ülkemizde ve Eskişehir’ de,  duyarlı vatandaşlar,  toplumun, değerlerine zarar verecek gelişmelerden dolayı, ilgillere uyarılar yapıyorlar. Hatta tedbir alınması da isteniyor. Bu insanlarımızdan biri de Sayın Prof. Dr. Mustafa BİçERLİ’ dir.
Sayın Prof. Dr. BİçERLİ,  “…Elimi öperseniz cennet girersiniz,,,,,,,,, Melek sizi cehenneme götürürken ona ‘ben ….. Cemaatindenim’ derseniz, sizi bırakır.’ gibi saymakla tükenmeyecek tezvirattan, her Müslüman şikâyetçidir.” Sözleri ile de bu tür gelişmelere çözüm bulması için Diyanet İşleri Başkanlığı’nı uyardı.
İlahiyatçı, Sayın Ali Rıza Demircan ise  “Tarikatların, yüzde 80’i İslam’a zarar veriyor, çoğu cahildir, MİT’in, denetimindedir. Diyanet, neden tarikatları da inceleyip yanlışlarını anlatmıyor?”  sözleri ile de müşteki oldu.
Sayın Prof. Dr. BİçERLİ ve İlahiyatçı  Sayın Demircan’ ın,  veya benzer uyarılar, Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer ilgililer, yeteri kadar dikkate alır mı bilinmez ama bu tür gelişmeler, kutsal dinimiz İslamiyet’ e ciddi zarar veriyor.
           O nedenle de Müslümanlar, bu tür gelişmeler karşısında, aklını kullanmak zorundadır.
 Nitekim, Kur’ân-ı Kerim, vahyin muhtevâsı içinde, hakikî değerini bulan, akla işaret ederek, birçok ayette, akıl “akıl sahiplerine” seslenmiştir.
Ayet-i kerimelerde, sık sık “Akletmez misiniz?..”, “İdrâk etmez misiniz?..”, “Tefekkür etmeniz için…”, “Umulur ki düşünürsünüz…”, gibi ifadelerle, insanları,düşünmeye sevk ederken, Yunus Suresi’ nde ise“ Allah'ın izni olmaksızın, hiç kimse için, iman etme (imkanı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine, iğrenç bir pislik kılar.“ buyurmuştur.
Ayrıca her zaman, insanın çaresizliğini ve zaafını iyi değerlendiren, bazı din ve merhamet simsarları,  üfürükçüler, muskacılar, cinciler, falcılar, yeni moda adıyla, medyumlar,  kutsal dinimizle, alakası olamayan uygulamalar içindedir.
Oysa Batı ülkeleri, modern bilim ve teknoloji;  gelişimini,  İslam bilim ve medeniyetine, borçlu iken, İslam tarihinden ve dininden, habersiz, kesimler, İslam dininin kabul etmediği ve tutum ve davranış içinde olmaları, aklıselim insanlarımızı da üzmektedir.
          Ayrıca Büyük önder Atatürk, “Bütün dünyanın Müslümanları, Allah'ın, son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları, tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar, Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi, yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler” demiştir.
          a İslam dünyası, bir dönem, her alanda özelliklede bilimde, tüm dünya örnek oldu Nitekim İbn-i Sina,  tıp alanında, mikrobun varlığını keşfeden bilim adamı olup, 150 den fazla eser bırakmıştır bunlardan 17 tanesi tıp ile alakalıdır. Felsefe konularında kitaplar yazmış,. Tıp Kanunu kitabı 1000.000 kelimelik bir tıp ansiklopedisidir. Bu kitapları, tüm dünyada, ders kitabı olarak okutulmuş, okutulmaya da devam edilmektedir.
El Buruni ise astronomi, tarihçi, botanikçi, eczacılık uzmanı, Jeolog, şair, mütefekkir, matematikçi, coğrafyacı ve hümanist olarak çok yönlü çalışmış olan bir bilim adamıdır. Eczacılık Kitabı. Pi sayısı ve Trigonometri üzerine araştırmaları ile ün yapmıştır.
Bugün ise İslam alemi, zikir, şükür, tefekkür, ibâdet, hayır ve salih amelle muşgul oluyorlar. Modern bilim ve teknoloji  gelişiminden, İslam tarihinden ve dininden, habersiz,  Müslümanlar, yapılan, yanıltıcı ve yönlendirici propagandalarla, kendi değerlerini unuttular.
            Kur'ân ve hadislerde,  Allah'tan, başka varlıklardan, yardım alma gayesi güden, insanları, sağlam bilgi kaynaklarından ve sebeplere başvurmaktan, alıkoyan her türlü hurafe, batıl inanç ve uygulamaları, açık ve kesin bir şekilde reddedilmiş ve yasaklanmıştır.
Sonuç olarak,  İslam ülkeleri, Kur’an ve hadis,  akıl ve bilimden, uzaklaşmanın bedelini, bilim, teknoloji ve ekonomik alanında, çok ağır bir şekilde ödemişler ve ödemeye de devam etmektedirler. Nitekim ülkemizde dahil, 57 İslam ülkesinin, üretimi Almanya’nın yarısı etmiyor
Ayrıca ATATüRK, bugün arzu edilmeyen gelişmeleri görmüş,”  Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır” sözleri ile de uyarmıştır.