
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"İktidarlar ekonomi ile gelir, ekonomi ile gider" bilirdik ama...
Yakın bir tanıdığımız var.
Kurulduğu günden bu yana AK Partiye gönül vermiş bir dostumuz.
Bugüne kadar ne AK partiye ne de Erdoğan’a söz söylemediği gibi etrafındakilerin söylemesine izin vermediğini çok iyi biliyoruz.
Hatta…
Zaman zaman iktidarın yaptığı yanlışları, yanlış olduğunu bile bile “doğru” olarak kabul etmişliğine tanıklığımız olmuştur.
Geçenlerde kendisiyle karşılaştığımızda, görül verdiği, her ortamda savunduğu ve söz söyletmediği partisine dair söylem ve davranışlarında bir farklılık olduğunu hissettik.
Biraz konuştuktan sonra mesele anlaşıldı.
çocuğu herhangi bir okulu kazanamayınca mecburen eve en yakın İmam Hatip lisesine vermek zorunda kalmış…
-“İyi ya! Ne güzel işte! Zaten düşünce olarak sana yakın bir durum değil mi bu?” demeye kalmadan, ağzımızdan aldı lafı:
-“İmam Hatip Liselerinin verdiği eğitim belli. Böyle bir zorlama olmaması lazım. Ben çocuğumun iyi bir lise, ardından iyi bir üniversite okumasını ve iyi bir meslek sahibi olmasını istiyorum. Şimdi mecburen gittiği bu okulda alacağı eğitimle bu isteğimin olmayacağı konusunda da büyük endişe yaşıyorum” dedi.
İNSANIN KENDİ BAŞINA GELİNCE…
Gördük ki, o güne kadar iktidar partisinin yaptığı yanlışların bile “doğru” olduğu konusunda ısrarcı bir tavır içinde olan dostumuzun düşünceleri bir anda allak-bullak olmuş.
O güne kadar kendisine yanlış gelmeyen ve iktidar partisinin “doğru” yaptığını düşünüp, savunduğu her şeyi yeniden terazisinde tartmaya başlamış.
Başkalarının tepki gösterip yakındığı uygulamaların yanlışlığını, kendi çocuğu sayesinde bizzat yaşayınca anlayabilmiş.
İşin ilginç tarafı…
Aynı dostumuz, bu mesele üzerinden hareketle, o güne kadar iktidar partisinin yaptığı ve kendisinin de her ortamda “doğru yapıyor” diye savunduğu tüm uygulamaları, yeniden sorgulama durumuna düşmüş.
öyle ki:
-“Rüşvet yiyenler niçin yargılanmıyor”
-“Kılıçdaroğlu’nun oğlu askere gidiyorsa, onların çocukları da gitmeli arkadaş!”
-“Terör örgütü üyesi olduğu bilinen bazı kişiler hala önemli görevlerde niçin bulunuyor” falan demeye kadar gitmiş.
İKTİDARLAR İçİN EĞİTİM DE EKONOMİ KADAR öNEMLİ.
Aslında bu anlattığımız olayın altında başka bir gerçek daha yatıyor.
Bu gerçek: Eğitimin iktidarlar açısından ne kadar önemli olduğu gerçeğidir.
Artık…
Ailelerin çoğu, varlıkları nispetinde çocuklarının en iyi eğitim almasını istiyor.
Ailelerin çoğu, çocuklarının alacağı eğitim için varını yoğunu harcamaktan çekinmiyor.
Ailelerin çoğu “En iyi yatırım, çocuklara yapılan yatırımdır” düşüncesini taşıyor.
çocuklarının iyi bir eğitim alamayacağını ve dolayısıyla da iyi bir iş sahibi olamayacağını düşündüğü an, siyasi düşüncesi ne olursa olsun, böyle bir duruma neden olanlara karşı contaları yakıyor.
Sonuç olarak:
Bugüne kadar siyasette hep “İktidarları ekonomi ile gelir, ekonomi ile gider” denirdi.
Gelinen noktada, iktidarlar için eğitimin de en az ekonomi kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor…
Nasıl ki bozulan ekonomide alım gücü düşen vatandaş bunu hissettiği an faturayı iktidarda olan partiye kesiyorsa, çocuğunun iyi bir eğitim alamadığını hisseden vatandaş, bunun faturasını da aynı şekilde iktidarda bulunan partiye kesiyor.
üstelik…
Yıllardır o partiyi desteklemesi ve o partinin düşüncesini taşıyor olmasına rağmen…
....
Grup toplantısına katıldığı duyulur duyulmaz…
Cumhuriyet Halk Partisi tıpkı diğer partiler gibi her Salı TBMM’de grup toplantısı yapıyor.
Dün yapılan grup toplantısına Eskişehir büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de katılmış.
Grup toplantısının başlamasıyla birlikte genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yerini almış.
Daha sonra ismi anons edildiğinde, CHP meclis grup salonunda uzun süren bir alkış kopmuş.
Söylenilenlere bakılırsa…
Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısının ardından Eskişehir’in 3 milletvekili ve Büyükerşen ile bir görüşme yapmış.
Bu görüşmenin ardından da Kılıçdaroğlu Büyükerşen ile ayrıca birebir görüşmüş.
İşte bu haber ajanslara düşer düşmez sosyal medya üzerinde adeta ışık hızıyla yayıldı.
CHP meclis grup toplantısında Büyükerşen’in bulunması sürprizi bir anda “Büyükerşen CHP’nin Cumhurbaşkanı arayı mı oluyor?” tartışmasını başlattı.
Büyükerşen CHP grup toplantısına neden katıldı? Kılıçdaroğlu 3 Eskişehir vekili ve Büyükerşen ile ne görüştü, aynı Kılıçdaroğlu bu görüşme sonrasında yalnız kaldığı Büyükerşen ile neler konuştu bilemiyoruz.
Bildiğimiz, bu haberle birlikte Büyükerşen’in Cumhurbaşkanı adaylığının yeniden ve ciddi bir biçimde konuşulmasına neden olduğudur.
....
ömrü, talihi, başarıları, sağlığı ve mutluluğu da ismi kadar büyük olsun…
Dün internet başında gezinirken bir anda Nasa’nın uzaydan canlı yayın linki geldi önümüze…
İlgiyle izledik tabi uzay görüntülerini.
Zihnimiz bir anda teknolojide ne denli ilerleme kaydedildiğine odaklandı.
Düşünsenize: Dünya’nın bir ülkesinin bir şehrinde oturduğunuz yerden, milyonlarca kilometre uzaklıkta bulunan bir cihaz aracılığıyla uzayın görüntülerini izliyorsunuz.
Monitörünüz biraz büyük olsa, kendinizi o muhteşem uzayın içinde bulmanız mümkün.
Bir süre izledikten sonra internet üzerindeki gezintimizi sürdürürken, Odunpazarı Belediyesi’nin sürekli gülen yüze sahip, üzerinde nezaket ve zerafeti sürekli taşıyabilen basın müdürü İsmail Genç’in baba olduğu haberine rastladık.
Tesadüf o ya…
İsmail-Giray Genç çiftinin dünyaya gözlerini açan o sevimli mi sevimli bebeklerine “Uzay” ismi verildiğini de okuduğumuz haberde öğrendik.
Ne diyelim…
Genç çiftinin, yaşama gözlerini açan çocuklarına “Uzay” ismini vermesi, uzay çağını yaşadığımız şu günlere çok mu çok yakışmış…
Ne diyelim?
Genç çiftinin gözü aydın olsun…
Minik Uzay’ın da ömrü, talihi, başarıları, sağlığı ve mutluluğu, ismi gibi yani tıpkı “Uzay” gibi uzun, büyük ve muhteşem olsun…