
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
İKİ DİL TÜRKİYE'Yİ BÖLER
TÜSİAD Başkanı Ümit BOYNER, BDP`nin demokratik özerklik ve iki dil talepleri konusunda da `toplumda tartışılmalıdır` sözleri karşısında söylenecek çok söz var. Ancak Milli Güvenlik Kurulunun, 29 Aralık 2010 tarihinde olağan toplantısında , 'tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet' anlayışını ve önde gelen ortak paydalarımızdan birini teşkil eden, Türkiye Cumhuriyetini resmi dilinin, Türkçe olduğu gerçeğini değiştirmeye yönelik hiçbir girişimin, kabul edilmeyeceği vurgulanması, kaygıları giderdi.
Ayrıca toplantıda, Türkçe' nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin birlik ve beraberliğinin en güçlü teminatı olduğunun altı çizilmiştir. Bu bağlamda, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve toplumsal barışını hedef alan tahrik ve girişmelerin milletimizin kardeşçe yaşama iradesi karşısında, hiçbir sonuca ulaşamayacağına olan kat'i inanç bir kez daha kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Son yıllarda, "ANA DİLLE EĞİTİM" veya Türkçe' den sonra, Kamuda, Kürtçe' nin de konuşulması saçmalığı, gündemden düşmedi. Oysa aklıselim Kürtler, iktidar, siyasi partiler ve taşeronlar gibi düşünmüyor. Nitekim BİLGESAM, yaptığı araştırmada Türkler ve Kürtlerin bir sorunu olmadığı ortaya çıktı. Yapılan araştırmaya göre; Kürtlerin, yüzde 79'u ise ikinci dil olarak Türkçeyi evlerinde kullanıyor. O nedenle de Türkiye' de, Türkçe' nin dışında başka resmi dil aramak, ülkeyi böldüğü gibi, insanlarımız arasında, huzursuzluk çıkarmaktan ve etnik nefreti artırmaktan başka işe yaramaz.
Türkiye' de, kamuda ikinci bir dilin kullanılması Türkiye' yi böler. Nitekim CHP Genel Başkan Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, iki dil tartışmalarıyla ilgili olarak, "Resmi dilimiz Türkçe' dir. Resmi dilin yanına başka bir dil koymak, ülkeyi böler." diyerek bir gerçeği, kamuoyu ile paylaştı.
Başbakan Sayın Recep Tayip ERDOĞAN' nın, "Ortak dil Türkçe' dir, bu gerçeği değiştirmeye yönelik hiçbir girişim kabul edilemez. Zira bu mesele sosyal barış ve sosyal bütünlük meselesidir. Bu meseleyi tartışmaya dahi açmak, bu meseleyi getirip Türkiye'nin gündemine taşımak, ne demokrasiye, ne özgürlüklere, ne toplumsal barışa ne de kardeşliğe asla hizmet etmez" sözleri ve TSK' nın,"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın değiştirilmeyecek hükümleri arasında yer alan 3'üncü maddesi; 'Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir' hükmünü amirdir. Dil, kültür ve ülkü birliği, bir millet olmanın başta gelen vazgeçilmezleridir. Dil birliğinin olmaması durumunda bunun sonuçlarının neler olacağı, tarihteki birçok acı örnekleriyle gözler önündedir." Uyarısına katılmamak mümkün mü?
ABD, Fransa ve diğer tüm ülkeler, titizlikle kendi dilerine yönelip, kendi dillerinde yayın ve eğitimde ısrarlı iken, Türkiye'ye "ana dilde eğitim" adı altındaki eğitim, ABD ve AB tarafından dayatılıyor. Ancak kendileri, bu kuralı uygulamaktan hep geri durdular ve çok sert kurallarda getirdiler Nitekim ABD'nin 350 milyon nüfusunun üçte birinin, ana dili İspanyolca ama kimse ABD'ye "İspanik kökenlilere ana dillerinde eğitim hakkı verin" demiyor.
Bu durum yasal güvenceye de aldı. Gerekçe ise ilginç olduğu kadar dikkat çekicidir. Güya ABD' de, eğitim ve resmi yazışma masraflarından, tasarruf sağlamak. Ülkedeki az gelişmiş bölgelerin, dil farkı sebebiyle geri kalmalarını önlemek İngilizce' nin "ABD'deki farklı etnik köken, kültür ve dilleri birleştiren temel olgu" olduğu gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini vuruluyor.
Ayrıca İngilizce Dil Birliği Kanunu, şu mecburiyetleri getiriyor:
-Kamu ve özel tüm işyerlerinde İngilizce kullanılması.
-Vatandaşlık başvurularının Güvenlikten Sorumlu Bakanlığa verilen "İngilizce bilme şartını yerine getirmek" yetkisine göre işlem görmesi.
Yine Fransa'da,1994 yılında, 665 sayılı bir kanunun 9. maddesine göre, Fransa'da bir malın reklâmı, yabancı kelimelerle yapılamaz. Bir taşınmaz mal üzerinde, bir gözlüğün, iç çamaşırın,kumaşın reklamı yabancı kelimelerle yapılmış ise,ilgili belediye,o taşınmaz mal sahibine ikazda bulunur. Şayet mal sahibi, ilgililerin uyarısını dikkate almazsa, gerekeni belediye yapar ve harcadığı parayı da mal sahibinden tahsil eder. Gerekirse de o gayri menkulü istimlâk bile eder. Fransa' da hiçbir devlet adamı, uluslararası toplantılarda, Fransızca' dan başka bir dille konuşamaz
ABD ve AB ülkelerin de durum ortada iken, Türkiye' de "İKİ DİL" tartışması yapmak, ülkede etnik nefreti artırmaktan başka bir işe yaramadığı gibi, her alanda " KAOS" yaratır. Sonuç ise felaket olur. O nedenle siyasiler, "DİL" üzerinden ellerini çekmeli, Başbakan Sayın Erdoğan' da, nasıl tespit veya kim empoze etti bilinmez ama "Türkiye' de, 36 ana dil var" söyleminden vazgeçmelidir. Çünkü bu tür söylemler, Türkiye'ye zarar veriyor.