4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İSLAM DÜNYASI VE BİLİM

Batı ülkeleri, modern bilim ve teknolojide, hızla ilerlerken,  modern bilim ve teknoloji;  gelişimini de  İslam bilim ve medeniyetine borçlu iken, İslam tarihinden ve dininden, habersiz, genç nesiller,  yapılan yanıltıcı ve yönlendirici propagandalarla, Batı'nın cazibesine kapılarak, kendi değerlerini unutmuşladır. özellikle de İslam dünyası eğitim alanındaki yanlışlıkları ile de bedelini, bilim, teknoloji ve ekonomik alanında, çok ağır bir şekilde ödemişler ve ödemeye de devam etmektedirler.


Nitekim Türkiye Kalite Derneği tarafından, düzenlenen mükemmellik ödülleri programda, “Yaşam Biçimi Olarak Kalite” konulu bir sunum yapan, POYD Başkanı Ali Kızıldağ, “8 yıldır 57 ülkede incelemelerde bulunuyoruz. Bu ülkelerin tamamı, Müslüman ülkeler, bu ülkelerin toplam nüfusu, 1 milyar 680 milyon ve bu rakam neredeyse, dünya nüfusunun üçte biridir.  Bizim gibi, dinamik bir ülkenin de içinde bulunduğu bu 57 ülke ne üretiyor diye, alt alta üst üste koyduk, bu sürede 57 ülkenin, katma değer olarak Almanya’nın ürettiğinin yarısını üretmediğini gördük” dedi..


Ayrıca Nobel ödülü alan, Sayın Prof. Dr. Sancar, Eğitim ve bilim alanında, Amerika ve Avrupa düzeyine geçmemiz gerektiğine, dikkat çektikten sonra, ““Bilime yönelmemiz lazım, insanlık bilim birikimine katılmamız lazım niye yapmıyoruz, sadece Türkiye'de değil, bütün İslam dünyası, son 500 yıldır, bilime katkı yapmış değildir, bu bir gerçektir.” Sözleri ile  bir gerçeği kamuoyu ile paylaştı.


İslam ülkelerinden, bugüne dek yalnızca üç bilim adamı, Nobel ile ödüllendirildi. Bunlar Abdus Salam (Pakistanlı, fizik dalında, 1979) ve Ahmed Zewail' dir (Mısırlı, kimya dalında, 1999)  ve ülkemizin gururu, Sayın Prof. Dr. Sancar’ dır. Bu üç bilim adamı da araştırmalarını, İslam ülkelerinin dışında sürdürmüştü.


Sayın Prof. Dr. SANCAR’ a göre, bilim yapmak, bilim ve kültürü geliştirmek bir gelenek olması lazım, bunu, Türkiye'de geliştirmek lazım. Bunu yaptıkça ülkemizde de 115 yılda bir bilim alanında, Nobel almış bir Türk bilim insanı değil; 20 bilim insanı Nobel almış olur. çocuklara, mutlaka bilim ve kültürün sevdirilmesi gerekir.
Halbuki İslam tarihinde, bilim adamı sayısı, batılı bilim adamlarından daha fazladır. Asırlar önce, İslam alimleri, Matematik, Botanik, Tıp, Felsefe, Mantık ve Musiki alanında eserler vermiştir. Büyük İslam âlimi, hekim, filozof olarak tanınmış, insanlar, vücudunun, organların görevi, hastalıklar ve tedavi yöntemleri konusunda, çalışmalarda bulunmuş. İnsanın sağlıklı, bir bedene sahip olması için, gereken sebepleri araştırmış ve hastalıklara çözüm aramışlardır.


 Nitekim İbn-i Sina,  tıp alanında, mikrobun varlığını keşfeden bilim adamı olup, 150 den fazla eser bırakmıştır bunlardan 17 tanesi tıp ile alakalıdır. Felsefe konularında kitaplar yazmış,. Tıp Kanunu kitabı 1000.000 kelimelik bir tıp ansiklopedisidir. Bu kitapları, tüm dünyada, ders kitabı olarak okutulmuştur.


El Buruni ise astronomi, tarihçi, botanikçi, eczacılık uzmanı, Jeolog, şair, mütefekkir, matematikçi, coğrafyacı ve hümanist olarak çok yönlü çalışmış olan bir bilim adamıdır. Yıldızlar ilmine giriş, Eczacılık Kitabı. Pi sayısı ve Trigonometri üzerine araştırmaları ile ün yapmıştır.


Elbette İslam dünyasının, bilime katkısının olmamasının, en önemli nedeni,  İslam dünyasında, bilimsel harcamaları, dünya ortalamasının çok altında olmasıdır.İslam aleminde Bilim adamı, sayısı çok yetersiz ve inovasyon için, yasal bir çerçeve söz konusu değil.


Bin yıl önce, İslam dünyası, bilimin öncüsüyken, Avrupa Ortaçağ karanlığında yaşam savaşı veriyordu. Bu arada İslam bilim adamları, cebir ve modern astronomide, büyük aşamalar kaydediyordu.  Bugün ise İslam dünyası, bilimsel açıdan Avrupa’nın, çok gerisindedir çünkü İslam ülkeleri, petrol gelirleri sayesinde, parlak kentler, muhteşem camiler ve renkli alışveriş merkezleri, kuruluyor. Ancak bilimsel altyapıya,  yatırım yapmıyorlar..


ülkemiz ve İslam ülkelerinin, bilim ve teknolojide ileri gidememesinin, en önemli nedenleri, Ar-Ge’ye, bilim ve teknolojiye, değer vermeme,·Fikir üretiminin ve buluşun, para etmemesi ve desteklenmemesi, Ar-Ge alt yapı eksikliği,·Ar-Ge yatırım teşvik ve Ar-Ge yatırım yardımının azlığı yanında, Ar-Ge vergi indirimlerinin yetersizliğidir.  


İslam ülkeleri, gerçekleri görmelidir çünkü çağımızda, gelecek, vaat ve sözle olmaz, "proje, bilgi ve teknoloji üretimi" gerektirir. Bugün toplumlar, zengin ve yoksul diye ayrılmıyor. Proje, bilgi ve teknoloji üretebilen veya üretemeyen diye tanımlanıyor. Toplumların, ülkelerin, zenginliği de bünyelerindeki bu unsurlarla ölçülüyor.


O nedenle de İslam ülkeleri evrensel boyutta, bilgi üretmek, bilim ufkunu genişletmek, çağdaş bilimsel, teknolojik ve kültürel birikimin, egemen olmasını sağlayacak, toplumun gelişmesine katkıda bulunacak, aydın ve yaratıcı düşünebilen, insanlar yetiştirmektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi