Kent ve yaşam çevresi

Günümüzde kent sorunlarının ilk sıralarında yaşam çevresi ve kirlilik konuları geliyor. Çevre kirliliği sorunu, çözüm sürecinde belki vatandaşların en fazla katılımlarının olabileceği alanlardan biridir.

İnsan yaşamında tüketimin çeşitlenmesi ile birlikte çevre kirliliği de nicelik ve nitelik olarak değişim gösterdi. Nicelik değişimi, kirliliğin küresel boyutlara varmasını sağladı. Bugün yaşanan küresel ısınma sorunu, yerelden küresele doğru yükselen sorun ölçeği konusunda dikkat çekici bir örnek oluşturur.

Çevre ile ilgili çalışmaların ilk adımı kirliliğin giderilmesidir. Ama ne yazık ki, dünyadaki çevre sorunları, günümüzde giderilme yaklaşımı ile çözülebilecek ölçeğin çok ötesine varmıştır.

Benzeri bir irdelemeyi çevre sorununun algılanması açısından da söyleyebiliriz. Çevre, artık günlük yaşamın yaşa, cinsiyete veya sosyal kimliğe bakılmaksızın bir parçası haline gelmiştir. Bu nedenle çevre sorunu, sadece yetişkinlerin ilgilenmesi gereken bir konu olmaktan çıkmıştır. Bu durum, çevre konusunu yaşam boyu eğitim sürecinin bir parçası haline getirmektedir.

Az önce değindiğim gibi; kapsamı nedeniyle çevre herkesin konusu olan bir alandır. Bu nedenle bireylerden ailelere, kamu kuruluşlarından ekonomik işletmelere ve sivil toplum kuruluşlarından yerel yönetimlere kadar her aktörü ilgilendirmektedir.

Çevre sorununun özetlediğim katılımcılık gerektiren yönü, bazı çalışma alanlarının da belirginleşmesini sağlıyor. Örneğin çevre eğitimi ve yurttaş bilinçlendirilmesi, kentsel yaşam sürecinin ayrılmaz bir parçası olmaz zorundadır. Yine bu çerçevede yayın yapma anlayışı, okullardan görsel, yazılı ya da sosyal medyaya kadar her kurum, kuruluş ve platformu içermek durumundadır.

Bugün büyük ölçekli sorunları çözmenin yolu, bu sorundan etkilenen her paydaşın sürecin içinde yer almasından geçmektedir. Bu nedenle belli bir sorun etrafında kamuoyu oluşturulmasının ve ilgili konunun bir sosyal ruh haline getirilmesinin önemi büyüktür.

Her ağacın veya her sokağın başına bir çevre bekçisi koyma şansımız yok. Bunun çözmenin yolu, her vatandaşı çevre konusunda duyarlı bir kişi haline getirmektir. Bu nedenle çevre kirlenmesine ve bozulmasına karşı kentli duyarlılığı oluşturmak önemlidir.

Çevre koruma deyince; pek çok insanın aklına yerlere çöp atmamak gelir. Yukarıda ifade ettiğim gibi çevre sorunu her açıdan büyük ölçekli bir konudur. Bu nedenle çevre koruma ve geliştirme konularında model ve proje üretilmesi, bunların ilgili kesimlere anlatılması gerekir.

Katılımcı projelerin en önemli özelliği, uygulamada birlikteliğin sağlanması hususudur. Model ve projelerin halkın ve kuruluşların katılımı ile birlikte uygulanması, toplumu oluşturan unsurların problem çözme performansına da olumlu katkılar yapar.

Bir kent, öncelikle orada yaşayan insanlara aittir. Dolayısıyla vatandaşlar, iyiler ve olumlular kadar sorunları da sahiplenmeyi bilmeli ve birlikte çözümler üretmelidirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi