
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KİLİSELER VE ERMENİ TEZLERİ
Kültür Bakanlığı' nın, Ermeni Cemaati'ne yönelik attığı adımlara, Sivrihisar ilçesindeki, Anadolu'nun ikinci büyük Ermeni Kilisesi olan Surp Yerortutyun'un restore edilmesi de eklendi..
Sivrihisar' daki Selçuklu ve Osmanlı eserleri, özellikle de "ULU CAMİ" harap olurken, Yaz aylarında, inşaatı başlayacak olan kilisenin restorasyonu için, Kültür ve Turizm Bakanlığı yaklaşık 6 milyon liralık bütçe ayırdı.
Yalnız Kültür Bakanlığı değil, Sivrihisar' a, gelen her yetkili, neden bilinmez, Sivrihisar ilçesindeki Ulu Cami gibi görkemli eserleri görmüyor, 1881 yılında yapılan ve Anadolu'daki Ermeni kiliselerinden biri olan Surp Yerortutyun kilisesi'nin, restore edileceğini veya edilmesi gerektiğini, hatta kültür evine dönüştürülmesini söylüyor.
Oysa Ermeni kiliselerinin Ermeni toplumunda önemli bir yeri vardır. Nitekim
Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Dinler Tarihi Bilimdalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Davut KILIÇ" ...Ermeni Kilisesinin, Ermeni toplumu üzerindeki etkisi tarihten günümüze artarak devam ede gelmiştir. Bundan dolayı Ermenilerin manevi mirasının teşekkülünü ve muhafazasını, Hıristiyan hüviyetinin, şekillenmesini, siyasi güçlerini kazanmasını ve yeryüzündeki Ermenileri bir arada tek merkez etrafında toplanmasını, Ermeni Kilisesi sağlamaktadır. Ermeni Kilisesi, geçmişte ve günümüzde dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış, Gregoryen Ermenilerin yegâne ortak malı ve paydası durumundadır. Bu da, kiliseyi Ermeni kültürünün, tek temsilci durumuna getirmektedir. Çünkü dinîm ve etnik kimliklerin karışımıyla müteşekkil bir ortak yaşam paydasında Ermeni toplumunu yönlendiren hatta Ermenilerin dünya üzerindeki haklarını koruyan Ermeni Kilisesidir" demiştir.
Elbette sanat ve tarihi doku, hangi kavime ve uygarlığa ait olursa olsun korunmalıdır. Ancak bu eserlerden bazıları, bir ulusu yıkmak ve toprak bütünlüğünü yok etmek veya tazminat için, karşı taraf, delil olarak kullanacaksa veya kullanıyorsa, bunları gündemde tutmak, Türk milletine, karşı yapılacak en büyük kötülüktür.
SİVRİHİSAR' daki adı geçen kilisenin, "KÜLTÜREVİ OLACAĞINI" söyleniyor. Peki, Ermeni Kilisesi' nde, hangi kültür değerleri sergilenecek veya buradaki kültür faaliyetleri, Ermenilerin, hanesine olumlu puan olarak yazılıp, Ermeni tezlerine de zemin oluşturmayacak mı?
Artık, gerçekleri görmek zorundayız. Ermeni Kilisesi varlığı ve içinde yapılacak her kültür faaliyet, Ermeni tezlerini hatırlatacak, hatta zaman içinde Van' da bulunan "Akdamar Kilisesi" gibi " AYİN " düzenlemeleri bile yapılacaktır. Nitekim Akdamar Adası üzerindeki Akdamar Kilisesi Ermeni Akdamar Anıt Müzesi, olarak restore edildi ama daha sonra, yılda bir gün ile sınırlı olarak, ayin düzenlenmesine izin verildi. Ermeniler bununla yetinmedi; Akdamar Kilisesi' nin, bir yıl boyunca Ayin yapılmasını istediler.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin, Ermeni soykırımı tasarısının kabul etmesinden sonra Ermeni diasporası üzerinden etkili görülen Daşnaksütyun Partisi'nin Uluslararası Genel Sekreteri Giro Manoyan, 1915 olayları ile ilgili tasarının, ABD tarafından kabulünün, Ermenilerin, Türkiye'den toprak ve tazminat talep etmesinin önünü açacağını söylemesi, Sivrihisar' daki Ermeni Kilisesi' ni Restorasyonunu yaparak, Kültürevi yapacaklara uyarı olur mu bilinmez ama Kilisenin Restorasyonu ve Kültür evi yapılması Ermeni tezlerine zemin hazırlayacağı da bir gerçektir.
Türkiye' nin, Ermeni tezlerine karşı sürekli, kalıcı ve sonuç alıcı bir stratejisi olmadığı gibi bu alandaki kararlarda sürekli ve kalıcı değildir. Durum bu olunca da Ermeni tezleri, sürekli uluslararası alanda kabul gördü. Anadolu' daki Ermeni Kiliselerinin Restorasyonunu yaparak da Ermenileri daha da umutlandırdı.
Şayet Ermeni Kilisesi' nin, Restorasyonu yapılır, kültür evine dönüştürülürse, ülkemiz ve Sivrihisar açısından, ciddi sorunları da beraberinde getirecektir. Geçmiş yıllarda Başpiskopos Makarios Sivrihisarlı sözü, ciddi tartışma yaratmış, sonuçta gerçekler ortaya çıktığı halde, ilçe yıllarca, töhmet altında kalmıştır. Bugün de Ermeni Kilisesi' nin, Kültür evine dönüştürülmesi, yeni bir tartışmayı başlayacak, bir tek Ermenin olmadığı, beldelerdeki boş kiliseler, Ermeni tezlerine de zemin oluşturacaktır. Çünkü boş kiliseleri ziyaret edenlerin, özellikle de yabancı turistlerin zihninde, soykırım saçmalığı oluşacaktır. Hülasa Türkiye'deki siyasi otorite, bir taraftan ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi ve İsveç Parlamentosu'nun, sözde Ermeni soykırımı tasarısını kabul etmesini, protesto ederken, öbür tarafta Ermeni Kiliselerinin, Restorasyonu yapması çelişki değil de nedir?
Ayrıca Türk insanının verdiği vergilerle, Anadolu' daki, Ermeni Kiliselerinin Restorasyonu yaparak, soykırım tezlerine zemin hazırlayan Türkiye' nin, Ermeni Soykırım İddialarını kabul eden ülkelerin Parlamentolarına, sitem etmeye hakkı var mıdır?