4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İTHAL ET KALICI ÇÖZÜM DEĞİLDİR

Başbakan Sayın Erdoğan, hızla artan et fiyatları nedeniyle, et fiyatlarının normal düzeyine dönmesi ve gerekli çalışmanın yapılması için, başta Tarım Bakanı olmak üzere ilgili tüm bakanlara talimat verdiği açıklandı. Bu talimat üzerine, Tarım Bakanlığı et fiyatlarındaki tırmanışı durdurmak amacıyla harekete geçti.
Tarım Bakanlığı' na göre, et fiyatlarındaki artış, canlı hayvan yetersizliğinden değil, üreticinin fiyatların daha da artacağı beklentisiyle malını et piyasasına sürmemesinden kaynaklanıyor. Tarım Bakanlığı fiyatları dizginlemek için, üç aşamalı plan hazırladı
İlk aşama olarak, belli bir plan çerçevesinde ilk olarak üreticilere, spekülasyondan vazgeçip kesime uygun mallarını et piyasasına sürmeleri konusunda süre verilmeli. Bakanlık, gerekirse et ithalatının serbest bırakılabileceği durumunu da içeren uyarıyı birlik temsilcileri aracılığıyla bizzat üreticilere iletmelidir
İkinci aşama ise üretici uyarıya rağmen pazara çıkmaz ve et fiyatlarındaki tırmanış devam ederse, Bu aşamada kırmızı et ithalatına sınırlı ve kontrollü olarak başlanması planlanıyor. Son aşama olarak da et ithalat miktarının artırılması ile canlı hayvan ithalatı düşünülüyor. Oysa ithal et ve hayvan kalıcı çözün değildir. Bu çözüm yöntemi spekülatif kazanç peşinde olduğu düşünülen üreticiyi iyice köşeye sıkıştıracak. Özellikle canlı hayvan ithalatının yapılması halinde, fiyatların normal düzeyin bile altına düşeceği belirtiliyor.
Oysa bu tedbirlerin ve önlemlerin hiçbiri sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı çözüm değildir. Çünkü et fiyatlarının artışında, pek çok neden var. Bunlarda en önemlisi, çok partili dönemde, hiçbir iktidarın, hayvancılıkla ilgili sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir stratejisi olmadı. Hayvancılık kendi kulvarında ve imkânları ile yol aldı. Hal böyle olunca da hayvancılık alanın da verim düştü. Et fiyatları da her geçen yıl yükseldi.
Özellikle de 1980'li yıllardan sonra, tarım ürünlerinin ithalatı, yani dışa bağımlı tarım politikaları, ülkemizde üretilen hayvansal ürünlerde ciddi azalmaya neden olmuştur. Son yıllarda ette yüzde 18,sütte %14 ve deri de ise %40 dolaylarında, azalma görülmüştür. Buna rağmen, halkı alım gücünün düşmesi nedeniyle de süt, et ve diğer hayvansal gıdalar, çiftçinin elinde kalmıştır.
Şu bir gerçek ki Türkiye'de, hayvan başına verim çok düşüktür. Ciddi boyutta damızlık sorunu var. Hayvan hastalıkları ise, yeteri kadar önlemedi. Hayvan yetiştiricilerinin örgütlenmesi istenen boyutta değil. Hala hayvancılık sektörüne, "babadan oğla miras" felsefesi hakimdir.
Siyasi iktidar et ithal ederek veya emir vererek, et fiyatlarını sürekli kalıcı bir şekilde sabit tutması mümkün değildir. Tek ve kalıcı çözüm hayvan üretimimi artırmaktır.
Bunun için de dünyada hayvancılığı iyi değerlendirilmeli, hayvancılıkla ilgili ülke genelinde yeni stratejiler belirlenmeli yeniden yapılanmaya gidilmelidir. Alınacak kararların, kısa, orta ve uzun vadeli tedbirler şeklinde olmalıdır.
Ülke genelindeki küçük işletmeleri bir organizasyonla büyütülmeli, Çünkü ülkemizde tüm bölgeler et ve süt sektörleri açısından elverişlidir. Özelikle de küçükbaş canlı hayvan ihracatlarında ciddi rekabet fırsatları söz konusudur. Zira Türkiye'nin etrafı net tarım ithalatçısı, net küçükbaş hayvan ithalatçısı ülkelerle çevrilidir. Türkiye de, Avustralya, Yeni Zelanda ve Hollanda'da olduğu gibi hayvancılık sektörünün, önemli bir lokomotif olarak değerlendirilebilir.
Diğer önemli bir stratejide, hayvan ırkının ıslah edilme mecburiyetidir. Çünkü dünya da karkas ortalaması 250 kilogram iken, Türkiye'de karkas ortalaması 180 kilogramdır. Bugün, dünyada, bir hayvandan 7-8 ton süt elde edilirken, Türkiye'de hayvan başına elde edilen süt 1,5 tondur. Ayrıca ülkemizde ahır yapısına uygun hayvan ırklarının ıslah edilmesi ve geliştirilmesi gereklidir.
Eskişehir'de, hayvancılık sektöründe de ciddi sorunlar yaşıyor. Türkiye genelinde olduğu gibi, kentimizde de yerli ırklar yok oluyor. Mera ıslah çalışmaları ise, yok denecek kadar az. Hayvan hastalıkları ise, hala küçümsenmeyecek boyutlarda, özellikle de malta humması ve verem gibi hastalıklar, hala ilimizin önde gelen hayvan hastalıklarıdır
Türkiye genelinde ve Eskişehir' de, hayvanların envanteri çıkartılmalı, üretim ve ıslah planlaması yapılmalı, teşvikler artırılmalı ve hayvan üreticisi, sürekli hizmet içi eğitime alınmalıdır, tarımsal işletmelere özendirilmelidir. Hayvan sayısını artırıcı, verimliliği yükseltici, üretim odaklı politikalara ihtiyaç vardır. Destek miktarı da yükseltilmelidir. Dişi ve damızlık hayvanların kesilmesi mutlaka önlenmeli, hatta bu konuda mevzuat çıkarılmalıdır. Piyasa fiyatlarına, gerektiğinde müdahale edebilecek mekanizmalar oluşturulmalıdır. Her şeyden önemlisi de hayvan üretimi artırılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi