
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
HZ.MUHAMMED'İN MEZARINI ATATÜRK YIKTIRMADI
Yıllardır, Atatürk' ün, fikir ve düşüncelerini kişisel çıkarlarının önünde engel gibi gören kişi/kişiler ve kesimler, Atatürk' ü, İslamiyet karşı gibi gösterdiler. Oysa Atatürk, yaşamı boyunca tebliğ edilen İslamiyet'i savummuş, dini erozyona uğratacak, gelişmelere de sürekli karşı çıkmıştır. Siyasetin ve devlet işlerinin, dini düşüncelerden uzak tutulmasına da özen göstermiş ve gösterilmesini de sürekli önermiştir.
Son günlerde, ciddi eleştiriler alan Can Dündar' ın, Mustafa'm Filmindeki Mustafa Kemal Atatürk'e, yapılan ağır eleştirilerden biri de, "din" konusundadır. Bu gelişme, filmin örtülü olarak kim/kimler tarafında, yaptırıldığını da ortaya koyuyor.
Hülasa dini, çıkarları için kullananların durumunu ve bugün, siyaseti etki alanına giren kurum/kuruluşlardaki yaşananları gördükçe de Atatürk' ün, ne kadar haklı olduğu da ortada. Çünkü Atatürk, dini siyasete alet etmek veya sömürmek isteyenler kadar, din düşmanlığı ile toplumda kin ve nefret duygusunu yaymak isteyenlere de karşı çıkmıştır.
Öte yandan yıllarca, bu kesimler Atatürk' ün, İslam dini ile ilgili düşüncelerini sürekli kamuoyunda uzak tuttular. Nitekim Türk halkı, Atatürk'ün Hz. Muhammed' in mezarını yıktırmadığını yıllar son öğrendi.
Kasın ayı içinde, AKP Milletvekili Prof Dr. Nevzat Yalçıntaş, katıldığı bir TV programında: "...Vahabilik'te mezar ziyareti günah sayıldığı için, Suudiler bütün mezarları yıkmaya başlamışlar. Sıra Hz. Muhammed'in mezarına gelmiş. Ülkedekiler, Mustafa Kemal Atatürk'ten yardım istemişler. Atatürk bu olayı duyunca, tüm manevi duyguları kabarmış ve Suudi Kralı'na Hz. Muhammed'in değil mezarına, türbesinin bir taşına dahi dokunulursa bedelinin çok ağır olacağını bildiren nota niteliğinde bir yazı göndermiştir. Bu vesika Dışişleri arşivlerinde mevcut ama yıllardır açıklanmıyor. Oysa Türk halkının Büyük Kurtarıcısı' nı her yönüyle tanıma hakkı var." diyerek yıllar sonra, bir gerçeği kamuoyu ile paylaştı.
Atatürk' ün, İslam Dini ile ilgili sözleri ise ortadadır.
"Allah birdir. Şanı büyüktür... Peygamberimiz efendimiz hazretleri, Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, yüce Kur'an'daki anlamı açık olan ayetlerdir." (Balıkesir Hutbesi) "Türk milleti, daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum." , "Bizim dinimiz akla en uygun ve en tabii bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin tabii olması için akla, fenne, ilime ve mantığa uygun olması lazımdır.", "Hz. Muhammed, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinden bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar o ölümsüzdür.", "Dinsiz milletlerin, devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır."
Atatürk' ün, bu düşüncelerine rağmen, ülkemizde bazı çevreler, Atatürk'ü dinsiz, İslam'a ve din eğitimine karşı bir kişi olarak gösterirlerken, bazı çevreler de O'nu dine ait değerlere sahip çıkmayı veya halkın dini duygularına saygı duymayı, Atatürk İlke ve İnkılâplarından taviz verme olarak görmektedirler. Böylece Atatürk adına, din aleyhtarlığı yapılırken, diğer taraftan da din adına, Atatürk aleyhtarlığı teşvik edilmekte ve Atatürk'ü dine karşı biriymiş gibi gösterme gafletine düşülmektedir. Benzeri yorumlar, ülkemizde kutuplaşma ve zıtlaşmalara neden olmakta, millet ve devlet bütünlüğü ile milli birlik ve beraberliğimiz tehlikeye sokmaktadır.
Şu bir gerçek ki "Müslümanlık ve çağdaşlık", "Atatürkçülük ve Müslümanlık", "Müslümanlık ve laiklik", ne birbirine aykırı, ne de karşı kavramlardır. Nitekim Milli Eğitim Bakanlarımızdan Rahmetli Avni Akyol: " Hem Müslüman, hem çağdaşlık; hem Müslüman, hem laik; hem Müslüman, hem Atatürkçü; hem Müslüman, hem de medeni; ileri ve yenilikçi; hem Müslüman, hem de milliyetçi olabiliriz ve olmalıyız" demiştir. Çünkü ne Atatürk' ü sevmek, Atatürkçü olmak, Atatürkçü düşünce sistemi ve ilkeleri doğrultusunda hareket etmek, ne "DİNSİZLİKTİR; ne de İslamiyet, gericilik, bilime ve çağa karşı olmaktır.
Artık herkes bilmelidir ki Atatürk, içtenlikle inançlılara saygılıdır. Tebliğ edilen gerçek İslâm'ın, ortaya çıkarılmasını istemektedir. Atatürk dinin, siyaset ve ticarete alet edilmesine karşıdır. Ayrıca Atatürk İslam'ın, özüne inançlı, bağlı ve saygılıdır. Bunun için de sonradan katılan yanlışlardan, İslam Dini' nin arındırılmasını istemektedir. Ancak Atatürk' ün, bu yönünü ne tanıdık, ne de toplum büyük çoğunluğuna tanıtabildik...