İNANILMAZ AMA GERÇEK

l 1898 yılında "Dünyadaki En Müthiş Gösteri" adıyla tanınan P.T. Barnum'un sirkinde elbette her sirkteki gibi palyaçolar, ip cambazları, atlar, köpekler, aslanlar, kaplanlar vb. vardı. Ama Barnum'un sirkinde bunlardan başka yüzü aynen terrier köpeğine benzeyen bir adam, keçi sakallı bir kadın, derisi temsih gibi pullar içinde olan kadın, mavi bir adam (kendini gümüş nitratla yanlışlıkla boyamıştı ve boya çıkmıyordu), dünyanın en çok dövmeli kadını (vücuduna yüz milyon kez dövme iğnesi battığı söylenirdi), alt ve üst dudaklarında tabak büyüklüğünde süsler bulunan bmir Ubangi yerlisi, surat derisi on santimetre kadar çekilebilen bir "lastik adam", kimsenin güldüremediği bir kadın (yüz kasları felçliydi), beton kafalı bir adam (doktorlar kafasında balyozla tuğla kırılabilen bu adamın kafatasının 5 cm. kalınlığında olduğu saptamışlardı), "canlı bir iskelet" (adam 1.80 boyunda ve 32 kg. ağırlığındaydı) ve bir de "dünyanın en çirkin kadını" olarak tanınan "goril kadın" vardı. Bütün bu garip insanları görenler şoka uğruyorlardı ama hepsinin en ilginci de "Bu nedir?" adını taşıyan bir adamdı. Doğuştan ileri derecede geri zekalı olan bu adamcağızın vücut yapısı da o kadar çarpık çurpuktu ki, çoğu seyirci bu adamın insan olduğunu bile kabul edemiyordu.
l 1813-1888 yılları arasında yaşayan ve çağının en ünlü piyanistlerinden biri olan Charles Alkan Yahudi felsefesini, özellikle de Torah'ı incelemeye o kadar meraklıydı ki merakı yüzünden doğru düzgün konserlere bile çıkmıyor, gecesini gündüzünü kütüphanelerde geçiriyordu. Aynı zamanda çok dindar bir Yahudi olan Alkan bir gün kütüphanede çalışırken üst raflardan düşen çok ağır bir Torah yazmasının başına denk gelip kafatasını çatlatması üzerine öldü.
l 1736 yılında Amerika'da doğan -ik o zaman daha ABD bile kurulmamıştı- David Kennison adında bir adam Amerikan devrimi sırasında savaşmış ve ayrıca 1812 savaşına da katılmıştı. Savaş sırasında 76 yaşında olan Kennison elinden vurulmuştu. Birkaç yıl sonra başına bir ağaç düşünce kafatası çatlayan adam, ondan da birkaç yıl sonra erken patlayan bir top yüzünden bacaklarından ağır yaralanmıştı. Bir süre sonra yaşamaya ve savaşmaya devam etmiş ve sonunda 1851 yılında 115 yaşında çiftliğindeki yatağında sakin bir biçimde ölmüştür.
l Kasım 1972'de Bob Hall adlı amatör bir Amerikalı paraşütçü uçaktan atladıktan birkaç saniye sonra ne asıl, ne de yedek paraşütünün açılmadığını fark etti. Tam 990 metre yükseklikten, saatte 130 kilometre hızla düşen Hall kısa süre sonra yere çakıldı. Sonradan yapılan söyleşide, "Nasılsa ölmüşümdür diye yerimden kalkmaya bile yeltenmedim" diyen genç adam birkaç dakika sonra ayağa kalktı ve burnunun ve birkaç dişinin kırılması dışında ciddi bir hasar görmemiş biçimde, üstelik de yürüyerek polise gitti. Bilinen tüm fizik kurallarını alt üst eden bu rastlantının nasıl gerçekleştiği bugün bile tam olarak açıklanamamıştır.
l 1483 yılında doğan ve "Yaşlı Parr" lakabıyla tanınan İngiliz bir uşak tam 152 yıl yaşadıktan sonra 1635 yılında ölmüştü. 80 yaşına kadar evlenmeyen Thomas Parr o yaşında evlendi ve karısı 32 yıl yaşadı. Parr ardından tekrar evlendi. 150 yaşında hala tarlada çalıştığını duyan İngiliz bilimciler onu Londra'ya götürdüler ve Parr Kral 1. Charles'la tanıştırıldı. Parr 152 yıl 9 aylıkken öldüğü zaman bedenini inceleyen ünlü bilim adamı William Harvey iç organlarının son derece sağlıklı olduğunu görerek şaşırmıştı. O kadar ki, Harvey krala verdiği raporda, "Parr köyünden Londra'ya getirilmese, belki bu kadar heyecanlanıp yorulmayacak, daha da uzun yıllar yaşayacaktı" diyebilmiştir. Parr öldükten sonra Westminister Abbey'de adına bir anıt dikilmiştir.
l Türkiye'nin en uzun yaşayan insanı ise kayıtlara göre 152 yaşındayken ölen ünlü Zoro Ağa'dır. Zoro Ağa'nın da öldüğü güne dek gayet sağlıklı bir yaşam sürdürdüğü, hatta yüz yaşından sonra çocuk sahibi olduğu bilinmektedir.
l 1939 yılında New York'ta yapılan Dünya Fuarı'na katılan Arnold Bly adında bir adam İncil'de yer alan "Tanrının duası'nı bir tek pirinç tanesi üzerine kazıyarak yazabiliyordu. Yaptığı gösterilerden geriye kalan pirinç tanelerinden bazıları bugün bile koleksiyoncuların elinde mevcuttur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi