
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)
KERKÜK KERKÜK
Benim mahzun bakışlı Kerkük'üm,
Kanadı kırık güvercinim,
Yaralı ceylanım...
Sen zor günlerimde hep yanımda oldun; Balkan'da, Yemen'de, Hicaz'da, Kanal'da, Çanakkale'de...
Hep yanımdaydın, yanı başımdaydın, omuzdaşındın... Toros dağları gibi arkamdın, duruşun görkemli, tavrın güvenliydi...
Kerkük'üm,
Kan kardeşim, can kardeşim...
Her ne vakit yönümü sana çevirdimse, al bayrağı çekip bekledin. Büyük emelim Turan'ın kara bahtlı gelini oldun.
Bende vefa tükendi, sende ümit bitmedi...
Mum gibi yandın Kerkük'üm; eridin, lâkin ışığın sönmedi.
Benim mahzun bakışlı Kerkük'üm,
Kanadı kırık güvercinim,
Yaralı ceylanım...
Sen ki, Kerkük'sün; atalar yadigârısın hüznümsün, efkârımsın, muradımsın...
"Ben sana gözüm demem,
Tane düşer kör olur.
Ben sana gülüm demem,
Gülün ömrü er olur.
Ben sana derviş demem,
Post giyer abdal olur.
Ben sana reyhan demem,
Yaprak döker dal olur.
Ben sana paşa demem,
Tahttan düşer azl olur,
Ben sana beyim derim,
Beyler daim bey olur. "
Ayazı düştü has bahçelere, uğursuz iklimlerin. Kırağısı vurdu gönülleri zamansız sabahların.
Benim mahzun bakışlı Kerkük'üm,
Kanadı kırık güvercinim,
Yaralı ceylanım...
Vuslat hangi vakte kaldı? Zafer hangi oğulların dilinde ant olmuştur şimdi? Baharın müjdesi hangi takvimlerde gizlidir?
Ey Kerkük mum kimin yanan Kerkük..
Yıktılar kal'amızı, sürdüler balamızı
Daha can boğazdayken çektiler salamızı
Ah Kerkük yüz ak Kerkük, her zaman yüz ak Kerkük
Ölseydim düşmeseydim, men senden uzak Kerkük
Elinde yâd elinde, öt bülbül yâd elinde
Bir diyar mezar olsun, kalmasın yâd elinde
Can Kerkük canan Kerkük, her söze kanan Kerkük
Kalıpdı yardan uzak, mum kimin yanan Kerkük
Kerkük Musul kan içinde, Türkmen'im hicran içinde
Bin can var, bir can içinde; bir ebedi ize geldim
Ah Kerkük yüz ak Kerkük, her zaman yüz ak Kerkük
Benim mahzun bakışlı Kerkük'üm,
Kanadı kırık güvercinim,
Yaralı ceylanım...
Her vakit gözün yaşlıdır, çilelerinin üstüne her dem yenileri eklenir. Ah benim güzel Kerkük'üm, biz sana vefalımızı gösteremedik. Gözyaşını silmeye koşamadık, yaranı sarmaya varamadık.
Kerkük'ün zindanına attılar beni
Mazlumlar sürüsüne kattılar beni
Bir yanım dağladılar ateşle annem
Ne suçum ne günahım yaktılar beni
Türkmen obalarından göçen anneler
Ne yuvaları kalmış ne de haneler
Gök kubbeyi sarsar mazlum feryadım
Elbette bir gün güler bize seneler
Benim mahzun bakışlı Kerkük'üm,
Kanadı kırık güvercinim,
Yaralı ceylanım...
Bizim de yüreğimiz dağlanmış, gözümüz nemlenmiştir her hoyratını dinleyişimizde. Sana şiirler yazarız, dualar ederiz. Bir gün bu karanlık günlerin geçeceğine inanırız.
Kerkük'ün kalesi var
Köroğlu'ndan sesi var
Düşman sarmış dört yanı
Demirden kafesi var
Gözüm kanlandı yaştan
Bazı yürekler taştan
Bağırırım üst baştan
Günlerin Türk'çesi var
Kerkük'te kan kardeşim
Sönmez hicran ateşim
Yarınlardan umut var
Doğacak Türk güneşim
Kerkük'te gözüm kaldı
Can-ciğer özüm kaldı
Zorla susturdu felek
Denecek sözüm kaldı
Beklesin bütün ümitlerimiz, hayâllerimiz, masum soydaşlarımız... Yeni bir dirilişin, silkinişin baharını.