
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
IŞİD KURGU MU GERÇEK Mİ?
Türk Ocakları Genel Merkezi ve Eskişehir şubesi, son zamanlarda Türkiye ve Ortadoğu gündeminden düşmeyen, IŞİD terör örgütü ve Ortadoğu'daki şiddet olaylarını, masaya yatıran, paneller düzenliyor. Eskişehir'deki panele, Prof. Dr. Recep Kılıç, Prof. Dr. Hilmi Demir, Prof. Dr. Hasan Onat ve Prof. Dr. Cemal Tosun katıldı.
Konuşmacılar, panelde, IŞİD ve türevi örgütler, Selefilik inanışının esasları ve bu olaylara, etkisi ile bütün bunların, dini, siyasi ve sosyal yansımaları değerlendirdiler. Özelliklede konuşmacıların, panelde, Suudi Arabistan'da başlayıp, bilhassa Avrupa ve günümüzde, Türkiye'ye, kadar gelen, Vehhabi akımının, tepki çekmesi nedeniyle, son yıllarda kendilerini, Selefiler olarak tanıtarak, Ehli Sünnet, Müslümanları etkilemeye çalışıldığı, yönündeki tespitleri dikkat çekti.
Panelde, İslam dünyasının arzu edilmeyen gelişmelerden kurtulması için, mutlaka bilime ve akla, önem verilmesi gerektiği, sıkça vurgulandı. Elbette bugünkü İslam dünyasındaki olumsuz gelişmelerde, akıl ve biliminden uzaklaşmanın, payı büyüktür. Ancak diğer sebeplerde, göz ardı edilmemelidir.
Ayrıca Prof. Dr. Hasa Onat, " Türkiye, diğer İslam ülkelerinden farklıysa, biz bunu beğenmediğimiz, şu anda, hoşumuza gitmeyen, cumhuriyete ve demokrasiye borçluyuz. Kör topal da olsa laikliğe borçluyuz... Kimse kusura bakmasın, şu anda devlet Türkiye'de, resmen akıl düşmanlığı, bilim düşmanlığı yapıyor." dedi.
Konuşmacılara göre, IŞİD, bu haliyle geçici bir süreç değil, IŞİD', kalıcıdır. Nasıl Afganistan'da, Taliban 1980'de bölgeye yerleşti. Şu anda bir gerçek olarak duruyor ve büyük devletler, Taliban ile masaya oturuyorlar. Eğer Ortadoğu coğrafyasındaki, dini politik çekişmeler ve buna ilişkin süreçler ciddi şekilde kontrol edilemezse, büyük ihtimal, IŞİD ve bağlı örgütler de bölgede yerleşecekler ve uzun süre, bu coğrafyada istikrarsızlığın ana kaynağı olacaklar.
Konuşmacılar, IŞİD kurgu mu, gerçek mi sorusuna açıklık getirmedi ama IŞİD, El Kaide, PKK gibi örgütler, batı ülkelerinden, destek alıyorlar. Ortadoğu'daki çıkarları için, bu terör örgütlerini kullanıyorlar.
Şu bir gerçek ki Batı ülkelerindeki insanlar, çeyrek arayla gelen, iki büyük savaştan, gözleri korktu. Bu korku içinde, paktlar ve İttifaklar oluşturuldu. Siyasetçiler, "Barış" kavramını söylemlerinden düşürmediler. Hatta savaş yapmamak üzere, yemin ettiler. Bu politikacıların, elini kolunu bağladı.
Batı ülkeleri, savaşın yerini alabilecek, dünyaya yönelik politika, strateji ve senaryolarını yürütebilecekleri, özellikle de dünyadaki çıkarlarını koruyabilecekleri, şiddete yönelik bir arayış içine girdiler. Sonuçta da "TERÖR" denen belayı buldular. Böylece dünyada, savaşların, yerini de terör aldı.
Öte yandan Batı ülkelerindeki politikacılar, siyasette açmaza girdikleri yerlerde, savaşa değil, teröre başvuruyor; politika ve stratejilerini ve senaryolarını da savaşlarla değil de terörle gerçekleştiriyorlar. Artık dünya ve ülke başarışını savaşlardan çok, "TERÖR" tehdit ediyor.
Nitekim ABD ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) eski çalışanı Edward Snow" IŞİD, bir ajan devlettir. IŞİD' i ABD, İngiltere ve İsrail'in istihbarat teşkilatları kurdu. CIA, MI6 ve MOSSAD tarafından kurulan örgütün, Ortadoğu'da denge ve tehdit unsuru olarak, ABD, İngiltere ve İsrail'e hizmet etmesi planlandı."görüşündedir.
Ayrıca Ortadoğu'daki kaos da BOP' un da etkisi var. Çünkü ABD' nin, Büyük Ortadoğu Projesi' nin, iki temel hedefi vardı. İlki, ABD, Ortadoğu' da, kendisine rakip olacak, bir gücün yükselmesin önlemek, diğer ise, ABD askeri-teknolojik gücüne dayanarak, Geniş Ortadoğu Bölgesindeki, petrol ve doğal gaz kaynakları üzerinde, denetim kurmaktır.
Gerçek bu iken, Bush ve Erdoğan'ın, Ocak 2004' de yaptığı görüşmelerinde, BOP' un, demokrasiyi geliştirme amacı güttüğü, ifade edilmiş, bunun içinde, bölge ülkelerinde, refahı, tabana yayarken, demokratik reform çalışmalarına da destek verecekleri belirtilmişti. Ancak BOP, Ortadoğu ve kuzey Afrika ülkelerine, kaos, kan ve gözyaşı getirdi.
Irak'ta, İslam kisvesi adı altında, emperyalist güçlere hizmet eden ve Müslümanları katleden, terör örgütü IŞİD' in, Musul'u, alması ile başlayan kaos halen devam etmektedir. Irak'ta, bir Sünni, Şii kavgası başlatılmak ve bu savaşın cephesinin de genişletilmek istendiği de açıktır.
İslam dünyası, huzur bulmak, terörden kurtulmak istiyorsa, evrensel akıl, ahlâk, adalet, İnsan Hakları, sevgi, eşitlik, kardeşlik, paylaşma, yardımlaşma gibi olguları yanında, demokrasi, akıl, bilim, sanat, teknoloji, eğitim, hoşgörü gibi kavramları, ön planda tutmak ve hayata geçirmek zorundadır.