Başbakan'ın yurt dışına giderayak söylemiş olduğu "Kızlı-Erkekli" sözleri ülkenin gündeminde.
Polemik aldı başını gidiyor.
Sarf edilen sözlere AK Parti içinden de, Başbakan'ın yılmaz savunucusu Gazetecilerden de büyük tepki var.
Başbakan'ın "Kızlı-Erkekli" sözleri ve bu sözleri emir kabul eden Vali ve Emniyetin bazı şehirlerde harekete geçmiş olması işin boyutunun daha da artmasına neden oldu.
Kim ne derse desin, Başbakan'ın söylediği bu sözler ve beraberinde Devlet eliyle gelen baskı ve kontrollerin en çok reaksiyon göreceği şehirlerden biri Eskişehir.
Zira...
Bu şehirde binlerce öğrenci, yine bu öğrencilerin barındığı binlerce Apart var.
Üstelik bu şehirde yaşayanlar, öğrenci davranışlarına alışkın insanlar.
Öğrencilerin cafe ve barlarda oturmasını yadırgamaz bu şehrin insanları.
Kızlı-Erkekli grupların birlikte eğleniyor olmalarından herhangi bir sonuç da çıkartmaz.
Hatta.
Kızlı-Erkekli gençlerin aynı evde kalmasından dolayı gençlerin düşüp kalktığı anlamı aklının köşesine dahi gelmez.
Çok açık söyleyelim, komşuların birbirleriyle olan ilişkilerinin daha fazlası, öğrencilerle olan komşuluktur Eskişehir'de.
Ailelerin büyük bölümü, komşuluk yaptığı kız öğrencilerin evine erkek arkadaşlarının geldiğini, erkek komşularının evine kız arkadaşlarının geldiğini bilir ve bu durumdan "İçeride fuhuş yapıyorlar" anlamını asla çıkartmazlar.
O nedenle...
Pişirdiği yemeğin bir tabağını komşusu olan kız ve erkek öğrencilere veren binlerce aile vardır bu şehirde.
Komşuluk yaptığı Üniversite öğrencileri, çocuklarına ders çalıştıran, sularını yukarıya çıkartan,fatura yatırtılan gençlerdir onlar çin.
Öğrenci komşularına geleni de bilirler gideni de.
Ama hiçbir zaman Başbakan gibi düşünmezler.
İşte o yüzden Başbakan'ın başlattığı polemik en çok Eskişehir'de reaksiyon bulacaktır.
Sonuç olarak bu işten zararlı çıkan da, Eskişehir'de seçim öncesi AK Parti olacaktır.
Şu unutulmamalıdır ki; Eskişehir'de Başbakan'ın söylediklerini katılmayan binlerce öğrenci önümüzde ki Mahalli seçimlerde oy kullanacak.
Sizce bu öğrenciler, önce "Kimsenin özel hayatına müdahale etmiyoruz" deyip, ardından da "Kızlı-Erkekli" polemiği başlatan Başbakan'ın partisine mi?
Yoksa...
-"Öncelikle buna karışmak anayasaya aykırı. Kaldı ki gençler ahlak, namus, örf ve adetler konusunda zaten en az Sayın Başbakan kadar duyarlıdırlar. Türkiye'de anne ve babalar çocuklarına güvenmektedirler ve bu konu da türban konusu gibi Sayın Başbakan'ın elinde kalacaktır" diyen Büyükerşen'e mi oy verir?
Hadi bir daha düşünün?
......
Türk Dünyası
anladı mı ki acaba?
Kim ne derse desin 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Projesi iktidar partisinin Eskişehir için düşündüğü bir projeydi.
Projenin mimarı ise hiç şüphesiz Milli Eğitim bakanı Nabi Avcı.
Projeye, Mahalli seçimleri kazanmada en büyük araç gözüyle bakılıyordu.
Öyle bir lanse edildi ki, Eskişehir'i uçuracak, Eskişehirlilerin yürüyüşünü değiştirecekti.
Olmadı tabii.
Vali dahil bir sürü kurban aldı.
Gelinen noktada 2013 yılının bitmesine 2 ay kaldı.
Ortada ne Eskişehir'i uçuran, ne de Eskişehirlilerin yürüyüşünü değiştiren bir durum var.
Mahalli seçimleri iktidar partisine kazandıracak bir fayda da yok ne yazık ki.
Sonuç olarak...
Projeden Eskişehir ve Eskişehirli konserlerin ve birkaç etkinliğin dışında hiçbir şey anlamadı.
Acaba Türk dünyası anladı mı ki?
......
CHP Odunpazarı adayının
kim olduğunu söyleyelim mi?
Yolda çevirip soruyorlar "CHP'de Odunpazarı adayı kim olur?" diye.
Söylüyoruz bir isim...
Anında "O kesinlikle olmaz" diyerek, neden olmayacağının Grekçelerini anlatmaya başlıyorlar uzun uzadıya.
-"İyi de kardeşim. Madem fikrimi neden sorarsın ki?" demek geliyor içimizden, diyemiyoruz.
Öyle ya...
Madem "Kim olur?" diye sordun. Biz de söyledik bir isim, "O'nun fikri demek ki bu yönde" diye düşün, senin adayın kimse kendine sakla.
Yok, illa kendi adayını bize deklere edecek.
Yine kendince bulduğu gerekçelerle de siyaset mühendisliği yapacak.
Doğrusunu söylemek gerekirse bıkıp usandık bizi yolda çevirenlerin "CHP Odunpazarı adayı kim olur?" sorusundan.
Çoğu zaman cevap bile vermek istemiyoruz.
Bu kez de soruyu soranlar "Bu nasıl gazeteci yahu. Herhangi bir fikri bile yok" demesin diye yeni bir yöntem keşfettik.
Bu yüzden...
Soruyu her soran kişiye aynı cevabı veriyoruz...
-"CHP nin Odunpazarı adayı kim olur?" denilince otomatikman;
-"Örgüte kalırsa Erman Gölet, Yılmaz hoca'ya kalırsa Jale Nur Süllü, Milletvekili Kazım Kurt'a kalırsa Erdal Caferoğlu, işi Allah'a kalırsa da Ayhan Kavas olur" deyip, sıyrılıyoruz işin içinden.
Şaşıracaksınız ama...
Bu kez de Odunpazarı adayının belirlenmesinde "Hocanın dediği olur", "Yılmaz hoca'nın dediği olur", "Kazım Kurt'un dediği olur" ve en ilginci de "Allahın dediği olur" tartışması başlıyor iyi mi?
Şaka gibi yahu...
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Meşhur bir şarap üreticisinin çeşnicibaşısı (degustatör) ölünce yeni bir çeşnicibaşı bulmak için ilan verirler.
Kirli görünümlü, saç baş dağınık bir ayyaş fabrikaya başvurur. Patron adamı basit bir sınavla savmak için, önüne bir kadeh şarap koydurur.. Zaten sarhoş adam kadehi kafasına diker ve "Muscatel kırmızı üzüm, güney yamaçlarda büyümüş, 3 yıllık ve çelik kaplarda olgunlaştırılmış" der.
Fabrika müdürü şaşkınlıkla patrona döner ve "Doğru" der.
İkinci kadehi uzatırlar.
"Güneybatı eğimli yamaçlarda yetişmiş cabarnet kırmızı üzümden. 8 yıllık ve meşe varillerde saklanmış.."
Müdür, daha da büyük bir şaşkınlıkla "Gene doğru" der ve sekreterinin kulağına bir şeyler fısıldar.
Genç kız, doğru tuvalete gider ve beyaz şaraba çok benzeyen bir bardak dolusu çişle geri döner.
Sarhoş düşünmeden kafasına diker..
"Bir sarışın, 26 yaşında, dört aylık hamile .. İşi bana vermezseniz, babasının adını da açıklarım.."
