordu ama Nitrat ve Nitrit gibi ölümcül maddelerin sudan ayrılması için kimyasal arıtma yapılamıyordu.
Sonuç olarak…
Eskişehirlilerin çeşmesinden suyla birlikte bildiğiniz zehir akıyor ve Eskişehirli bu zehirli suları mecburen kullanmak zorunda kalıyordu.
Sonunda bu durum Eskişehirlilerin canına “tak” dedi.
Sivil toplum örgütlerinin de öncülüğüyle kısa sürede organize olundu.
Binlerce insan otobüslerle Kütahya sınırına gitti.
Oradan da, pankartlarla birlikte Porsuk suyunu atıklarıyla zehirleyen Azot Fabrikasının önüne gidilerek, fabrikasının önüne siyah çelenk bırakıldı.
Türkiye genelinde ses getirdi yapılan bu eylem.
Sonuç olarak Kütahya’daki Azot Fabrikası’nın Porsuk’u zehirleyen bazı üniteleri, gerekli arıtma tesislerini yapıncaya kadar kapatıldı.
Bu büyük bir çevre zaferiydi…
Eskişehirliler, değişik siyasi görüş ve düşünceye sahip olmalarına rağmen, şehrin sağlığını yakından ilgilendiren bir konuda birlik olmayı başarmış ve böylesine bir çevre zaferine imza atmıştı.
***
Aradan tam 27 yıl geçti…
Bugün Eskişehir’in önünde benzeri bir çevre tehlikesi var.
Eskişehir’in 50’den fazla yerinde maden arama çalışmaları için bugün yarın ihalelerin açılacağı söyleniyor.
Bu durum, binlerce ağacın kesilmesi, binlerce Canlının yerinden edilmesi ve çevrenin olabildiğince tahrip edilmesi anlamına geliyor.
Eğer 27 yıl öncesi direniş hayata geçmezse, Eskişehir’in altı üstüne gelecek ve delik deşik edilecek.
O 27 yıl önce çevre adına yapılan müthiş eylem de boşa gitmiş olacak…


.....


Bıktırdı ama…


Son iki gündür sürekli yakınmalar geliyor elektrik kesintilerinden.
Günün ortasında elektriklerin gittiğinden yakınıyor vatandaşlar.
Ertesi gün yine aynı kesintinin olduğunu söylüyorlar.
Günün tam ortasında olduğu için bu kesintiler, hem iş hayatının hem de ev hayatının bu durumdan etkilendiği dile getiriliyor.
Kısacası…
Elektrik kesintilerinin artık sona ermesi isteniyor…
Her gün tekrarlanan kesintiler de bildiğiniz insanlrı bıktırıyor…


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi