
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KADIN VE SİYASET
STGM' nin, Arama Konferansı'nda Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA-DER) Eskişehir Şube Başkanı, İlknur KAHVECİOĞLU' lu ile "kadın ve Siyaset" üzerine sohbet ettik. Eskişehir' de, partiler tarafından il Genel ve Belediye meclis üyelerinin tespitinde, en az %30' kontenjan beklediklerini söyledi. Bu gerçekleşir mi bilinmez ama Eskişehir' deki siyasi partilerin, kadın adayı göstermeleri kadınların ve aklıselim insanlarımızın, ortak arzusudur.
DSP ve CHP dışındaki partiler, Belediye Başkanlığı için, kadın aday göstermedi. DSP' den aday olan Odunpazarı Belediye Başkan Adayı, Sayın Jale Nur SÜLÜ ve CHP Tepebaşı Belediye Başkanlığı için aday gösterilen Mimar Ayşegül ÜNÜGÜR, kadınlar için ciddi bir fırsattır. Şayet seçilirlerse, diğer partilere örnek teşkil edecektir.
Aslında kadınlar da, partilerin listelerinde kadın adayların fazla olmasını istiyor. Nitekim kadın, seçmen ve adayları ile ilgili yazımızdan sonra, kadınlardan küçümsenmeyecek e- mail aldık. Hepside düşüncelerimize katıldıklarını, ancak partilerin, yeteri kadar aday göstermedikleri için de tercihte güçlük çektiklerini söylemişler. Ancak bir kadın okuyucunun " ... Partim kadın aday göstermezse, başka partideki kadın adaylara, oy vermem, " sözleri, sorunun belki de en önemli nedenini ortaya koydu.
Kadınlar, haklarını aramada, duygusal davranmamalı, en önemlisi de partiler ön planda olmamalıdır. Hedef kadınları, siyasette söz sahibi yapmaksa, kadınlar, kadın adaylar hangi partiden olursa olsun tercih ederek kazandırmalıdır. Çünkü bu birlikteliği gören, her siyasi parti, kadın adaylara, büyük çoğunlulukla yer verecektir.
Ülkemizde, kadınlara değer veren yöneticilerde var. Nitekim TÜRKONFED 11. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nde, bir konuşma yapan, Anakent Belediye Başkanı Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN, Norveç'te 2008'den itibaren özel şirketlerde ve İspanya'da, kamuda yüzde 40 kadın yönetici kotası getirildiğini söyledi. Ve "Ben 40 yıllık bir bürokrat olarak, birçok kadın yöneticiyle çalıştım. Gerçekten erkeklerden çok farklı nitelikleri var. Bir kere çok dakikler, çok titizler ve altlarında çalışan insanlardan da aynı hassasiyeti bekliyorlar. Şu an Büyükşehir Belediyemizde 25 kadın üst yönetici var. Genel Sekreterimiz kadın, daha birçok üst makamda kadın çalışma arkadaşım var. Son derece memnunum." sözleri, hala hafızamızda.
Elbette her yönetici, Sayın Prof. Dr. BÜYÜKERŞEN gibi düşünmez. Kadınlar, siyasi partilerin, belediye başkan adaylıklarında, il Genel ve Belediye meclislerinde hatta milletvekili seçimlerinde, daha fazla adaya yer vermesini, her dönem istiyorlar. Ancak istemek de çözüm değildir. Her türlü düşünceyi, futbol takımı gibi parti tutmayı, bir tarafa bırakılarak, icraat geçmek gerekir.
Öte yandan kadınlar, istediği gibi düşünmek, istediği adayı da tercih etmekte özgürdür. Ancak, kadınlar haklarını ön planda tutuyor, tepe görevlerde, özellikle de partilerde, daha fazla kadının adayın, yer almasını isteniyorsa, isteniyor. Kadınlar, kadın adayları tercih ederek kazandırmak zorundadırlar.
Türk kadını, artık kendine ve diğer kadınlara güvenmelidir. Çünkü Türk kadının ne Batılı, ne de doğulu hemcinslerinde farkı yoktur. Kadınlar, iş yaşamının, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir. İlginç olanı Türk toplumunda, bu kadar kadın çalışmasına rağmen tepe yönetimlerde, çok az sayıda kadın olmasıdır. Görülen o ki kadınlar, birbirine sahip çıkarsa, her alanda olduğu gibi siyasi platformda da arzu etikleri yerlere mutlaka gelecekleridir.
Öte yandan kadınlar başarılı olmak için, erkeklerin kurallarına göre oynamak veya 'erkek gibi kadın' olmak gerekmediğini de biliyorlar. Bugünün başarılı kadınları, kendisi gibi olmaya karar veriyor. Başkalarının kuralları ile değil, kendi kuralları ile de sahneye çıkıyorlar.
Türk kadını, her aldan görev almalıdır. Çünkü Türk kadını oldukça donanımlı, hazırlıklı; bilinçli ve kadın olarak her göreve taliptir. Yaşadıklarını ve yaşananları sorgulayarak ve bunlardan ders çıkartarak, kendi çocuklarının da bu bilinçte yetiştirerek, üst düzey görevler taliptirler. Elbette erkek egemen bir dünyada, bunu başarmaları çok zordur.
Ancak erkekler birlikte başaracaklarına da inanmak zorundadırlar.
Nitekim Atatürk, " Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı, topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" demiştir.
Şu bir gerçek ki Türkiye`de, kadınların siyasi platformda yer almamasının, önündeki en önemli engellerden biri, siyasal kültür ve siyasi partilerin erkek egemen yapısıdır. Oysa siyaset, kadınlar için önemli olduğu kadar, siyaset için de kadınlar önemlidir. Hala bu gerçeği anlamayan veya anlamak istemeyen, siyasi kadrolar varsa ne denebilir ki?