Kırlangıcın aşkı

Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Penceresinin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra....
Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık...tık...tık... Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç! Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, derin bir nefes almış şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:
--Hey adam! Ben seni seviyorum. diye aşkını ilan etmiş. Adam, 'Hiç kuş insana aşık olabilir mi?" diyerek kuşu red etmiş Kuş ısrarala sevgisini söyleyip durmuş. Saatler günler böyle geçmiş gitmiş. En sonunda adam kırlangıcı kovmuş ve kırlangıç boynu bükük bir şekilde uzaklara uçup gitmiş.
Birsüre sonra kendi kendine düşünen adam hiçbir insanoğlunu kendisini böylesine sevmediğni sevgisi için bu kadar fedakarlığa katlanmadığına anlamış.
--Hay benim akılsız başım demiş. Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, keyifli vakit geçirirdik birlikte.
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:
--Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.
Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış.
Günler, aylar geçtiği halde kırlangıç bir daha geri dönmemiş. Sonunda bir bilgeye danışmış adam. Bilge ona durumu şöyle açıklamış;
--Kırlangıçların ömrü altı aydır...

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi