Muharrem İnce:
Hitabet kabiliyetiyle, hazır cevaplılığıyla, kalabalıkları coşkulandırma yeteneği ile ön plana çıkıyor.
Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün, Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı olarak müthiş bir performans ortaya koyuyor.
Bu sadece bize ait bir düşünce değil…
Konuştuğumuz herkesin, hatta olaya partici gözüyle değil de, empati yaparak bakan AKP ve MHP’lilerin bile üzerinde hemfikir olduğu bir durum.
Dahası…
Maharrem İnce bu seçim öncesi, bugüne kadar gündemi belirleyenleri, kendi belirlediği gündemin arkasına takmış vaziyette.
Peki bu bir anda mı oldu?
Muharrem İnce Cumhurbaşkanı adayı olur olmaz hitabet yeteneği ve hazır cevap özelliği mi kazandı?
Elbette hayır!
Muharrem İnce, sergilediği tavırlar, seslendirdiği ilkeler ve dile getirdiği söylemleriyle hep CHP’nin içindeydi…
Partinin önemli bir aktörüydü.
Ancak…
CHP içinde Muharrem İnce’nin bu özelliklerinin farkında olanlardan çok olmayanlar vardı.
Bir takım özelliklerini dikkate alanlardan çok dikkate almayanlar, görmezden gelenler, ciddi bulmayanlar vardı.
Hatta…
Parti içinde Muharrem İnce’nin hizipçilik yaptığını, koltuk meraklısı olduğunu ve sırf muhalefet olsun diye parti içini karıştırma saplantısı bulunduğunu düşünenler çoğunluktaydı.
Cumhurbaşkanı adayı olduğu günden bu yana geçen süreçte, başta kendisini antipatik bulanlar olmak üzere CHP’lilerin tamamının muharrem İnce ile ilgili düşünceleri tam anlamıyla değişiverdi.
Muharrem İnce çoğu CHP’linin nazarında, ifrit olunan bir kişiyken, bir anda “Vay bee! Adam neymiş!” konumuna geldi…
Parti içinde ve çevresinde:
-“Adam hep vardı ama biz görememiş ve anlayamamışız” demeler başladı.
Durup durup genel başkanlığa aday olmasından yakınılırken “Eğer bu adam CHP’ye genel başkan olsaymış iş buralara kadar gelmezmiş?” diye hayıflanmalar yükseldi.
Sonuç olarak, Muharrem İnce tüm CHP’lileri etrafında toplamayı başardı.
Eğer aynı kişi Cumhurbaşkanı adayı gösterilmeseydi, böyle bir özelliği ve performansının olduğunu kimse görmek istemeyecekti.
çoğu CHP’li ve çoğu İnsan Muharem İnce’yi bildiği gibi bilmeye devam edecekti…
Muharrem İnce’nin de siyasi yaşamı, partililerinin çoğunun nazarında bilinen hizipçi, muhalif, agresif gibi özellikleriyle birlikte devam edip gidecekti…
Başından beri Muharrem İnce’nin özelinde anlattığımız olay aslında bize başka bir şeyi de gösterdi ki o da şu;
Belki de CHP içinde ve diğer partilerin içinde bulunup, bizim farklı yönleri ile tanıyıp, önyargı ile baktığımız, hatta hakkında olumsuz düşüncelere sahip olup, olumsuz değerlendirdiğimiz birçok siyasetçi var…
Bu siyasetçiler, genel başkanların önlerini açmaması ve Muharrem İnce gibi bir fırsat yakalayamadıkları için kendilerini ifade edemiyor ve körelip giderek, heba oluyor…
Ne diyelim?
Belki de bu işin böyle olmasını genel başkanlar böyle istiyor.
.....
Mitingden ilginç
bir diyalog…
Muharrem İnce Eskişehir mitingini bitiriyor…
Mitingdeki sahneden inip, otobüse biniyor.
İftar saatine sayılı dakikalar kalmış.
Otobüs, kalabalık arasında oldukça yavaş ilerliyor.
Yol üzerinde birinin sürekli bağırdığını ve cama vurduğunu görünce dönüyor adama…
Adam kendisinin gazi olduğunu söyleyince, önce müziği kestiriyor, sonra otobüsü süren şoför’e durmasını söylüyor.
“Bak iftara yetişmeye çalışıyorum. Başka biri olsaydı kesinlikle durmazdım. Gazi deyince bırak otobüsü her şey durur. Nedir derdin? Anlat bakalım?” diyor.
Otobüsü durduran Gazi, kendisinin maaşını söylüyor önce, ardından da 15 Temmuz Gazilerinin kendisinden çok daha fazla maaş aldığından yakınıyor.
Muharrem İnce’nin, Otobüsün mikrofonundan da dışarı verilen sesi duyuluyor:
-“Merak etme kardeşim. ülkeye adalet gelecek. Gazi maaşlarındaki adaletsizlik de ortadan kalkacak. Sözüm söz” dedikten sonra otobüsün hareket etmesiyle ayrılıyor oradan.
.....
Sizce de bir şeyleri kaçırmıyor muyuz?
-çin’de yapay zekalı robot televizyon spikeri oluyor.
-Bilim adamları yapay et ve tavuk eti üretmeyi başardı.
-Yapay zeka deri kanserini bilim adamlarından daha başarılı teşhis etti.
-Havadan içme suyu üreten cihaz geliştirildi.
-Hollanda’da bilim insanları, insanın yaşlanmasını engelleyen ve “gençlik iksiri” ismini verdikleri bir ilacı fareler üzerinde test etti. Test başarıyla sonuçlandı.
-Bilim adamları ıspanak yaprağında insan kalbi dokusu yetiştirmeyi başardı.
-Alman Bilim insanları Dünyanın en büyük yapay güneşini yaptı. Yapay güneş ışık yaymaya başladı.
-Robotların kısa bir süre içinde insanların yüzde 30’unu işinden edebileceği İngiliz bilim insanları tarafından açıklandı.
-Robotların yapay dokusunun kendini yenileyebildiği deneylerle kanıtlandı.
- İşaret dilini sesli hale getirmeyi başardı.
-Nasa güneşe maymun gönderme çalışmalarına başladı.
-Dünya’da yaşayan 10 canlının dünya dışı özellikleri keşfedildi.
-Amerika’da atık sudan bira yapıldı.
-11 yeni tür bulut keşfedildi.
-İnsan beynini bire bir taklit eden yapay zeka geliştirildi.
-Dubai’yi artık robot polislerin koruyacağı açıklandı.
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken ve teknolojik anlamda yenilikler çığ gibi birbiri ardına gelirken, ülkemizde seçim öncesi yaşanan sığ ve gereksiz tartışmalara odaklanmak suretiyle, sizce de bir şeyleri kaçırmıyor muyuz?
.....
Biraz da gülmek lazım
Temel, çölün ortasında susuz kalır.
Susuzluk ve aşırı sıcaktan bayılmak üzereyken...
Birden yarısı kuma gömülü bir lamba bulur.
— "Serap mı görüyorum? Yoksa filmlerden gördüğüm o meşhur lamba mı bu?" derken, lambayı ovalamaya başlar. O da ne?
Birden lambadan cin çıkar:
— "Dile benden ne dilersen! Şaşırmış ve kurumuş ağzıyla yutkunur"
— "Pana su pul! Evet.. Evet .. Su pul pana! çok su pul"
Cin el hareketiyle cam sürahi içinde, tertemiz ve buz gibi suyu sunar.
Temel sürahiyi kafasına diker, içmeye başlar.
Ama o ne içiş.. İçer, içer, içer...
İçtikçe de sürahinin kendiliğinden dolduğunu hisseder...
çünki su hiç bitmez.
Yaklaşık 10 dakika su içtikten sonra cin artık sıkılmaya başlar:
— "Haydi kardeşim! Bizimde işimiz gücümüz var ama!
Diğer iki dileğini de söyle de gideyim..."
Temel biraz düşünür, sonra sürahiye bakarak:
— "Evet! evet!Sen pana pundan 2 tane deha cetur da!"
