İndirimli Televizyon

Seyehat nedeniyle gittiğim Trabzon'da beyaz eşla satan bir mağazada arkadaşlarla sabah kahvemizi içerken içeriye mahallenin imamı girdi ve mağaza sahibine şöyle dedi:
- Bana bir televizyon vereceksin ama geliş fiyatına.. Benden kar almayacaksın, ben imamım..
Mağaza sahibi arkadaşımız da çok muzip biri... Şöye dedi:
- Tamam, sana fabrikadan geliş fiyatına bir televizyon vereceğim, bir kuruş kar almayacağım ama benim de senden bir ricam olacak yapar mısın?
- Ne demek başım üstüne...
- Bak, imam efendi... Bizler malum yaşlandık, torun torba sahibi olduk. Bizim hanımlar hele de torun olunca kocalarını yanlarına yaklaştırmazlar; 'utanmıyor musun torun torba sahibisin' derler. Bu nedenle, bizim hatuna akşam başlıyorum ufak ufak yaklaşmaya ama naz ediyor.
Taa ki sabaha karşı bir daha yanaşıyorum, tam da bizimki evet diyecek... Sen başlıyorsun; Allahu Ekber diye ezana... Bizim ki; 'Eyvah ezen okunuyor günaha gireceğiz' diye yataktan kaçıp gidiyor. Bir çuval incir senin yüzünden berbat oluyor. Sen şu ezanı iki saat geç okusan olmazmı? Bak ben senin işini hallediyorum!..
İmam düşündü, taşındı..
Gariban biri bu teklifi yapsa belki de kafasını kırar ama adam nüfuzlu, sözü geçen biri.. Bir de ortada menfaat söz konusu..
- İki saat olmazda ... 30- 40 dakika geç okurum, sen merak etme...
Bu kez mağaza sahibi hiddetle bağırır;
- Ulan, sen ne biçim imamsın be!..
Üç kuruşluk menfaat için dinini satıyorsun! defol git, bir daha gözüme gözükme, ben senin ağzını aramıştım!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi