14 Ekim 2015 Çarşamba günü Hicri yeni yılımız 1437'ye girmiş olduk. Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s) Mİ 571 yılında Mekke'de dünyaya geldi. Kırk yaşında peygamber oldu. Bu görevle en büyük vazife yüklenmiş oldu. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüp öldüren, bu müşrik putperest kureyşlerle nasıl baş edecekti? Bu son peygamberin risaleti ondan başka hiçbir kimsenin yerine getirmeyeceği bir görevdir.
Peygamberliğin başladığı ilk yıllarda davete başladığ zaman en yakın akrabasının amcası Ebu Lehep karşı çıktığı imana, islama gelenlerin en feci işkence ve ölümlere maruz kaldıkları unutulmaz çok acılı günlerdir.
Mekke devri 23 yıl sürdü. Kur'an-ı Kerimin sayfa itibariyle beşte üçlük kısmının Mekke döneminde nazil olduğunuda burada belirtelim. İslamın Mekke döneminde nazil olan ayetlerde genel olarak tevhid, ahiret nübüvvet gibi temel inanç konuları işlenmiştir. Efendimiz herşeyden önce inancı, putperestlikten, şirkten ve ahireti inkardan temizleme noktasına odaklanmıştır. Bu çerçevede tevhid inancını kalplere yerleştirme, Allah'a, kitaplara, meleklere ve peygamberlere ve ahirete iman üzerinde durulmuştur. Daha sonraki safhalarda helal-haram gibi ilahi emirleri kabullenmeleri işlenmiştir.
Bu konuda Hz.Aişe (r.anha) annemiz şöyle anlatır;
"....Kur'andan ilk nazil olanlar (ayetlerde) Cennet ve Cehennem'in anlatıldığı mufassal sürelerdir. İnsanlar İslamda toplanmaya başladıklarında helal-haram konularını içeren sureler inmiştir..." (Buhari, VI, 101)
Taptıkları putlardan ve Allah'a ortak koşmak anlamına gelen şirkten vazgeçmeyen Kureyş toplumuna kainatın sahip olduğu olağanüstü düzen ve ahenk Hz.Allah'ın kudret ve azametinin eseri olduğu ondan başka hiçbir varlığın buna kadir olamayacağı bildirilmiştir.
Daha sonra beşeri hukuk işlenenek ana-babaya saygı, adalet, doğruluk ve akraba haklarıyle ilgili hususlar anlatılmış, kız çocuklarını diri diri toprağa gömme, adam öldürme, haksızlık, baskı ve zulüm gibi hususlar da kötülenip yasaklanmıştır.
13 yıl süren Mekke devrinin son yıllarında Müslümanların sayısı günden güne çoğalıyordu. Bu artış Kureyş keferelerini endişelendiriyor ve korkutuyordu. Zengin Kureyş büyükleri, Müslümanların zaruri ihtiyaçlarına ambargo koymuşlardı.
Kureyş, kimsesiz Müslümanlara saldırmış eza-cefa etmiş Müsümanlar Şi'b-i Ebu Talip'te abluka altına alarak onları aç ve susuz bırakmıştır.
Yani artık Müslümanların Mekke'de kalmaları, yaşamaları düşünülemezdi.
Birinci ve ikinci Akabe biatlarında Mekke'ye ziyarete gelenlerle gizlice görüşüp anlaşan Hz.Peygamberimiz Medine'ye hicret edilirse eshabına ve kendisine Medine'de sahip çıkılacağını öğrendi. Mevlai Zülcelal'den izin alınarak üçer-beşer kafileler halinde Mekke'den Medine'ye evlerini, yerini yurdunu herşeylerini terk ederek hicret etmeye başladılar.
Kureyş, hicrete mani olmaya çalışsada Müslümanların hürriyet ve inançları uğruna kalkıştığı bu hicreti önleyemediler. En son hicreti Hz.Rasüllüllah, Hz. Ebubekir ile yaptı. Efendimizin hicretine mani olup onu öldürmek için Mekke'nin ayak takımı gençleri, Hücr-i saadeti basıp onu öldürme kararı aldılar. Efendimiz, emanetleri sahiplerine vermek için görevlendirdiği Hz.Ali (r.a) yi hücresinde yatıp emanetlerin verilmesinden sonra hemen Medine'ye gelmesini söyledi.
Sabah olunca Hücre-i saadette Hz.Ali'yi gören Kureyş kafirleri yollara düşerek Rasülullahı aramaya başladılar. Kureyş onu bulup getirene veya öldürene çok büyük mükafatlar vaad ettiler. Allah'ın koruduğuna kimse birşey yapamaz. Geceleyin Ebu Bekir ile Mekke'den ayrılan Efendimiz 'Sevr' dağına gelerek orada bir mağarada gizlendiler. Buraya kadar gelen Kureyş kefereleri mağaranın önünün örümcek ağlarıyle örüldüğünü ve bir çift güvercinin yuva yaptığını görünce içeri girmekten vazgeçtiler. Biri girmek isteyince bir akradaşı ona;
- Orada ne işin var? aklını mı yitirdin? Baksana Muhammed doğmadan önce örümcekler ağ germiş, kuşlar yuva yapmış diye haykırmıştı.
Mağarada üç gün üç gece kaldıktan sonra Efendimiz takibatın gevşemiş olduğuna kanaat getirdiler. Yakınlarının getirdiği iki deve ile yola çıktılar. Çölü iyi bilen bir kılavuzla şaşırtmaçlı yol takip edilerek hayli yol aldılar. Hayli gitmişlerdi ki 100 deve mükafatı almak için kendilerini bulan Sürake isimli atlı bir genç atını hızlıca sürerek suikast yapacaktı ki atının ayağı sürçtü. Sürake yere yuvarlandı. Kalkıp atını mahmuzlayarak ikinci bir hamle ile saldıracaktı ki atının ayakları kuma gömüldü, bocaladıkça kuma battı. Süraka bu işin mümkün olamayacağını anlayınca Efendimize yaklaşıp 'af ve aman' diledi. Aldığı fermanla Süraka geri dönerek akradan gelen takipçileri buralarda yoklar diyerek geri çevirdi. Efendimizin kafilesi, yedi gün yedi gece süren 451 km. yolu kat ederek Medine'nin Kuba mahallesine vardılar.
İslam, Medine'de devlet halini alarak güçlendi. Efendimiz Mekke'den hicret edenlerle Medinelileri Kardeşlik bilinciyle birbirine kaynaştırdı. 10 senelik Medine devrinde Müslümanlar güçlendiler. Efendimiz burada 63 yaşında Ahirete intikal ettiler.. Ruhu şad olsun.
Hoşçakalınız.