Henüz 40 yaşındayken, mide kanserine yenik düşen ve büyük acılar çeken ünlü yazar Crisda Rodríguez ölmeden önce bir açıklamasında şunları söyledi; "Dünyanın en pahalı arabasına sahiptim. Bugün tekerlekli sandalyeyle hareket edebiliyorum. Markam, lüks kıyafetler ve ürünler satıyordu. Şimdi üzerimde yalnızca basit bir hastane çarşafı var. Banka hesabım milyonlarla doluydu. Ama artık bu paranın bana hiçbir faydası yok. Lüks bir villada yaşıyordum. Bugün koridorda iki tahta üzerinde yatıyorum. Beş yıldızlı otellerde kaldım. Şimdi penceresiz laboratuvarlarda zaman geçiriyorum. Yüzlerce imza attım. Şimdi sadece tıbbi formlara imza atıyorum. Yedi kişilik profesyonel kuaför ekibim vardı. Şimdi ise başımda tek bir saç teli bile yok. Özel jetlerle seyahat ederdim. Bugün tuvalete gitmek için yardıma muhtacım. Annemle en şık restoranlarda yemek yerdim. Şimdi tek menüm ilaçlar ve serumlar. Bütün bu para, şöhret ve lüks artık benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Çünkü ölümden daha gerçek bir şey yok ve hayatta sağlıktan daha değerli hiçbir şey yok."
Gerçekten tüyler ürpertici. Okurken buz gibi oluyor insan, durup düşünüyor bir şöyle. Hani derler ya nerden nereye... İnsanın yarın ne olacağı hiç belli değil. Aslında herşey boş. Sağlığın yerindeyse bir sıfır öndesin zaten bu hayatta ama sağlık elden gittiyse bir kere, dünyaları da serseler önüne gözün olmuyor hiç bir şeyde.
Eğer sağlığın, yemeğin, başını sokacak bir evin ve seni seven bir ailen varsa inan bana sen zaten her şeye sahipsin. En büyük servetin sağlığın ve sevdiklerin. Sahip olduklarının değerini anlamak için sakın her şeyini kaybetmeyi bekleme. Sımsıkı sarıl sevenlerine ve sevdiklerine. Kendine iyi bak, güzel gör herşeyi, kaliteli yaşa, iyi beslen, herşeyi kafaya takma. Yarınlar ne getirir ne götürür bilinmez. Yeterki sen kıymet bil, gerisi Allah'ın takdiri...
