4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İNSAN HAKLARI VE TERÖR

Demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğünü, her platformda savunan batı ülkeleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde, dünyanın değişik coğrafi bölgelerinde, farklı isimler altında, insanlık suçu işlemeyi sürdüren ve dünya barışını tehdit eden, bütün terör örgütlerini lanetlediler.
Oysa terörü lanetleyen, bazı batı ülkeleri, dünyaya yönelik, strateji ve senaryolarını yürütebilecekleri, özellikle de dünyadaki çıkarlarını koruyabilecekleri, şiddete yönelik bir arayış girdiler. Sonuçta da "TERÖR" denen belayı buldular. Böylece dünyada, savaşların yerini de terör aldı.
Maalesef insan haklarını savunan bazı batı ülke politikacıları, siyasette açmaza girdikleri yerlerde, insan haklarını bahane ederek, teröre başvuruyor; politika ve stratejilerini ve senaryolarını da savaşlarla değil de terörle gerçekleştiriyorlar.
Oysa insan hakları, tüm insanların sahip olduğu temel HAK ve ÖZGÜRLÜLERE denir. İnsan hakları, ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları, kullanmakta, herkes eşittir. Diğer yandan İNSAN HAKLARI terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.
Demokrasi ve insan hakları ve özgürlükleri gibi kavramlar, güzel tanımlar. Ancak bu kavramları, bahane edilerek, dünya da ve ülkelerde, dengeler değiştiriliyor, insanlar acımasızca, bu kavramlarını hamisini olduklarını, her vesile gündeme getiren ülkeler tarafından katlediliyor. İşte Irak! Demokrasi ve insan hakları adına yapılan bir harekât, adeta bir soykırıma dönüştü.
Yine, Batı ülkeleri, dünyadaki çıkarlarını korumak ve kollamak için, 1975 "Helsinki Sonuç Belgesi"nin, insan hakları ve özgürlükleri temel alan, 7.nci maddesine yönelik bir modelle, demokratikleştirilmelerini öne sürerek, bazı ülkelere açık ve ya örtülü olarak müdahale ediyor. Terör örgütlerini de taşeron olarak kullanıyorlar.
ABD, Avrupa Birliği ülkeleri tarafından örtülü veya açık bir şekilde, İnsan Hakları bahane edilerek, dünyada uygulanan bu senaryolar, Türkiye'de bazı Kişi/kişiler veya sivil toplum örgütleri, özellikle de dış ve iç şer odakları tarafından da kullanılıyor. Amaç, Türkiye'yi parçalayarak, yer aldığı coğrafyada güçsüzleştirmektir.
Dış ve iç şer odakları, Türkiye'deki her olayı, insan hak ve özgürlükleri veya demokrasi kavramlarını bahane ederek, esas hedef ve amaçları doğrultusunda kullanıyorlar. Bildiriler yayınlıyorlar veya taraf olarak, aynı saflara yer alıyorlar. Hatta bir kargaşa ve kaos yaratmak içinde, fırsat kolluyorlar.
PKK terörü, Türkiye üzerinde, oynanan senaryoların taşeronudur. Mücadele edebilmek için arkasını, iyi bilmek lazımdır.. Batı ülkeleri, paçavra gibi yırtıp çöp tenekesine attığımız Sevr Antlaşması'ndan vazgeçmiş değillerdir. Bu mücadelede, PKK'yı kullanıyorlar. O nedenle de PKK bir, taşeron örgüttür
Batı ülkelerinin teşviki ile Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde, 40 civarında Kürt isyanı oldu. Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcındaki Kürt isyanlarından, bugüne kadar da Batı ülkeleri tarafından Ankara'ya, Kürt sorununu, tanıması için baskı yapıldı.
1920 yılından, 1938'e kadar gerçekleşen ondokuz Kürt isyanının ve 1978'den bugüne yaşanan, PKK terörünün, hedefi aynıdır: Türk Devletine, Kürt sorunu kabul ettirip, Türkiye Cumhuriyeti topraklarını parçalanmaktır.. Bu senaryoların, arkasında, hep batı ülkeleri oldu
Maalesef, PKK, bölgede, özellikle de Türkiye'ye karşı, CIA, MOSSAD ve MI6'nın kullanılabilecekleri, bir enstrüman haline getirildi. Bölgedeki gelişmeler, sonucu ise PKK'nın, ele geçirdiği silah, mühimmat-malzeme ve elde ettiği önemli geliriyle birleştiğinde, örgütün gücünün ulaştığı seviye arzu edilmeyen seviyeye ulaştı.
PKK, Marksist bir örgüt olarak kurulmasına rağmen, tamamen ırkçı söylemlere göre yetiştirilir, eğitilir ve doktrine edilirler.. PKK'nın amacının sadece Türkiye'de değil, Irak, Suriye, İran'da, büyük Kürdistan Devletini kurmak olduğunu ve bu amaç için teröristleri eğittiği, hatta bu konuda yabancı istihbarat örgütleriyle çalıştığını biliniyor.
Türk halkı da artık gerçekleri görmelidir. PKK, ABD ve AB' nin, insan hakları, temel hak ve özgürlük istemleri, Türkiye' nin, parçalanmasına, yöneliktir. Nitekim bu modelle, "SOVYETLER BİRLİĞİ" savaşsız, işgalsiz ve müdahalesiz çökertilmiştir. YUGOSLAVYA' da, böyle parçalandı. Irak' a da bu nedenlerle, müdahale edildi ve parçalandı.. Türkiye' de, bu modelle parçalanmak isteniyor.
Ancak PKK ve yandaşlarının, özellikle de Batı ülkelerinin, bilmediği bir gerçek vardır. Türkler ve Kürtler, etle tırnak gibidir. Türk, Kürt kardeşliği, 40 yıllık değil, bin yıllık ulu çınardır. Birlikte, yaşamak ve var olan sorunları da, birlikte çözmek varken,bu güzel tabloya zarar vermek,"Türk ve Kürtlere", ihanet değil de nedir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi