
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Kentin hayalleri yumurta gibi kırıldı gitti...
Fakir mi fakir bir köy…
Adam Kahvehaneden eve dönmüş, elinde bir yumurta, karısı sormuş:
“Ne elindeki?”
“Yumurta, görmüyon mu?”
“Gördüm de neyin nesi o şimdi?”
Adam başlamış anlatmaya.
“Kahvede otururken partiden bir aday geldi, bana bu yumurtayı hediye etti.”
“İyi de ne olacakmış bu yumurta?”
“Zengin olacağız kadın! Zengin olacağız. Bu yumurtayı karşı komşunun kümesindeki tavukların altına koyacağım. Civciv’ler çıkınca içinden dişisini alacağım. Bu büyüyüp tavuk olacak.Bir sürü yumurtlayacak. Onları da kuluçkaya yatıracağım. Bir süre sonra o kadar çok tavuk ve civciv olacak ki, hepsini satıp bir inek alacağım”
Karısı “Eeee” diye meraklanmış, adam devam etmiş
“İneği komşunun öküzü ile çitleştireceğim. Doğan buzağıyı büyüyünce bir daha bir daha, o kadar çok ineğimiz olacak ki, satıp bir ev, birkaç tarla, arsalar, mobilyalar, giysiler alacağım…
“Sonra?”
“Sonra da kalan parayla biraz gezip tozacağım tek başıma”
Kadın hınsla yerinden kalkmış…
“Gezip tozacaksın öyle mi? Hem de tek başına?”
“öyle!”
Kadın yumurtayı almış elinden, çarpmış yere ve kırmış…
Yumurtayla birlikte olmayacak hayaller de kırılmış…
HHH
Bu fıkranın içinde aslında Eskişehir’in ta kendisi mevcut…
80’li yıllarda başladı aslında bu şehrin olmayacak hayalleri.
Eskiler çok iyi hatırlar…
Bir sabah kalktığımızda, Bayat Pazarı’nda bir binanın altından petrol fışkırdığına tanık olduk.
Dönemin Eskişehirli Enerji Bakanı, binanın altından fışkıran petrolü parmaklarıyla ovalayıp, burnuna götürdükten sonra “Müjde! Hepimiz zengin olduk” diye bağırmış, o andan itibaren şehir olarak resmen yürüyüşümüz değişmişti.
Şehirde yaşayan herkes bildiğiniz petrol zengini havasına girmişti.
Sonradan anlaşıldı ki, binanın altından geçen Nato’ya ait petrol taşıyan boru patlamış.
Fışkırdığı söylenen petrol de, o patlayan borudan sızan petrolmüş…
Koca şehrin olmayacak hayali o anda sönüvermişti.
Yine o yıllarda, dev bir otomotiv yatırımının Eskişehir’e geleceği büyük heyecan yaratmıştı.
Düşünsenize? Binlerce çalışan, yüzlerce yan sanayi, şehirde yaratılacak katma değer falan…
öyle havaya girmiştik ki şehir olarak, zengin olacak, her yerimizden paralar akacaktı.
Biz havamızı sürdürürken söz konusu otomotiv yatırımı Bursa’da çoktan başlamıştı bile…
Bize de kala kala hüsranı yaşamak kalmıştı.
Yıllar geçti, Eskişehir’in hüsranla sonuçlanan hayalleri bir türlü sona ermedi.
Termal turizminin uçuracağı söylendi, aslı çıkmadı.
Yerli uçak yapılacağı vaat edildi, gerisi gelmedi.
Türkiye’nin ilk yerli otomobilinin Eskişehir’de yapılacağının sözü verildi, yine fos çıktı…
Sonuç olarak Eskişehir yıllardır olmayacak hayallerle heyecanlanıp, her defasında hüsranların en büyüğünü yaşadı.
Halbuki her defasında, eline tutuşturulan ve sonradan kırılacak tek bir yumurtasından başka hiçbir şeyi yoktu…
.....
Herkes her an her şeyi yapabilir…
Cumhuriyet Halk Partisi’nde delege seçimleri yapılıyor.
üyeler, mahallelerde delegeleri belirliyor.
Birkaç mahalle dışında, mahallelerde tek listeler var.
Odunpazarı bölgesinde, Odunpazarı ekibi, Tepebaşı bölgesinde ise Tepebaşı ekibinin listeleri kazanmış görünüyor…
CHP’li bir dostumuza sorduk durumu…
-“Mahallelerde listeler tek ama” dedi…
Bu “ama”nın ne anlama geldiğini sorduğumuzda ise…
-“Listeler tek olmasına tek fakat listelerde yer alan isimlerin büyük bir oranı var ya, işte onlar her an her şeyi yapabilecek isimler.” Dedi…
-“yani?” diye sorduk…
-“yanisi şu: CHP ilçe ve il kongrelerinde her an her şey olabilir ve bu hiç de sürpriz olmaz” diyerek tamamladı sözlerini…
.....
Bu işten kimin karlı
çıktığına bakarım
-“CHP’de yaşanan olayları nasıl değerlendiriyorsun?” diye sordu bir dostumuz…
Hani şu bir CHP’linin Saraya çıkması ve Erdoğan’ın kendisine genel başkanlık konusunda destek vereceğini söylediği ile ilgili iddialar hakkında ne düşündüğümüzü merak etmiş…
-“Valla ben bu tür olaylarda, olayın kime yaradığına, kime yaramadığına, kimin karlı çıktığına bakarım” diye cevap verdik…
Heyecanla:
-“İyi de olay Erdoğan’a yarıyor… Zira CHP’nin içi yeniden karıştı. Olay Kılıçdaroğlu’na yarıyor… Zira kurultayda karşısına rakip çıkmayacak. Rakip çıkacak kişi potansiyel saraya çıkmış ve o görüşmeyi yapmış kişi olarak algılanacak. Aynı olay muharrem İnce’ye de yarıyor. Zira… Unutulmuşken yeniden gündeme geldi. O zaman senin yönteminle nasıl değerlendireceğiz bu durumu? öyle ya üçü de kazanmış durumda” diye sorunca “belki üçü birlikte düşünmüş ve yapmıştır” dedik…
Dostumuzun kafası daha çok karıştı…
.....
Bu son şans…
Eskişehirspor çok ama çok zor günler yaşıyor.
Yaşadıklarını tek kelimeyle anlatmak gerekirse, kulüpte para yok ama borç çok.
İşte bu kritik ortamda Mustafa Akören başkanlığında yeni bir yönetim geldi Eskişehirspor’un başına…
Bu durum Eskişehirspor için belki de son şans…
Belki de…
Tabir yerinde ise köprüden önceki son çıkış.
Eğer Eskişehirspor’da bu şans da kullanılamazsa, işbaşına gelen yeni yönetim de işleri rayına sokamazsa, Eskişehirspor’u çok da kolay günler beklemiyor olacak.
Bu defa da olmazsa, Eskişehirspor resmen herkesin sırayla kulüp başkanlığına geldiği, 3-5 ay sonra istifa ettiği bir yer haline gelecek ki, bu durum kulübün amatör kümeye düşmesinden de daha berbat bir durum yaratacak.
O yüzdendir ki, Mustafa Akören yönetimine herkesin, ama herkesin verebileceği maksimum katkıyı vermesi gerekiyor…
Aksi halde fena, çok fena olacak!