
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
İktidara değil de kongre ve kurultaylara hazırlanmak...
15-20 yıldır yapılan seçimleri ve bu seçimlerin CHP açısından sonuçlarını şöyle bir hatırlayın:
-CHP’nin son derece kötü seçim kampanyası yaptığı seçimler de oldu, son derece güzel ve etkili seçim kampanyası yürüttüğü seçimler de.
-CHP’nin başında iyi genel başkanlar da oldu, kötü genel başkanlar da…
-CHP milletvekillerinin mecliste esip gürlediği ve etkili muhalefet yaptığı dönemler de oldu, mecliste varlığı fark edilmediği dönemler de…
-CHP’nin çoğu sıkıntılı yasayı iptal ettirdiği de oldu ülkeyi sıkıntıya sokan yasalar karşısında etkisiz kaldığı da…
-CHP içten içe kaynadığı zamanlar da vardı, tarihinin en huzurlu dönemini yaşadığı zamanlar da…
-Adayların, genel merkezde ve masa başında belirlendiği de oldu CHP’de, ülkenin yüzde 70’e varan şehirlerinde ön seçim ile aday belirlendiği de oldu.
-Muhteşem vaatlerde bulunduğuna da tanık olduk CHP’nin, hiçbir vaatte bulunmadığına da…
Oy oranı açısından sonuç hiç değişmedi biliyor musunuz?
CHP ne yaparsa yapsın oyu hiçbir seçimde yüzde 25’i geçmedi.
Doğruları söyledi, yüzde 25 oy aldı. Hiçbir şey söylemedi, yine yüzde 25 ‘de kaldı.
Her söylediğinde haklı çıktı, oyu yüzde 25’i geçemedi, hatsız söylemleri oldu oyu yine değişmedi.
Sonuç olarak…
CHP doğru söylese de, yanlış söylese de…
Haklı olsa da, haksız çıksa da…
Ilımlı ya da hırçın siyaset yapsa da yapmasa da…
Ve hatta…
Genel başkanı olsa da olmasa da, yapılan her seçimde yüzde 25’e çakılı kaldı yıllarca.
HHH
İşte bu durum “CHP ne yaparsa yapsın, ağzıyla kuş tutsa iktidar olamaz” anlayışının toplum algısı olarak ortaya çıkmasına yol açtı.
Bu algıya tek karşı çıkan, CHP’ye yıllarca ve inatla oy vermeyi sürdüren seçmendi.
Genel merkezden ilçe yöneticilerine kadar CHP’yi yönetenler ise partilerinin asla iktidar olamayacağı algısına teslim oldular…
Bu teslim oluş “Madem iktidar olamıyoruz, 100-150 milletvekili, 30-40 belediye bize yeter” anlayışı içine soktu onları.
Parti içindeki bütün mücadele iktidara gelmekten çok, muhalefet milletvekili ve belediye başkanı olma üzerine yapılmaya başlandı.
Partide, partinin asla iktidara gelemeyeceğini düşünenlerin “Bari milletvekili ya da belediye başkanı olup kendimi kurtarayım” sevdası böylece başlamış oldu.
HHH
önce Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı yarışında aldığı oy, ardından 31 Mart seçimlerinde, özellikle de Büyükşehirlerde ortaya çıkan tablo ve elbette Ekrem İmamoğlu’nun ortaya koyduğu başarı, CHP içinde “Bal gibi de iktidar olabiliriz” ümidinin yeniden filizlenmesine neden oldu.
Sonuç olarak “Asla iktidar olamayız” dan “İktidar neden olmayalım?” konumuna gelindi.
HHH
Gelinen bu aşamadan sonra, CHP’nin de iktidara yürümesinin imkansız olmayacağı çıktı ortaya.
Ancak…
Hesap edilmeyen, unutulan, üzerinde durulmayan bir husus var bu konuda.
Sadece iktidar olmak yetmiyor başarı için.
Muktedir olmak en az iktidar olmak kadar önem taşıyor.
İşte, iktidarda muktedir olmanın yolu da, her an ve tam anlamıyla iktidara hazır olmaktan geçiyor.
En basitinden, iktidar koltuğuna oturduğunuzda devleti yönetebilmeniz için, Bakanlık müsteşarlarından kurum genel müdürlerine, büyükelçilerden illerin kurum müdürlerine, sendikalardan sivil toplum örgütlerine kadar ülke genelinde, sayısı en az 1-2 milyon’u bulan bir kadroya ihtiyacınız var…
Peki, böyle bir kadro var mı CHP’nin elinde?
Peki, böyle bir kadro oluşturma çabası ve hazırlığı var mı?
-“Madem iktidara yürüyoruz. O halde iktidara ne kadar hazır olduğumuzu ortaya koymalıyız” çabası var mı peki?
Olduğunu hiç zannetmiyoruz.
Bunun yerine ne var biliyor musunuz?
Kongreler var, kurultaylar var…
Hala tabelası olmayan ilçe ve beldeleri bulunan, belediye meclis üye listesine yazacak isim bulmakta zorlanan, mahalle temsilcisi olmayıp, üyesine dahi ulaşamayan CHP’de, muktedir bir iktidar oluşturma hazırlığı yerine sadece kongre ve kurultay yapılması çaba ve hazırlığı var…
Kısacası…
CHP içinde, CHP’yi iktidar yapmaya inanmış seçmenin aksine “Nasıl olsa iktidar olamayız. İl’i ve ilçeyi kazanıp, biran önce milletvekilliği ve belediye başkanlığına kapağı atalım” düşüncesiyle selden odun kapmak isteyenler var şu sıralar CHP’de…
Onlar iktidar falan istemiyor.
Zaten iktidar olunacağına da hala inanmıyor.
Onlar kendilerinin kapağı atacakları bir makamın basamağını oluşturmak için uğraşıyor şu sıralar.
.....
Porsuk festivali
şık durmaz mı?
Eskişehir’de gençler sokakta müzik yapıyor.
Otel şale ile Espark arasında ki yürüme mesafesinde en az 4-5 genç grubun müzik yaptığına tanık oluyor her gün bu şehir.
Porsuk’un iki taraflı günün her saati gençlerle dolu vaziyette…
Gençler, çaldıkları her türlü müzik aletiyle gün boyu adeta konser veriyor..
Yoldan gelip geçenler ve bir an durup, gençlerin o yaptığı müziği bir süreliğine olsa da dinleme ihtiyacı duyanlar adeta kendirlerini bir festivalin içindeymiş gibi hissediyorlar.
Eskişehir’de resmen kimsenin planlayıp, organize etmediği, kendinden gelişen bir Porsuk festivali yaşanıyor.
Hemen her gün insanları gülümseten bir manzara var Eskişehir’in merkezinde.
Bu aslında bu şehri yönetenlere de bir mesaj veriyor…
Adı ve tarihi konulmuş olan bir “Porsuk Festivali” gerekiyor bu şehre.
Daha kapsamlı, daha çok katılımlı, daha şık ve daha geleneksel olabilecek bir festival.
Yapılır mı yapılmaz mı bilemiyoruz?
-“Zaten söylediğin gibi her gün kendiliğinden yapılıyor” denilip, hasıraltı edilir mi edilmez mi onu da bilemiyoruz…
Fakat…
Bir “Porsuk Festivali” çok şık durur diye düşünüyoruz…
....
Uçak seferleri
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimlerden önce Zonguldaklılara bir vaatte bulunmuş.
-“Sizin uçak seferlerini başlatacağız” demiş.
önceki gün başlamış seferler.
İlk uçak 81 yolcusuyla Zonguldak’a inmiş.
Türk Hava Yılları İstanbul ile Zonguldak arasında haftanın 3 günü bu seferlere devam edecekmiş.
Yolcu sayısına baktığınızda bu seferlerin zararına seferler olduğunu söylemek zor değil.
Anlaşılan o ki, zarara rağmen Zonguldak seferleri devam edecek.
Şimdi gelelim bizim şehrimize…
Eskişehir-İstanbul seferleri zarar ediyor gerekçesiyle kaldırıldı.
üstelik mevcut Havaalanı uluslar arası standartlara getirildikten sonra yapıldı bu iş.
“yapmayın-etmeyin” denilmesine rağmen “Ne yapalım? THY zarar ediyor” denildi…
Zarar eden çoğu şehirlerin seferleri devam etmesine rağmen Eskişehir seferleri bir türlü başlatılmadı.
-“Hadi İstanbul seferlerini kaldırdınız. Bari bahar aylarından yaz ayları sonuna kadar 6 aylığına Akdeniz ve Ege seferleri koyun” denildi, buna da itibar gösterilmedi.
Şu anda Eskişehir’den sadece Hac, Umre ve Brüksel’e uçak uçuyor belirli zamanlarda.
Bereket oralar uzak.
Biraz yakın olsa Eskişehirlilere “Kendi başınızın çaresine bakıp, bir şekilde gidin” diyecekler…