1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

"İktidar değil muhalefet sorunu var" diyenler haksız mı?

Her iki tarafta da haz etmeyenler olsa da…


Her iki tarafta da diş gıcırdatanlar bulunsa da…


Her iki tarafta da “Bana ne ittifaktan? Ben oy moy vermem” diyenler olsa da


Her iki tarafta da “Yukarıda yapılan ittifak beni bağlamaz kardeşim! Ben bu seçimde partiye değil adaya bakarım” atarlanmalarına şahit olunsa da…


Cumhur İttifakı Eskişehir’de öyle ya da böyle bir anlaşmaya vardı.


Her ne kadar her iki partide de memnuniyetsiz sayısı bir hayli fazla olsa da, bu anlaşma ilan edildi.


İttifak çerçevesinde AK Parti’nin çıkartacağı adaylar da, MHP’nin çıkartacağı adaylar da açıklandı.


Her ne kadar, her iki partide de memnuniyetsizlik belirtileri açıkça görülse de, AK partin aday gösterdiği bölgelerde MHP aday göstermeme, MHP’ye bırakılan yerlerde AK parti’nin aday çıkartmama kararları bir şekilde hayata geçirildi…


Ya diğer tarafta?


Yani Millet ittifakında ne oldu?


Hala olan bir şey yok.


Hala anlaşma yok.


Hala her iki parti de “aynı bölgelerde aday çıkartacağız” diye yırtınmalar var.


Hala ittifakın iki partisi birbiri üzerinde güç gösterisinde bulunuyor.


Hala ittifak partileri birbirlerini alt etmeye çalışıyor.


Ve hala bu ittifakın sağlıklı bir şekilde hayata geçeceğine kimse inanmıyor.


İşin ilginç tarafı ne biliyor musunuz?


Millet ittifakının her iki partisinin mensupları, “bu ülkede iktidar değil muhalefet sorunu var” tespitinde bulunanlara büyük tepki gösteriyor…


İktidarın bunca yıldır yaptığı en büyük projenin ne olduğunu bana soracak olursanız, “En büyük projesi böyle bir muhalefeti dizayn etmesi” cevabını veririm…


öyle ya…


Böyle bir projeyi hayata geçiren bir iktidarın başka projelere ihtiyacı olur mu?


Baksanıza…


Hava muhalefeti bile daha çok yıpratıyor iktidarı!


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Bir de verilenlerin döve döve geri alınması var…


 


Temel hayat kadınının yanına yaklaşıp  ücretini sormuş.


 


Cevap 10 bin lira olmuş…


 


Bunun üzerine Temel: “40 bin lira veririm ama bir şartla” diye teklifte bulunmuş.


 


Kadın “Nedir o şart?” diye sorunca Temel:


 


-“İşimiz bitince seni döverim”


 


Kadın düşünmüş iyi para. Kabul etmiş.


 


Ama bir yandan da yol boyunca durup durup soruyormuş “Ne kadar döversin?” diye.


 


Cevap vermemiş Temel…


 


İşlerini bitirmişler.


 


Kadın tekrar sormuş “Şimdi beni ne kadar döveceksin?” diye.


 


Temel yapıştırmış cevabı:


 


-“Paramı geri alıncaya kadar!”


 


xxx


 


Şimdi!


 


-Kimse kimseye durup dururken bedava bir şey vermez.


 


-Kimse kimseye durup dururken bir mal ve hizmet değerinin 2-3 katı para vereceğini teklif etmez.


 


Eğer bu yapılıyorsa, bunun arkasında mutlaka bir aldatma ve kandırma, ya da yapanın büyük bir kazanç beklentisi vardır.


 


Aslında…


 


Durup dururken bir şeye bedava sahip olan, daha o anda kaybeden olur…


 


Bahsettiğimiz bu durumun ülkemizde yaşanmış örnekleri de mevcuttur aslında.


 


Mesela…


 


-1948-51 yılları arasında Amerika Birleşik Devletlerinin “Marshall Planı” adı altında bir planı devreye sokması buna en güzel örnektir.


 


Plan çerçevesinde ülkemize bedava verilen gıda maddeleri, insanlarımızı temelliğe, kolaycılığa ve bedavacılığa alıştırmış, bunun neticesi olarak ülkenin tarım ve hayvancılığı bir kutu süt tozuna heba edilmiştir.


 


Sonuçta…


 


Bedava süt tozu verenler çok şey kazanmıştı.


 


xxx


 


Buradan gelmek istediğimiz nokta şu:


 


Yaklaşık 70 gün  sonra seçimler var.


Seçimlere yönelik musluklar tamamen açıldı ve açılmaya devam edecek.


Vaatler birbiri ardına sıralanmaya başlandı ve bu seçim gününe kadar artarak sürecek.


 


Vaatler tabii ki güzel…


Ama yine de, aklınızda kalması açısından yukarıdaki fıkrayı bir daha okumanızda yarar olduğunu düşünüyorum…


 


Zira…


 


Bu vaatler çerçevesinde bugün için tüm verilenlerin, seçimden sonra  döve döve geri alınma ihtimali bir hayli yüksek…


Her seçim sonrası olduğu gibi…


.....


 


O kadar çok var ki!


 


Bilgi sahibi kişiler, bilgisiz kişiler karşısında, çoğunlukla başarısız olur…
Zira…
Bilgi arttıkça, şüpheye düşme ihtimali de artar.
Bu durum bilgisiz ve niteliksiz insanlar için geçerli değildir.
çünkü…
-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
-Niteliksiz insanlar, olmayan niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Cahilliğine rağmen her şeye hakkı olduğu iddiası ile ortalıkta öylece dolaşırlar.
-Kesinlikle dinlemezler ve ezberlerine yerleştirdikleri birkaç cümleyi söylemek için çırpınırlar.
-“Yalan” en büyük dikkat çekme silahlarıdır.
-Herkesin kendisini sevdiğini zannederler, nefret edildiklerini bir türlü kabullenmezler.
-Kesinlikle mahcubiyet duymazlar ve en iğrenç olaylara neden olduklarında bile haklı olduklarını zannederler.
-Yüzleri asla kızarmaz çünkü, organizmalarında o bölüm doğuştan iptal edilmiştir.
Fakat…
-Boş teneke gibi çok ses çıkardıkları için de, toplum içinde en çok dikkat çeken onlardır.
-Kariyer basamaklarını hızla tırmananlar ise genellikle zorba ve kendisini kurnaz olarak gören yine bu cahiller olurlar.

Ne yazıktır ki;
Siyasette, İş yerinde, arkadaş ortamında, bakkalda veya manavda, kısacası her yerde bu tiplere bolca rastlamak mümkündür.
Yukarıda yazdıklarımız, Psikolojide Kruger Sendromu’nun ortaya koyduğu tespitlerdir.
Ne yazıktır ki, bu yazının gideceği adresler o kadar çoktur ki!


 


***


BİRAZ DA GüLMEK LAZIM


 


Temel ile Fadime, evlerinin bahçesinde otururken Temel başlar oflamaya;


– Of Fadime Of! Annemi çok ozledum.


– Sen de hep kendi anani ozlersun. Benim anam senin içun hiç onemli değul zaten.


– Hiç öyle şey olur mu kariciğum?


– Senle evlenelu 15 sene oldu. Hiç benim akrabalarum içun güzel bir kelime koniştun mu?


– Neden böyle konişursun Fadime? Halbu ki ben senin kaynani, kayınbabani, görümceni canımdan çok seveyrum. Mesela benim kaynanam çok kötüdür. Senin kaynanan öyle mi? Senin kaynanan dünyanın en iyi, en melek insanidur daa.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi