Vedat Alp
İş Eskişehir sevdalılarına düşüyor
Gıdanın önemi tartışılabilir mi?
Son derece gereksiz bir soru…
Elbette ki tartışılamaz…
Gıda, tam anlamıyla yaşamsal bir öneme sahip…
Korona virüs salgınından sonra daha da net olarak anlaşıldı.
Anlaşılmasına anlaşıldı da gereken yapıldı mı?
Ne gezer…
Gerekeni yapmak şöyle dursun tam aksi işler yapılıyor.
Gıdanı en önemli kaynağı belli…
Tarımsal üretim…
Desteklenip geliştirilmesi gerekiyor.
Ne var ki, desteklenmediği gibi yok ‘’köstekleme’’ olarak nitelendirilebilecek uygulamalar yapılıyor.
Dün de dile getirdik…
Üreticiler büyük sıkıntı içerisinde…
Büyük Önder Atatürk’ün ‘’millettin efendisi’’ dediği köylüler ‘’kendi topraklarında karın tokluğuna çalışan köleden’’ farksız haldeler.
Toprağa alın teri döküyorlar, emek ve para harcıyorlar.
Hasat döneminde verdiklerinin karşılığını alamıyorlar.
Elde ettikleri gelirle borçlarını bile ödeyemiyorlar.
Üretmekten vazgeçenler oldukça fazla…
Böyle giderse direnenler de vazgeçecek…
Tarımsal üretimde ciddi bir kriz var.
Krizi çözmeye çalışmak yerine tam aksi yapılıyor.
Üreticilerin, üretmekten vazgeçer hale getirilmesi yetmezmiş gibi tarım yapılan alanlar da yok ediliyor.
Tarımsal üretim yapılan verimli toprakların önemli bölümü yok edildi.
Yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olanlar da var.
Onlardan birisi de Sakarı Vadisi…
Daha öncede dile getirdik…
‘’Doğanın Eskişehir’e harika armağanı’’ olarak nitelendirilebilecek bir bölge…
Tarımsal üretim için gereken tüm koşullara sahip…
Böylesine değerli bir bölgede siyanürlü altın madeni işletmesi kurulmak isteniyor.
Karşı çıkışa rağmen atılan adımlar var.
Durdurulamazsa olacaklar belli…
‘’Doğanın harika armağanı’’ yok olacak…
Ne yazık ki, Erzincan’da yaşanan büyük felaketin benzerinin yaşanma olasılığı da var.
Kısacası tehlike büyük…
Tehlikeyi püskürtmek için çaba harcayanlar oldukça fazla…
Ne yazık ki, tam aksi tavır sergileyenler de var.
Bölgede bir ‘’bilgilendirme toplantısı’’ yapıldı.
Toplantıyı yöneten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik…
En azından ‘’tarafsız’’ olması gerekir…
Ama ne gezer…
Siyanürlü altın madeni ocağından yana açık tavır sergiledi.
Sanki ‘’kamu temsilcisi’’ değil de ‘’şirket temsilcisi’’ gibiydi.
Söylediği bazı sözler var ki, inanılır gibi değil…
Katılımcıları çileden çıkarttı.
Toplantı da toplantı olmaktan çıktı.
Amacı da omuydu yoksa…
Bilemiyoruz artık…
Ancak amacı ne olursa olsun yaptığı yapılacak iş değil…
Kendisi hakkında yapılan bir suç duyurusu var.
Yöneltilen suçlamalar da oldukça ağır…
Suç duyurusunun ciddi biçimde ele alınması gerekir.
Gereken o da yapılır mı?
Hiç zannetmiyoruz…
‘’Hukukun üstünlüğü’’ çoktan yok olup gitti.
Her şeyin üstünde olan güç belli…
Hikmet Çelik gibiler de o güce güveniyorlar zaten…
Onun için Eskişehir sevdalılarının daha dikkatli ve birlik içinde olmaları şart…
Doğayı ve çevreyi korumak onlara kalmış durumda…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.