1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Karpuz gibi... Hem de ortadan...

 


 


-Kent Konseyinin Abacı konak’ta konferans etkinliği. Büyükşehir belediye başkanı Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Kent Konseyi Başkanı Nuray Akçasoy birlikte, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım kurt ve İl Başkanı Recep Taşel yok…


-Büyükşehir Belediyesinin Bisiklet etkinliği… Büyükşehir Belediyesi Genel sekreteri Ayşe ünlüce, tepebaşı belediye başkanı Ahmet Ataç, kent konseyi Başkanı Nuray Akçasoy var, Odunpazarı belediye başkanı Kazım kurt ile İl başkanı Recep Taşel yok…


-Odunpazarı Belediyesinin Ceren özdemir gençlik merkezi ve Tuba Aslan halk merkezi açılış törenleri var. Belediye Başkanı Kazım Kurt ile İl başkanı Recep Taşel orada. Bu kez Büyükerşen ve Ataç yok.


-Kanatlı önünde kadınların, kadınlar günü etkinliği var. Ahmet Ataç da orada Kazım Kurt da. Ancak biri o başta, diğeri diğer başta…


Kısacası…


Aynı gün yapılan bir dolu etkinlik. Büyükerşen ile Ataç’ın olduğu etkinliklerde Kazım kurt ile Recep Taşel yok, Kazım kurt ile Taşel’in olduğu etkinliklerde ise Büyükerşen ve Ataç yok…


Km de derse desin bu tablo, 15 gün önce yapılan kongrenin ardından, partinin Eskişehir’de karpuz gibi ortadan ikiye bölündüğünün resmi gibi orta yerde duruyor…


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


Bir kere de yapmadığınız bir şeyi eleştirin!


 


Kanal İstanbul projesinin yapılacağı bölgede bulunan arsaların, Katarlılar tarafından alındığı çıkıyor ortaya…


AK Parti grup başkanvekili Cahit özkan  “CHP’liler buradan çok ciddi arsalar topladı” diyor.


xxx


İdlip’de 33 şehit veriyoruz.


MHP genel başkanı Devlet bahçeli “CHP bu şehitlerin hesabını nasıl verecek?” diyor…


xxx


Diyanet işleri başkanı “Faiz haramdır” diyor…


Aynı Diyanet işleri başkanı “TOKİ eliyle ve devlet bankasıyla oluyorsa haram değildir” diyor…


xxx


İletişim Başkanı Fahrettin Altun “Göçmenlere gaz sıkan ülke, ahlaktan bahsedemez” diyor.


İki gün sonra İstanbul’da hem de kadınlar gününde, kadınlara gaz sıkılıyor, kadınlar gözaltına alınıyor.


xxx


Erdoğan “Adaletin olmadığı yer oksijensiz dünya gibidir” diyor…


üç gün sonra gazeteci aynı gün beraat ediyor, tahliye oluyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.


xxx


AK partililer özellikle muhalefet liderlerine demediğini bırakmıyor…


Aynı üslupla karşılık verilince yer yerinden oynuyor…


xxx


Fetö ile büyük bir mücadele verildiğinden bahsediliyor…


Fetö ile mücadele etmiş insanlar Fetö’den cezaevine giriyor.


Valla ne diyelim?


Tüm bu olup bitenleri görünce insan kendi kendine “Bir kere de yapmadığınız bir şeyi eleştirin” diyesi geliyor!


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


çevresi kötü çevresi!


 


çok sık duymuşsunuzdur bu sözü: “Adam iyi ama etrafı,  çevresi kötü”


Bu söz aslında, adama söylenmesi gerekip de söylenemeyen sözlerin çevresinden çıkartılma halidir.


Dokunulmaz adamların etrafı ve çevresi genelde günah keçisi olur.


Halbuki o çevreyi yaratanlar bizzat kendileridir.


O insanlar genelde “Ben çok uğraştım. Para ve zaman harcadım. Sonuçta başkan, milletvekili, bakan, başbakan oldum. Bana çok bilen, benim yaptıklarıma karşı çıkan adam değil, her sözümü onaylayan, her yaptığım işin doğru olduğunu söyleyen adam lazım” diyerek, özellikle böylesine bir çevre oluşturur.


Oluşan çevresi de, adamın istediğini yapar.


Hapşırınca “çok yaşa” der örneğin. “hayırdır! Hasta mısınız?” falan diye sormaz…


Yaptığı hiçbir işe “Bu yanlış” diye karşı çıkmaz…


-“siz ne yapıyorsanız, ne söylüyorsanız doğrudur” der örneğin.


Etrafta ve çevrede sürekli olabilmenin en temel şartıdır bu…


Koltuk sahibi hiç kimse etrafında kendini dizginleyecek, engelleyecek, uyaracak birilerinin olmasını asla istemez…


İşte! Bizler de o koltuk sahiplerini açıktan ve aleni bir şekilde eleştiremediğimiz için etrafına ve çevresine buluruz kabahati…


-“Adama söyleyecek sözümüz yok ama çevresi kötü” der çıkarız işin içinden…


,,,,,,,,,,,,,,,,


 


,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,


 


çoğunluğun dediği olursa…


 


öğrencisi Sokrat’a sorar: Demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, 100 kişinin oy kullandığı bir yerde 51 kişinin kararına uymak adil ve doğru değil mi?


Bu soru üzerine Sokrat ile öğrencisi arasında şöyle bir diyalog geçer:


Sokrat: Bilge olmak mı daha zor cahil olmak mı?


öğrencisi: Elbette bilge olmak… Bilge olmak için çok kitap okumak, çok çalışmak lazım. Cahil olmak için hiçbir şeye gerek yok.


Sokrat: Toplumda cahillerin sayısı mı daha çok bilgelerinki mi?


öğrencisi: Hiç şüphesiz cahillerin…


Sokrat: bir gemide 100 kişi varsa, geminin nereye gideceğini 99 kişi mi bilir? Yoksa kaptan mı?


öğrencisi: Şüphesiz kaptan bilir…


O zaman Sokrat şunu söyler: “Hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil ve doğru olabilir mi?Hem sen de kabul ettin ki bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur…’’


 


 


………………………………..


Biraz da gülmek lazım…


 


Adamın biri sabah saat 10.00′a doğru bir elinde içerisinde inek pisliği olan bir tenekeyle kafe’ye gelmiş,


-“Bana bir çay..” diye seslenmiş,


-“Şimdi geliyor efendim..” demiş garson ve çayı getirmiş.. çayı bir yudumda içmiş adam, almış eline pislik dolu tenekeyi başlamış kefenin her tarafına serpmeğe ve çekmiş gitmiş..


Ertesi sabah, yaklaşık yine aynı saatlerde tekrar elinde pislik dolu tenekeyle gelip yine,


-“Bana bir çay..!” demesiyle ,


-“Hop..! bir dakika bakalım..” demiş onu görür görmez tanıyan garson,


-“Dünden beri senin pisliğini temizlemeğe çalışıyoruz.. Neden öyle yaptın ki?..”


-“Merak edilecek bir şey yok..” demiş adam,


-“üst düzey yöneticilik için hazırlanıyorum.. Sistem aynı.. Gel, çayını iç, etrafa b.k at, millet senin yaptığını temizlemeğe çalışırken bütün gün ortadan kaybol..!”


 


 


 


 


 


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi