
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
İLK UÇUŞUN HİKAYESİ...
İstanbul'dan Eskişehir'e yapılan ilk seferin yolcusu olmak kısmet oldu!
***
Dün İstanbul'daydık!
Sabiha Gökçen Hava Limanında bulunan şanslı kişilerden birisi olduk.
'Şanslıydık' diyoruz.
Ki, sahiden de kente büyük hizmette bulunacak bir organizasyonun içinde bulunuyorduk.
***
Nabi Avcı geldi.
Mithat Körler'de oradaydı.
Gürdal Abacı'da, Körler gibi uçağa sahip çıkmak isteyenlerdendi.
O da uçaktaki yerini aldı.
İlk uçuş için bilet alan Eskişehirlilerde yine oradaydı.
Ve Eskişehir'e uçuş başladı.
***
Uçak küçük kapasiteli olmasına rağmen, doluluk oranı yine içimizi burktu.
Fakat henüz tam olarak seferlerin biliniyor olmaması etkendi.
Bu yüzden hem uçuşları sağlayan firma yönetimine, hem de bizlere galiba büyük iş düşüyor.
Reklamını iyi yapmalıyız bu hizmetin!
Yoksa;
Daha önceki uçuşların kaderini iyi bildiğimiz için, aynı kaderi önümüze çıkıverir...
***
İstanbul'da kemiklerimizi ısıtan güneş, Eskişehir'e doğru yol alırken yerini bembeyaz bir örtüye bıraktı.
Eskişehir'in üstü tamamen bulutlarla kaplıydı.
İndiğimizde ise, bizi karşılama heyetiyle birlikte aşırı soğukta bekliyordu bizi.
Eskişehir işte. illa ki yiyeceksiniz ayazı.
***
O ayaz altında tören düzenlendi.
Bakanın telekonferansla katılması sürpriz oldu.
Ama iyi de oldu.
En azından uçuşların kaderinin bize bağlı olduğunu en yetkili ağızdan dinlemiş olduk.
Yani bundan sonrası Eskişehirlilere bağlı!
Uçağa binersek. hem gün sayısı. hem sefer sayısı, hem de gidilen yer sayısı daha da artacak.
Yok eğer tersi durum olursa, yukarda bahsettiğimiz kaderi bir kez daha yaşayacağız.
***
Uçuşların başlamasında elbette Nabi Avcı'ya en büyük payı vermek gerekli.
Fakat iktidar, muhalefet demeden çalışmalara tüm vekillerin katılması, ayrıca alkışlanacak bir durum olsa gerek!
Birlikteliğin neler doğurduğuna da en güzel örnek olabilecek bir durum.
Darısının diğer projeler için olmasını da dileyelim.
***
Anlayacağınız;
İlk uçuş böyle geçti.
Her şey iyiydi yani!
Bundan sonrasının iyi olması da kentliye bağlı...
Bu şehrin iş adamına, sanayicisine, sporcusuna, öğretim üyesine, öğrencisine, gazetecesine...
Vesselam herkese bağlı...
Ve bu sahip çıkma sadece seferlerin devam etmesi adına değil;
Kentlinin değerine, prestijine sahip çıkabileceğini de ifade etmeli.
Öyleyse;
Bakandan, THY yetkililerine kadar herkesin söyleye geldiği uyarılara kulak vermeli.
Tıpkı Mithat Körler, tıpkı Gürdal Abacı, tıpkı Mehmet Çetinkaya, tıpkı dünkü uçuşa katılan duyarlı vatandaşlar gibi yapmalı.
Uçağa binmeli, hem uçuşlara, hem de saygınlığımıza sahip çıkmalı...