4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KENDİM OLABİLMEK...

İnsan için, en kıymetli bilgi, kendisine dair bilgidir. Ayrıca insanın, kendini tanıma çabası, ilk insanla başlamıştır. Sanat ve tasavvufta, insanın, kendini tanımasını, esas alınmıştır. İnsan kim olduğunu ve nereden geldiğini, düşünür. Bu sorulardan sonra, "Ben nereye gidiyorum." sorusunu sormaya başlar. Hayatının, dününü, bugününü ve geleceğini değerlendirir. Nerden geldim ve nereye gidiyorum?" sorularına da cevap arar.
Kişinin, kendini bilmesi için, geçmişini, bugününü araştırması, kendini anlamış ve kendini tanımış olması gerekir. Bilge kişiler, bıraktıkları yazılı eserleri ile de toplumda, hep yaşarlar. İnsanın olgunlaşmasına, gelişmesine de katkıda bulunurlar.
Kişinin, kendini tanıma ve kendini olduğu gibi kabul etme, birbirine paralel gelişir. İnsan kendini, ne kadar çok tanırsa, o kadar, memnuniyeti artar. Ayrıca kendini olduğu gibi kabul etme, dürüst bir davranıştır. Mutlu ve başarılı bir yaşam için insan kendini tanımak, hayattan zevk ve haz almak, dünyada geçirdiğimiz sayılı günleri, tüketirken kendi değerlerimizin, yetenek ve potansiyelimizin farkına varmak gerekir.
Kendini, tanıyan ve kabul eden insanın, duruşu ve bakışı güven verir. Başkaları onun yanında, kendini değerli ve onurlu hisseder. O konuştuğu zaman, başkaları, onun önemli ve değerli bir insan olduğunu hemen sezer.
" Kendini bil", şeklindeki nasihat, hakikati ifade etmektedir. Bu ifade, insanın kendini bilmesi ve kendini tanıması, şeklinde anlaşılır. Kendi hayatının, geçmişini ve bugününü değerlendiren ve geleceğini düşleyen, bunlarda ibret ve örnek alan, pek çok insanımız var. Bu insanlarımızdan biri de, Eskişehir' in, tanınmış avukatlarından Sayın Ahmet VURAL' dır.
Sayın VURAL' ı, Adalet İlkokulunda görevli iken tanımıştım., enerjik, tutarlı, anlayışlı, sosyal, öğretici, gibi, meziyetleri ile de dikkat çekmişti. O'na göre İnsan için, en değerli bilgi, kendisine dair bilgidir. Nitekim hayatını, "KENDİM OLABİLMEK "isimli kitapta topladı.
Kitabı, geçen hafta, şahsıma hediye etti. Kitabı, dikkatle okudum. Okurken de geçmişte, yaşadıklarımı anımsadım. Kitabı okuyan, her insan, geçmişine sahip çıkar ve geçmişinden, bir türlü kopamadığı gibi, her geçen gün geçmişine olan özlemi daha da artar. Özellikle de insan, kitabı okurken, geçmişte yaşadığı çocukluk, gençlik yıllarını, okul hayatı ve aile hayatını anımsıyor. Çünkü her insan için, bu anılar çok değerlidir ve o günlerin özlemini çekmeden yapamaz, keşke! o günleri yeniden yaşasam diye düşünür.
Sayın VURAL' ın, kitabını okurken, insan geçmişinde yaşadığı, fobilerini, korku ve sıkıntılarını, hasret, özlem ve fantezilerini hatırlıyor. Elbette bunları hatırlaması için de insanın, geçmişini, çok iyi bilmesi gerekiyor.
KENDİM OLABİLMEK kitabı, süsten ve gösterişten uzak, kolay anlaşılır bir dille yazılmıştır. Az sözle, çok şey anlatılıyor. Anlatım, okurda iz bırakacak niteliktedir. Anlatım tazı, benzerlerinden, ayrı ve üstün ve örnek gösterilecek niteliktedir. Anlatım içten ve candan, duru, doğal, etkileyici, sürükleyici, özgün, anlatım şekliyle de, yalın, açık, akılcı, içten ve tutarlı olarak gördük. Fizyolojik ve sosyolojik boyutu ile de bir örnektir.
Sayın VURAL' ın, kitabını okuyorken, insan dostları özellikle de okul ve iş arkadaşları ile kurduğu samimi ilişkilerini ve dostlukların devam etmesini, hiç bitmemesini istiyor. Arkadaşlarıyla geçirdiği güzel günlerin, anılarını, hatırlamadan yapamıyor. Kimi zaman o günlere özlemle bakar, kimi zaman ise gülmeden geçemiyor. Çünkü geçmişindeki dostlarıyla, mahalle, okul arkadaşlarıyla ve öğretmeniyle geçirdiği günlerin, özel bir anlamı önemi vardır.
İnsan kitabı okurken, çocukluk ve gençliğinde, yaşadığı o güzel anıları hatırlıyor ve o günlere geri dönerek, arkadaşları ile yaşadığı güzel ve neşeli, günlerin, hazzını yaşıyor. karşılıksız sevdiği arkadaşlarını, özlemle hatırlıyor.
İnsan, bazen içinde bulunduğu günü yaşarken, bazen de geçmişe damgasını vuran dostlarını ve arkadaşları ile geçmişte yaşadığı günleri anımsıyor. Birlikte başardıkları işleri ve yaşadıkları günleri hatırlayarak büyük haz alıyor.
Maziye, geçmiş veya bitmiş demek, aslını inkâr etmektir. Çünkü geçmiş, bizi biz yapan, acısıyla tatlısıyla anılarımızdır. Geçmişini inkâr eden, geleceğe bakamaz. Kitabı okurken, bu gerçekleri, bir kez daha anımsadık, Kişi mutlu ve başarılı olmak için, nelere sahip olduğunu çok iyi bilmesi ve kendini, geçmişini ve çevresini, olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Çünkü bu unsurlar, insanın mutlu yaşaması ve başarılı olması için, olmazsa olmazlarıdır.
Sayın VURAL, ailesi ve geçmişi ile gurur duyuyor. Onun bölgesel, evrensel, ülkesel ve kişisel gurur duyguları, geçmişi ile gurur duyabilen, gurur duymak isteyen, tüm insanlar için de geçerlidir. Çünkü geçmişi ile gurur duyma, onurlu bir yaşam biçimidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi