1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kim kimi affedecek?

Napolyon, kendisine suikast düzenleyeceğini anladığı General Monreau’yu mahkemeye vermiş.
General, kamuoyunda, sevilip sayıldığı için büyük bir tepki doğmuş.
Bunun üzerine Napolyon mahkemenin hakimine haber salmış.
Demiş ki; “Sen onu en ağır cezaya mahkum et, ben sonra affederim”
Mahkeme hakiminden imparator’a cevap gelmiş;
-“İyi de… bu söylediğini yaparsam beni kim affedecek?”
***

Anayasa Mahkemesi ve Yüksek Seçim Kurulu
Her ikisi de yüksek mahkeme statüsünde.
Anayasa mahkemesi, şehirlerarası karayollarında toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılamaz hükmünü iptal etti.
Bu karar hükümet kanadında hoş karşılanmadı.
İçişleri Bakanı, kararı alan Anayasa Mahkemesi’nin başkanına alenen tepki gösterdi.
HHH
Diğer taraftan…
İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınladı.
Korona Virüs tedbirleri kapsamında, aralarında Baroların da olduğu, Mesleki Oda ve Kooperatiflerin genel kurullarının ertelenmesine karar verdi. Aynı genelgede, Partilerin kongrelerinin yapılabileceği yer alıyordu.
Yüksek Seçim Kurulu’ndan görüş soruldu.
Yüksek Seçim Kurulu, Barolar ve Mesleki Odalar ile Kooperatif genel kurullarının yapılamayacağına, parti kongrelerinin ise yapılmasında bir sakınca bulunmadığı kararı verdi.
***
10 gün içinde Yüksek Yargı Organları tarafından verilen iki ayrı yargı kararı…
Birinin verdiği karara hükümetten tepki var.
Diğeri ise mantıkla bağdaşmamasına rağmen hükümetin istediği bir karar.
Ve bu iki karar da açıkça gösteriyor ki; yargı kararlarında bir sıkıntı var.
***

Yargının ana işlevi Adaletin tecelli etmesini sağlamaktır.
Bu ancak bağımsız ve tarafsız bir yargı ile mümkün olur.
Bunu sağlayamadığınız müddetçe yargı,  bırakın adaletin gerçekleşmesini sağlamayı, sorunu bizzat üreten bir kurum haline gelir.
Nitekim şu son 10 günde yaşanan iki ayrı yargı kararı bile, ortada “Bağımsız Yargı” ile ilgili bir problem olduğunu açıkça gösteriyor.


.....


Müzeyi ziyaret etmişler…


Odunpazarı Modern Müze’nin temelini atan da, açılışını yapan da Cumhurbaşkanı Erdoğan idi…
Nabi Avcı’nın da bu Müzenin kurulmasında önemli katkısı vardı.
Odunpazarı Modern Müze açılışının üzerinden 1 yılı geride bıraktı.
Bu kısa süre içinde önemli ödüller aldı.
Yine önemli sayıda ziyaretçiyi ağırladı.
Ne yalan söyleyelim, bir ara “Cumhurbaşkanı’nın temelini ve açılışını yaptığı, Nabi Avcı’nın katkı sağladığı müzeye AK partililer niçin ilgi göstermez” diye içimizden geçirmedik değil…
“Hadi diğer müzeler CHP’li belediyelere ait olduğu için gitmemekte kendilerince haklı olabilirler ama OMM farklı. Hadi AK partililer gitmiyor, ilgi göstermiyor, bu işte katkısı olan Nabi Avcı Eskişehir’de bu müzeye niye uğramaz?” diye içimizden geçirirken, sosyal medya üzerinde bir paylaşım gördük…
Eskişehir’e gelen Nabi Avcı, beraberinde Eskişehir valisi ve AK parti il Başkanı ile birlikte Odunpazarı Modern müze’ye gitmiş.
çağdaş Sanat koleksiyonunun yer aldığı sergiyi gezmiş…
İtiraf etmek gerekirse…
Paylaşımı görür görmez yukarıdaki aktardığımız tüm düşüncelerimizden vazgeçtik…


.....


Ortası yok…


-Belirsizlikten karar çıkartma becerisine sahip.
-Teknik metinleri analiz edebilecek İngilizce bilgisi olan.
-Veritabanı sistemlerine yetkin…
Bulut projelerinde kod yazmış.
-Stratejik vizyon oluşturma konusunda uzman.
-Test otomasyonu geliştirme konusunda deneyim sahibi.
-Raporlama ve sunum konusunda yetenekli.
Yukarıda saydıklarımız, sayıları az olsa da  çeşitli iş ilanlarında, işe alınacaklardan istenilen niteliklerden bazıları…
Bunlarla birlikte istenilen bilgisayar yazılım programlarının isimlerini yazmıyoruz bile…
Göreceğiniz üzere işsizliğin tavan yaptığı ülkede, var olan işler için de son derece nitelikli insanlar aranıyor.
Bu şunu gösteriyor,
öyle bir noktaya geldik ki, nitelikli bir eğitim ve üzerine konulmuş nitelikli bir donanım yoksa, ortalama bir üniversite bitirmiş olmanın da hiçbir önemi yok…
İşçi talebinde öyle bir noktaya gelindi ki; ya çok nitelikli insanlar ya da hiçbir niteliği olmayan insanlara ihtiyaç duyuluyor.
Ortası yok…


.....


İktidarların seçmen kitleleri…


Güç kaybetmeye başlayan iktidarların elinde kala kala üç ayrı seçmen kitlesi kalır…
Bunlardan ilki; İktidar sayesinde makam ve mevkii sahibi olanlarla, maddi çıkar elde edenlerdir…
İkincisi ise; mali durumları kötü olup, iktidar sayesinde sosyal yardım alanlar ve aldıkları bu yardımla geçinip, bu sosyal yardımları verdiği için iktidara gönül bağı olanlardır.
üçüncüsü ise; Gerçeklerle bağını tamamen koparmış, gerçeğin ne olduğu ile ilgilenmeyip, yanlışın içinde doğru arayan kesimdir.
İktidarların çöküşü de bu üç kesimden birinin kopmasıyla olur.
Zira…
Biri kopunca, diğerleri de kopmak zorunda kalır…


.....


BİRAZDA GüLMEK LAZIM


Romantik davranışları, dillere düşmüş aşklarıyla geçmişte ilişkilerinden epey söz ettirmiş nine ile dede, bir gün oturup eski günlerini yad eder. Sohbetin sonralarında iyice coşan nine, sırf nostalji olsun diye:
- Hadi yine o eski günlerde olduğu gibi sinemanın önünde buluşup, felekten bir gün çalalım! Var mısın efendi?!!
öneriden etkilenen dede:
- Tamam hanım!!! der ve ertesi gün anlaştıkları gibi dede önceden sinemanın önüne gider ve başlar beklemeye… Ancak nine gözükmez. Beklemekten bir süre sonra sıkılan dede, sinirli bir şekilde söylenerek eve gelir. Bakar, hanım evde oturmuş ağlıyor.
- Ya hanım!! Seni o kadar bekledim, niye gelmedin!
İki gözü iki çeşme nine, hıçkıra hıçkıra:
- Annem izin vermediiiii!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi